Buradasınız
Güvensizliğin Nedeni Kapitalist Düzenin Kendisidir!

Kapitalizmin küresel ekonomik krizi tüm yıkıcı etkileriyle birlikte derinleşerek devam ediyor. Gerek Türkiye’de gerekse dünyada krizin bedelini işçilere ödettirmek isteyen patronlar, işçi sınıfına yönelik saldırılarını arttırıyorlar. Kâr oranları düşen patronlar, işsizlik kırbacını elden bırakmıyor, taşeronluk sistemini yaygınlaştırıyorlar. Ücretleri düşürüp, çalışma temposunu arttırarak daha az işçi ve maliyetle daha çok iş yapmayı dayatıyorlar. Gerekli iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı, insanı tüketen çalışma koşulları altında iş kazalarına davetiye çıkarıyorlar. Patronların hizmetkârı siyasetçiler, çıkarılan baskı yasalarına yenilerini ekleyerek otoriter bir rejimin zeminini döşüyorlar. Dünyamızı her geçen gün cehenneme çeviren savaş politikalarıyla dört bir yanımızı kana buluyorlar.
Kapitalizmin yarattığı tüm bu yıkımlar öylesine gizlenemez boyutlara ulaştı ki, işçi-emekçi kitlelerin tepkileri de giderek artıyor. Kapitalizmin yoksulluğa mahkûm ettiği işçi aileleri, işsizlik ve geleceğe dair güvensizlik içinde yaşamaya zorlanıyorlar. Ne kadar çalışırsa çalışsınlar, işçilerin maddi durumunun düzeleceğine dair umutları tükeniyor, genel ekonomik durum, işsizliğin azalması ve tasarruf edebilme ihtimaline yönelik beklentileri gittikçe azalıyor. İşçiler açlık, yoksulluk, işsizlik ve gelecek kaygısı taşıyorlar. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Ocak ayından bu yana yayınlamaya başladığı Ekonomik Güven Endeksi, bu durumu gözler önüne seriyor.
Ekonomik Güven Endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endeks olarak tanımlanıyor. Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor. Ekonomik güven endeksi Mart ayında bir önceki aya göre %15,4 gibi çok yüksek oranda düşerek 74,85 değerine geriledi. Söz konusu gerileme, hem işçi-emekçi kitlelerin, hem de sanayi ve ticaret sermayedarlarının geleceğe güvenle bakmadıklarını gösteriyor. Çünkü ekonomik güven endeksi, işçi emekçi kitlelerle yapılan anketler sonucu hesaplanan tüketici güveni ve imalat sanayi, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerindeki sanayi ve ticaret sermayedarlarına ilişkin güven göstergelerinin birleşiminden oluşuyor.
Türkiye ekonomisi 2014 yılında, %2,9 ile hedefin altında bir büyüme oranında kaldı. Enflasyon beklenenin üzerinde bir oranla %7,61 olarak gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu ekonomik güven endeksine göre, imalat sanayinde, hizmette, perakende ticarette ve inşaat sektöründe güven endeksi azaldı. Kapitalist ekonominin içine düştüğü krizin derinleşmesi, sermayedarlarda ekonominin gidişatına karşı güvensizlik yaratıyor ve yeni yatırım kararı almalarına engel oluyor. Artan faiz oranları, ekonomik büyümenin beklenenin altında gerçekleşmesi, enflasyon ve döviz kurundaki yükseliş uygulanan ekonomi politikalarına güvensizliği arttırmaktadır. Patronlar, ekonomik durgunluğun bir sonucu olarak düşen kâr oranlarını yükseltmek için işçi sınıfının ekonomik ve sosyal haklarına daha azgınca saldırıyorlar. AKP’nin piyasaya güven pompalamak amacıyla propagandasını yaptığı 2023-2071 hedefleri, artık istikrar ve güven aşılamaya yetmiyor. Yıllardır büyüme rakamlarıyla övünen ve bunu izlediği “akıllı politikalara” bağlayan AKP hükümeti de, seçim yolunda ekonomiye ilişkin politikalarında kaygısını açığa vurmakta ve müdahale girişimlerini arttırmaktadır.
Güvensizliğin nedeni kapitalist düzenin kendisidir. Bu sistem, bizlere kaygı ve endişe dolu bir gelecekten başka bir şey veremez. Ne kadar çalışırsak çalışalım, bu düzenin pisliklerine ne kadar katlanırsak katlanalım, sistem krizinin bedelini yine bizlere ödettirmeye çalışıyor. Krizlerin sorumlusu biz değiliz, ancak bütün yıkıcı sonuçları bizlerin omuzlarına yıkılıyor. Bu düzen güvenimizi hak etmiyor. Ancak tek başına güvensizlik yetmez. Kapitalist düzen, bizlere yaşattığı tüm yıkımların bedelini ödemelidir! Patronlar, sorumlusu olduklarını krizin bedelini ödemelidir! Unutmamak gerekir ki, patronlar ve onların hizmetindeki siyasetçiler, söz konusu çıkarları olduğunda domuz topu gibi bir araya gelirler. İşçi sınıfının dağınık ve örgütsüz oluşundan yararlanarak, tüm ekonomik, sosyal ve siyasal haklarımıza saldırırlar. İşçi sınıfı olarak taleplerimiz etrafında bir araya gelmeli ve mücadelemizi yükseltmeliyiz. Acil taleplerimiz için mücadeleye!
Düşük Ücretlere, Uzayan Çalışma Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!
Bütün İşsizlere İş! İş Günü Kısaltılsın!
İşten Atmalar Yasaklansın! Herkese İş Güvencesi Sağlansın!
Asgari Ücret Vergi Dışı Bırakılsın, Vergiler Patronlardan Kesilsin!
İşçilerin Kredi Kartı, Elektrik, Su ve Doğalgaz Borçları Silinsin!
Elektriğe, Gaza ve Suya Zamlar Durdurulsun, Yapılan Zamlar Geri Alınsın!
Gıda Fiyatları Ucuzlatılsın!
Parasız Eğitim, Parasız Sağlık, Parasız Konut, Parasız Ulaşım!
Polis Devleti Uygulamalarına Hayır!
Emperyalist Savaşlara Hayır!
Kahrolsun Kapitalist Sömürü Düzeni!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
- Bursa’da “Hak, Hukuk, Özgürlük” Yürüyüşü
- TTL Grevcisi Kadınlar: “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimizdik”
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB 1 Mayıs’ta Kadıköy’e Çağırdı
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- Liseliler Ayakta: “Öğretmenime Dokunma!”
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
Son Eklenenler
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.
- Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde olan belediyeler ile petrokimya sektöründeki fabrikalarda birer birer grev kararları alınıyor. İzmir’de Narlıdere Belediyesi işçileri grevin ilk gününde kazanım elde ederken Konak Belediyesinde 7 Mayısta grev...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü mücadelesi 1889’dan önce başlamıştı. Ancak 1 Mayıs 1889’da, 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canımızın istediğini yapma talebiyle kitlesel olarak alanlara çıkıldı. 1 Mayıs bu başkaldırının ve daha adil bir...