Buradasınız
İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne

13 Şubatta Erzincan İliç’te Çöpler Altın Madeninde çöken tonlarca siyanürlü toprak adeta sel olup aktı, 9 işçiyi yuttu. İşçilerin uyarılarını önemsemeyen, denetim ve önlem almayan şirket yönetimi ve siyasi iktidar faciaya davetiye çıkarmıştı. Ama yaşamını sürdürmek için madenlerde çalışmak zorunda kalan işçilerin ölümle ilk karşılaşması değildi İliç faciası. Türkiye’nin geçmişinde sayısız maden kazası ve 100 yıllık bu tarihte binlerce işçinin ölümüyle sonuçlanan madenci katliamları bulunuyor. 2014’te Soma ve Ermenek’te, 2022’de Amasra’da meydana gelen madenci katliamlarında toplam 361 işçi hayatını kaybetti.
Ne var ki yalnızca bu büyük facialarda yaşamdan koparılmadı maden işçileri. Maden ocaklarında dayatılan ağır çalışma koşulları binlerce işçiyi salgın hastalıklarla, akciğer hastalıklarıyla yavaş yavaş öldürdü. İşçilerin zorla madenlerde çalıştırıldığı, ağır ve kötü çalışma koşullarının dayatıldığı, yüzlerce işçinin öldüğü Mükellefiyet dönemi ülke tarihinin en acı dönemlerinden biri olmuştu. Bundan tam 84 yıl önce, 26 Ocak 1940’ta devlet “Milli Korunma Kanunu” çıkardı. Bu kanun kapsamında getirilen Mükellefiyet ile 27 Şubat 1940 ile 1 Eylül 1947 tarihleri arasında 60 bin işçi Zonguldak, Soma ve Tavşanlı madenlerinde zorla çalıştırıldı.
Mükellefiyete göre işçiler hafta tatili olmadan, günde 10 saat, ağır ve yorucu şartlarda çalıştırıldı. Sendika, grev hakkı ve hatta doğru dürüst bir iş yasası yoktu. Yerin dehlizlerinde karın tokluğuna, ölesiye çalıştırıldı yöre halkı. Nicesi o madenlerde öldü, İlet Mezarlığına gömüldü. Bu durum romanlara, ağıtlara, şiirlere, türkülere konu oldu. İşçilerin, gelinlerin, ailelerin acısı ve öfkesi bugünlere kadar geldi.
1960’larla birlikte işçiler sendikalaşmaya, örgütlenmeye başladılar. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması için de mücadele ettiler ve kazanımlar elde ettiler. İlerleyen yıllarda büyüyen sınıf mücadelesinin önüne geçmek isteyen sermaye sahipleri ve devlet toplumu darbelerle ezdi, yapay ayrımlar ve yoksullukla derin bir örgütsüzlük çukuruna itti. Yerli ve yabancı sermaye ortaklık kurarak metalden madene bütün işkollarında işçilere ucuz işçiliği ve ağır çalışma koşullarını dayattı.
Çok açık ki işçi sınıfının tek güvencesi örgütlü olmak ve mücadele etmektir. Sömürü düzeninin artan kötülüklerine karşı sadece örgütlü olmak hayat kurtarır! Dün ve bugün bize yaşatılan acıları unutmamak, örgütlü mücadeleye duyduğumuz ihtiyacı hep aklımızda tutmak zorundayız.
İlet’ten İliç’e Mükellefiyet’ten bugüne yitirdiğimiz tüm madenci sınıf kardeşlerimizin anısına Nida Ateş tarafından derlenen “Mükellef İlan Oldu” ağıdını dinleyelim.
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
- Doğanın Değil Doların Yeşilini Sevenlerin Yasası
- Bomb Love, Savaş ve Çocuklarımız…
- 102 Günde 132 Kadın Öldürüldü Duydunuz mu?
Son Eklenenler
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...