Buradasınız
ILO: Üç Yüz Milyon Genç ya İşsiz ya Yoksul
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) "Gençliğin İstihdamında Küresel Eğilimler" raporuna göre, dünyada işsiz gençlerin sayısı yükseliyor; yüz milyonlarca genç de çalışıyor olmasına karşın yoksul.
Çalışmaya göre, genç işsizlerin sayısı 1995'te 74 milyonken, 2005'te 84 milyona yükseldi. 300 milyonu aşkın gençse, yoksulluk sınırı olan günlük 2 ABD dolarının altında yaşıyor.
ILO, 15-24 yaş arasındakileri genç olarak tanımlıyor. Dünyada yaklaşık 1,1 milyar genç var.
Raporda yer alan bazı bulgular şöyle:
* 1,1 milyar gencin yaklaşık üçte biri ya iş arıyor ama bulamıyor ya iş aramaktan tamamen vazgeçmiş durumda ya da çalışıyor ama yoksul.
* Dünyanın genç nüfusu 1995'ten 2005'e yüzde 13,2 arttı; ama gençlerin istihdam oranı aynı dönemde yalnızca yüzde 3,8 artarak 548 milyon kişiye ulaştı.
* İşsiz gençler dünyadaki toplam işsiz nüfusun yüzde 44'ünü oluşturuyor. Oysa, genç nüfus 15 yaş üstü çalışabilir nüfusun yalnızca yüzde 25'ini oluşturuyor.
* Genç nüfusun üretim potansiyelini karşılamak için 400 milyon yeni ve daha iyi işe ihtiyaç var.
* Çalışacak insanca bir işin olmamasıyla erken yaşta tanışmak, gençlerin gelecekteki çalışma koşullarını da kalıcı olarak sekteye uğratıyor. İlk deneyimi uzun süreli işsizlik olan bir gencin çalışma yaşamını işsizlikle düşük ücretli işler arasında sürdürme olasılığı yüksek.
En çok işsiz genç Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da
İşsiz genç nüfusun en yoğun olduğu bölge, yüzde 25,7'yle Ortadoğu ve Kuzey Afrika. İkinci sırada yüzde 19,9'la Avrupa Birliği dışındaki Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri geliyor. Bu oran, Sahra Altı Afrika'da yüzde 18,1, Latin Amerika ve Karayipler'de yüzde 16,6, Güneydoğu Asya ve Pasifik'te yüzde 15,8, gelişmiş ülkeler ve AB'de yüzde 13,1, Gübey Asya'da yüzde 10, Doğu Asya'daysa yüzde 7,8.
Genç kadınlar daha kötü durumda
Rapora göre, genç kadınların durumu çok daha zor. Çalışma yaşamına katılım oranları çok daha düşük. Örneğin Güney Asya'da genç erkeklerle kadınların arasında yüzde 35 fark var. ILO'ya göre bu fark, kültürel geleneklerden, genç kadınların işyeri ve ev işlerini birlikte götürmelerini sağlayacak olanakların olmayışından ve iş olanakları azaldığında kadınların çok daha kolay işten çıkarılmaları eğiliminden kaynaklanıyor.
Genç çalışanların yüzde 56'sı yoksul
Gençler için çalışıyor olmak yaşamlarını ekonomik olarak sürdürebilmek anlamına gelmiyor.
Çalışan gençlerin yüzde 56'sı yoksul. Aynı zamanda, uzun çalışma saatlerine, geçici veya enformel sözleşmelere, düşük ücrete, sosyal güvencesizliğe, çok az iş eğitimine ve işyerinde ses çıkarmamaya zorlanıyorlar. "Özetle, iş insanca iş demek değil" diyor ILO rapor.
Raporda "kaygı verici"1 diye nitelenen bir başka durum da ne çalışan ne de okuyan gençlerin sayısı. Orta ve Doğu Avrupa'da genç nüfusun yüzde 34'ü ne okuyor ne de çalışıyor. Bu oran Sahra altı Afrika'da yüzde 27,
Orta ve Güney Amerika'da yüzde 21, gelişmiş ülkelerde ve Ab bölgesindeyse yüzde 13.
Yanlış bilinenler
Rapor gençler ve istihdamla ilgili yanlış bilinenler olduğunu, gençlerin işsizliğinin yalnızca buzdağının tepesi olduğunu söylüyor ve şunlara dikkat çekiyor:
* Eğitime erişim birçok genç için hâlâ büyük bir sorun. Birçok gelişmekte olan ülkede okur yazarlık düzeyinin artması gerekiyor.
* Yüksek öğretim iş bulmayı, özellikle de insanca bir iş bulmayı garantilemiyor.
* Ekonomik büyümenin düşük olduğu veya ekonomi büyürken istihdamın daraldığı durumlarda, gençler için iş güvenliği iş tatmininden önce geliyor.
* İşsizlik oranları tek başına anlamlı değil. Çünkü, çalışan yoksullarla engellenmiş, caydırılmış gençlerin nüfusu işsizlerden daha yüksek.
* Tarım sektörü ve kırsal alanlar, hâlâ dünyadaki istihdamın yüzde 40'ını oluşturuyor. ILO, kırsal alanlarda istihdam yaratmanın gençliğin istihdamı ve yoksulluğun azaltılması stratejilerinde önemli bir rol oynayabileceğini düşünüyor. Kırsal ekonomide ücretlerin iyileştirilmesi ve yoksulluğun azaltılmasıyla genç nüfusun kentlere göç etmesinin de önüne geçilebileceğini söylüyor.
Ekim’den Bir Yaprak
Kaynak:
- İsrail’de Yüz Binler Haykırdı: Savaşı Durdurun!
- ABD’li Emekçiler Filistin Halkının Yanında!
- Sırbistan’da Öğrenciler Hesap Sormaya Devam Ediyor!
- Dünya İşçi Sınıfı Filistin Halkının Yanında, Emperyalist Savaşın Karşısında!
- İşçiler Kemer Sıkma Politikalarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadele Ediyor
- İngiltereli Emekçiler Filistin Halkı için 30. Kez Meydanlarda!
- Dünya Meydanlarında “Gazze’yi Aç Bırakmaya Son Verin!” Eylemleri
- İngiltereli Emekçiler Filistin Halkıyla Dayanışmaya, Protesto Hakkına Sahip Çıkmaya Devam Ediyor
- Dünya İşçi Sınıfı “Mücadeleye Devam” Diyor
- İspanya’da Metal İşçilerinin Grevi Bitti, Mücadele Devam Ediyor
- Hindistan’da 250 Milyon İşçi ve Emekçi: Boyun Eğmiyoruz!
- ABD’de Trump’a ve Otoriterleşmeye Karşı Öfke Büyüyor
- Kenya’da İşçilerin ve Emekçi Gençliğin Yükselen Mücadelesi
- İspanya’da Metal İşçileri Grevde
- Dünya Meydanlarında Emperyalist Savaşa Hayır Sesleri Yükseliyor
- İtalya’da Savaşa Karşı Genel Grev ve Protesto
- Dünya Meydanlarında Milyonların Sesi
- Filistinli İşçi ve Emekçilerle Uluslararası Dayanışma Büyüyor
- ABD’de Göçmen Karşıtlığına Karşı Protestolar Devam Ediyor
- İngiltere’de İşçiler Kemer Sıkma ve Savaş Politikalarına Karşı Meydanlarda
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...