Buradasınız
Çalışma Hayatında Sık Sorulan Sorular
İşçilerin çalışma şartlarını ve haklarını düzenleyen yasalar hangileridir?
İşçilerin çalışma şartları ve hakları ile ilgili düzenlemelerin yapıldığı temel yasa 4857 sayılı İş Yasasıdır. Bunun dışında, sosyal güvenlikle ilgili olarak 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası, işçilerin sendikalaşması ve toplu sözleşme yapabilmesinin çerçevesini çizen 2821 Sayılı Sendikalar Yasası ve 2822 Sayılı Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Yasası yürürlüktedir.
İşçinin yasal çalışma süresi ne kadardır?
Çalışma süresi İş Yasasının 63. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre haftalık çalışma süresi 45 saattir. 45 saatlik çalışma süresi aksi kararlaştırılmamışsa haftanın günlerine eşit olarak bölünmelidir. Örneğin bu uygulama hafta içi 8 saatten 5 gün, cumartesi yarım gün şeklinde olabileceği gibi, hafta içi 9 saat üzerinden de 45 saat tamamlanabilir.
Yasada düzenlenen başka bir uygulama da denkleştirme yöntemidir. Buna göre, 45 saatlik haftalık çalışma süresi günde 11 saati aşmayacak şekilde haftanın günlerine bölünebilir. Denkleştirme süresi yasada 2 ay şeklinde düzenlenmiştir. Bu durumda günde 11 saat çalışılması halinde 2 ay sonunda çalışma süresinin haftalık 45 saati aşmaması gerekmektedir. Yasa bu uygulamada tarafların (işçi-işveren) anlaşması şartını koymuştur. Yani denkleştirme tek taraflı bir şekilde işverenin işçilere dayatabileceği bir uygulama değildir.
Çalışılmış sayılan günler ve ücreti
İşçinin çalışmış sayılarak hak ettiği ücret en başta hafta tatili ücretidir. Hafta tatili ücreti işçinin maaşına dahildir. Yine ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de işçi çalışmadığı halde ücretini tam olarak alacaktır. İşçinin evlenmesi halinde 3 gün, anne, baba, kardeş ve çocuklarının ölümü halinde 3 güne kadar verilen izinlerin ücreti de çalışılmış gibi işçiye ödenir.
İşveren işçiyi molasız çalıştırabilir mi?
İşçiler molasız çalıştırılamazlar. Yasada işin süresine göre mola süreleri belirlenmiştir. İşçilere, 4 saate kadar olan işlerde 15 dakika, 4 saatten fazla 7,5 saatten az süren işlerde yarım saat, 7,5 saatten fazla süren işlerde 1 saat ara dinlenmesi verilmesi, ayrıca bu sürelerin bölünmeden işçiye kullandırılması gerekmektedir. Kullanılan bu ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmaz.
İşçi deneme süresinde sigortasız ve ücretsiz çalıştırılabilir mi?
İşverenlerin çoğunluğu, yasayı istedikleri gibi yorumlayarak işçileri deneme süresinde sigortalı yapmamakta ve ücretlerinin ne kadar olduğunu söylememekte, hatta bu sürelerde ücretsiz çalıştırmaya bile başvurmaktadırlar. İşçilerin çoğunluğu da bu uygulamayı kanıksamışlardır. Oysa yasal düzenlemelere göre uyulması gereken kurallar tam tersidir.
Yasalar deneme süresini hem işçiye hem de işverene tanımaktadır. Bu süre en çok iki aydır. Fakat toplu sözleşmelerle bu sürenin 4 aya kadar uzatılabileceği belirtilmektedir. Deneme süresi, işçiye ve işverene bu süre sonunda bildirimde bulunmadan (tazminatsız) iş ilişkisini bitirme (fesih) hakkını vermektedir. Ancak işçinin çalıştığı günler için ücret ve diğer tüm hakları verilmek zorundadır.
