Buradasınız
Haklarımızı Yedirmeyelim
Aydınlı’dan bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Tuzla’da bir deri fabrikasında işe başlamıştım. Çalıştığım fabrika sendikalı bir yerdi. Bu fabrikada bir yıl dört ay çalıştım. Bu süre öncesinde işçilikle, sendikayla, işçi mücadelesiyle alakalı hiçbir bilgim yoktu. Ta ki UİD-DER’le tanışana kadar. Bundan önce, bilinçsizce kendi benliğinin dahi farkında olmayan bir kara kutu içerisinde yaşayan insanlardan bir farkım yoktu. Dünyaya at gözlükleriyle bakarken meğer ne kadar çok şey kaçırmışım, neleri görememişim. Benliğimi bulmamda, gözümdeki perdenin kalkmasında, dünyayı daha geniş ve sorgulayıcı bir şekilde bakmamda önemli bir etkendir UİD-DER.
Ben bunların farkına varmışken çalıştığım fabrikadaki işçiler tüm bunlardan bihaber yaşıyorlardı. Bizim arkadaşlarla verdiğimiz uğraş belirleyici bir güç olamamıştı ki, benim işten çıkışım gündeme geldi. Haksız yere işten atıldığım halde arkamda duranlar fabrikanın çoğunluğu değildi. Demek ki sendikaya üye olmak örgütlü olmak değildi.
Ben de hakkımı yasal yollarla aramaya karar verdim. Tazminatımı da aldım, işe iade davamı da açtım. Mahkeme günü geldiğinde ben işyerinden benimle birlikte işten atılan arkadaşımı da şahit gösterip duruşmanın olduğu Kartal 3. İş Mahkemesine gittik. Duruşma başlamadan önce işverenin tanığı olarak gösterilen idari amirle karşılaştık. Yarım saatlik sohbet içerisinde idari amirin göstermiş olduğu tutum tamamı ile benim aklımı karıştırmak yönündeydi. Bol bol nasihat, bol bol “yapma oğlum, etme oğlum” gibi kalıplaşmış cümlelerle bu yaptığımın yanlış olduğunu belirtiyordu. Sanki karşısında bilinçsiz bir işçi varmışçasına.
Sonra duruşma salonuna girdik ve duruşma başladı. Hâkim şahitleri dinledi, sonra işveren temsilcisine çıkarma sebeplerini sordu. Çok tuvalete gittiğimi söyleyince hâkim; “Tuvalete de mi gitmeyecek?” dedi. Çalıştığım makine beş yılda öğreniliyormuş, güvenli değilmiş, tecrübe gerektiriyormuş deyince hâkim şahitlere sordu. Şahitler beş yılda değil iki üç günde öğrenilebilecek güvenli bir makine olduğunu, davacıdan sonra işe giren işçilerin dahi bu makineyi kullandığını söylediler. Bir şey bulamayan işveren tanığı bu sefer de telefonla çok konuştuğumu söyledi. Şahitler hâkime, “makine iki yönlü kullanılan bir makine, eğer biri durursa diğeri de durmak zorunda kalıyor. O yüzden böyle bir şey yok” dediler. Bu konuşmalar neticesinde benim haklı olduğum ortaya çıkmış olmasına rağmen, hâkim, prosedür gereği davayı uzattı. Duruşma çıkışında o iyi niyetli, düşünceli, bol bol nasihat verip benim iyiliğimi isteyen pozlarındaki idari amir gitmiş, yerine suratsız bir adam gelmişti. Seslendiğim halde arkasına bile bakmadan çekip gitti.
Bugün işçiler uğradıkları haksızlıklar karşısında çoğu zaman hiçbir hak talep etmeksizin öylece çekip gidiyorlar. Oysa işçilerin yapması gereken, örgütlü mücadeleyle ve ayrıca yasal yollarla haklarını aramaktır. Açtığımız davalarda birbirimize şahit olmak boynumuzun borcudur, bu davaları kazanmamız da önemlidir. O zaman çekip giden biz değil patronların temsilcileri olur.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Dikkat Hırsız Var!
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
Son Eklenenler
- Bugün milyarlarca insan kapitalizmin yarattığı pek çok sorunla cebelleşiyor. İşsizlik, yoksulluk, iklim krizi, göç krizi, emperyalist savaşlar… Dünya üzerinde yaklaşık 300 milyon göçmen var. Türkiye’de Amerika’da, İspanya’da İngiltere’de ve daha...
- Geçtiğimiz günlerde Asya’nın en zengin ailesi olan Ambaniler’in Martta başlayan 4 aylık düğün maratonunda 250 milyon dolar harcadıklarına dair bir haber okudum. Mukesh Ambani’nin oğlu Anant’ın evlendirildiği şatafatlı düğüne dünyanın her yerinden...
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.