İşçi işe başladığından itibaren sigortası yapılmak zorundadır. Yine işçinin iş sözleşmesi bir yıl ve üzerindeyse işçinin çalışma koşulları, ücreti vb. konuları içeren sözleşme yazılı olarak yapılmak zorundadır. Ancak böyle bir sözleşme yapılmadan işe başlayan işçiye, işveren en geç iki ay içinde, çalışma koşullarını, ücret ve diğer ödemeleri, çalışma süresi belliyse süreyi vb. belirten bir belge vermekle yükümlüdür.
Ücretin zamanında ödenme zorunluluğu
Hemen her işyerinde sıkça rastlanan sorunlardan biri de işçi ücretlerinin ödenmesinde yaşanan gecikmelerdir. Bazı durumlarda, aylık ücret uygulaması olan işyerlerinde işçi ücretleri taksitler halinde ödenmektedir.
Oysa İş Yasasının 32. maddesine göre, aylık ücret uygulaması olan işyerlerinde ücretin en geç ayda bir ödenmesi gerekmektedir. Toplu sözleşmeler ve iş sözleşmeleriyle ücret ödeme süresi bir haftaya kadar düşürülebilir.
İşçi ücretleri ücret ödeme gününden itibaren 20 gün içinde ödenmezse işçinin çalışmama hakkı vardır. İşçilerin mahkemeye başvurması halinde işveren gününde ödemediği ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz uygulaması cezasına çarptırılacaktır.
İşçi işten atıldığında ya da emekli olduğunda, hak ettiği tüm ücret ve para ile ölçülebilen haklarının tamamının peşin olarak ödenmesi gerekmektedir.
İşverenden herhangi bir ücret alacağı olan bir işçi, bu alacağını 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak talep etme hakkına sahiptir. 5 yıl geçirildiği takdirde ise alacak hakkından vazgeçmiş sayılmaktadır.
Ücret kesme cezası hangi şartlarda verilebilir?
İş Yasasının 38. maddesi ücret kesintisinin hangi şartlarda olabileceğini düzenlemiştir. İşveren, iş sözleşmelerinde ve toplu iş sözleşmelerinde belirtilen (belirtilmişse) sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez. Sözleşmelere dayanarak verdiği ücret kesme cezalarını ise işçiye sebebiyle birlikte bildirmek zorundadır. İşçi ücretlerinden ceza mahiyetinde yapılacak olan kesintiler işçinin iki günlük ücretinden fazla olamaz.
İşveren, ceza olarak kestiği paraları kendisi için alıkoyamaz. Yasaya göre bu paralar bir ay içinde, işçilere verilecek eğitim ve sosyal hizmetlerde kullanılmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bu iş için bildirdiği banka hesabına yatırılmak zorundadır. Yine bu paraların nasıl harcanacağının, işçi temsilcilerinin de içinde bulunduğu bir kurul tarafından belirlenmesi gerekmektedir.
Fazla çalışma zorunlu mudur?
Pek çok işyerinde, fazla çalışma zorunlu bir uygulama olarak dayatılmakta ve işçiler onayları alınmaksızın fazla mesaiye bırakılmaktadırlar. Oysa yasaya göre fazla çalışma yapılması için işçilerin onayının alınması şarttır. Zorunlu mesai sadece acil işlerde, acil hallerde, örneğin makinelerin arızalanması vb. durumlarında yaptırılabilir. Gece çalışmasında fazla çalışma yaptırılamaz.
Fazla çalışma ücreti oranları nelerdir?
Fazla çalışma haftalık 45 saati aşan çalışmadır. Şayet bir işyerinde denkleştirme uygulaması var ise (bkz. İşçinin yasal çalışma süresi ne kadardır?) denkleştirme süresini aşan kısım fazla çalışmadır. Fazla çalışma süresinin toplamı yılda 270 saati geçemez. Fazla çalışma ücreti ise işçinin saat ücretinin en az %50 fazlası olarak ödenmek zorundadır.
Haftalık çalışma süresi sözleşmelerle 45 saatin altında belirlenen işyerlerinde, fazla çalışma, sözleşmede belirlenen haftalık çalışma süresini aşan kısımdır. Kısmi sürelerle (part-time) çalışmada fazla çalışma ücreti işçinin günlük ücretinin %25 yükseltilmesiyle ödenmek zorundadır.
Yine yasaya göre hem fazla çalışma hem de kısmi sürelerle çalışma yapan işçi, bu çalışmalarının karşılığında zamlı ücret almak yerine izin kullanabilir. İzin kullanımı tamamen işçinin rızasına bağlı bir uygulamadır.
İzin uygulamasında, işçi, yaptığı fazla çalışma karşılığında bir saat için 1 saat 30 dakika, kısmi sürelerle çalışan işçi 1 saat için 1 saat 15 dakika izin kullanabilmektedir. Denkleştirme uygulaması nedeniyle işçin fazla çalışma karşılığında kullanacağı izinler 6 ay gibi uzun bir zaman dilimine yayılarak bu konuda esneklik getirilmiştir. İşçi iznini iş süreleri içinde ve ücretinde herhangi bir kesinti yapılmadan kullanacaktır.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma zorunlu mudur?
Yasaya göre ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılıp yapılmayacağının bireysel sözleşmelerle ya da toplu iş sözleşmeleriyle belirlenmesi gerekir. Şayet belirlenmemişse bu günlerde çalışıp çalışmayacağına işçi karar verir. Yani bu günlerde çalışma işçinin onayına tâbidir.
Şayet işçi bu günlerde çalışmışsa, çalıştığı her gün için fazladan bir günlük ücret alır. İşçi bu günlerde çalışmayarak dinlenmişse, bugünlere ait ücreti herhangi bir kesinti yapılmaksızın tam olarak ödenir.
Yıllık ücretli izin hakkı ne kadardır, yıl içinde kullanılmayan izinler yanar mı?
Yıllık izin ile ilgili düzenlemeler, 4857 sayılı İş Yasasının 53-60. maddelerinde düzenlenmiştir.
Bir işyerinde deneme süresi dahil işe başladığı tarihten itibaren bir yılını dolduran işçiler yıllık izin kullanma hakkını elde ederler. Yasaya göre yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez. Buna göre işçi yıllık iznini kullanmak, işveren de işçiye yıllık iznini kullandırmak zorundadır.
Yasaya göre izin kullanacak işçinin bir ay önce işverene yazılı müracaatta bulunması gerekmektedir. İşçi sayısı 100’den fazla olan işyerlerinde izin kurullarının oluşturulması şarttır. İzin kurulu bir işveren vekili ve iki işçi temsilcisinden oluşur. İşyerinde izin kullanımıyla ilgili her uygulamaya izin kurulu karar verir.
Yıllık ücretli izin işveren tarafından bölünerek verilemez, bir seferde ve tamamının verilmesi gerekmektedir. Yıllık izninin bölünüp bölünemeyeceğine işçi karar verir. İşçinin rızası halinde bile yıllık izin en çok üçe bölünebilir. Ayrıca bölünme durumunda izin parçalarından hiçbirinin süresi 10 günden az olamaz.
Yıl içinde işçiye işveren tarafından verilen ücretli ve ücretsiz izinler, yıllık izinden kesilemez. İzin süresine rastlayan hafta tatili, genel tatil ve ulusal bayram günleri izin süresinden sayılmaz. İşveren, iznini şehir dışında geçirecek işçiye 4 güne kadar ücretsiz yol izni vermek zorundadır.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara 14 günden,
b) Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara 20 günden,
c) On beş yıl ve daha fazla olanlara 26 günden az olamaz.
Ancak, on sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz.
Mevsimlik ve kampanya işlerinde çalışan işçilerin, işyerinde çalışmaya devam ettikleri sürece yıllık izin hakları devam edecektir. Part-time çalışan işçiler ve çağrı üzerine çalışan işçiler yıllık izin hakkından tam süreli çalışan işçiler gibi yararlanırlar.
Yıllık izin süresince işçiye ücreti tam olarak ödenir.
Yıl içinde kullanılmayan izinler hiçbir şekilde yanmaz. İşçilerin kullanılmayan izinler karşılığında para talep etmek gibi eğilimleri olmakla birlikte, bu uygulama yasal değildir.
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...