Buradasınız
İngiltere’den Suriye’ye İşçiler Mücadeleyi Sürdürüyor!

İngiltere: Hayat pahalılığına karşı grevler devam ediyor
İngiltere işçi sınıfı geçtiğimiz yıldan bu yana tarihi grevlerle mücadeleyi büyütüyor. İşçilere ve sendikalara yönelik saldırılarını yoğunlaştıran hükümet istediği sonuca varamayınca işçilerin talepleri doğrultusunda adım atmak zorunda kaldı. Rişi Sunak hükümeti, kamu sektöründeki grevleri bitirme umuduyla aylardır yanaşmadığı müzakereyi kabul ederek teklif ettiği zamları arttırmak zorunda kaldı. Ancak bunun da yeterli olmadığını söyleyen farklı sektörlerden işçiler mücadeleye devam ediyor.
Hükümetin yüzde 6’lık zam teklifini kabul etmeyen pratisyen hekimler 11-15 Ağustos tarihleri arasında greve gittiler. Sağlık emekçileri, hükümetten taleplerini karşılayacak düzeyde bir teklif gelmediği sürece grevlere devam edeceklerini belirtiyorlar. Grev oylamalarını sürdüren BMA üyesi pratisyen hekimler ise 19 ve 20 Eylülde gerçekleştirecekleri greve hazırlanıyorlar. 2008’den bu yana ücretlerinde yüzde 31,7’lik bir kesintiyle karşı karşıya olduklarını söyleyen uzman doktorlar da hükümetin teklifini kabul etmeyerek yeniden “grev” dedi. 24 ve 25 Ağustosta 48 saatlik grev gerçekleştiren uzman doktorlar ülke çapında hastane önlerinde dövizleri ve flamalarıyla taleplerini haykırdı. Çöküşün eşiğindeki Ulusal Sağlık Sisteminde (NHS) büyüyen sorunlar için de mücadele çağrısında bulunan doktorlar hükümetin müzakerelere yanaşmaması durumunda 19 ve 20 Eylül ile 2, 3 ve 4 Ekim tarihlerinde de greve gideceklerini duyuruyorlar.
RMT üyesi demiryolu işçileri, geçtiğimiz yazdan bu yana ücretlerin yükseltilmesi, emeklilik haklarının korunması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle mücadeleyi sürdürüyor. 14 ayrı demiryolu şirketinde çalışan on binlerce demiryolu işçisinin grevleri devam ediyor. 26 Ağustosta ulusal demiryolu ağlarında greve giden RMT üyesi 20 bin işçi, 2 Eylülde de greve gidecek. RMT’li işçiler demiryolu patronlarının ülke genelinde yaklaşık bin bilet gişesini kapatma planına da öfkeliler. Uygulanması durumunda binlerce kişiye işini kaybettirecek, başta engelli ve yaşlılar olmak üzere pek çok yolcu için demiryoluyla seyahati erişilemez hale getirecek bu plan, 31 Ağustosta başbakanlık binası önünde gerçekleştirilecek eylemle protesto edilecek. ASLEF üyesi binlerce tren sürücüsü de RMT üyesi demiryolu işçilerinin ardından grev kararı aldı. 26 Nisandan bu yana işverenlerden tek bir kelime bile duymadıklarını, hükümetinse 6 Ocaktan bu yana kendileriyle herhangi bir temasta bulunmadığını söyleyen ASLEF üyeleri 1 Eylülde greve çıkacak. 2 Eylüldeyse hiçbir üyesi fazla mesaiye kalmayacak. Hükümet ve patronlar, demiryolu sektöründe devam eden ve diğer sektörlere de ilham ve cesaret veren mücadelenin kazanımla sonuçlanmasını bir tehlike olarak görüyor. Ancak mücadeleci demiryolu işçileri saldırılara karşı grev silahını kuşanmaya devam ediyor.
Yunanistan: Orman yangınları ve göçmen karşıtlığı protesto edildi
Dünyanın pek çok ülkesinde işçi ve emekçiler ekolojik krizin, iklim değişikliğinin ve rant politikalarının yıkıcı sonuçlarını yaşıyor. Özellikle yaz aylarında artık “sıradan” bir hâl alan orman yangınları felaketlere dönüşüyor. Yunanistan’da Temmuzdan bu yana aralıklarla süren yangınlar Ağustosta da devam etti. Ülkenin farklı noktalarında çıkan yangınlara 21 Ağustosta göçmenlerin yoğun olarak bulunduğu Meriç Bölgesi eklendi. Türkiye sınırından Yunanistan’a göç eden binlerce göçmenin yaşadığı alanda aralarında çocukların da bulunduğu en az 26 insan yaşamını yitirdi.
Doğa yıkıma uğrarken, yerleşim yerleri yok olurken, onlarca insan alevlerin içinde kalırken felaketten beslenen egemenler ırkçı saldırılara ve provokasyonlara hız verdi. Yangının sorumlusunun göçmenler olduğunu söyleyen faşist güçler, yangınlar devam ederken göçmen avına çıktı. Televizyonlardan ve sosyal medyadan sürekli kundakçılıkla suçlanan göçmenler hedef haline getirildi. Tüm dünyada olduğu gibi Yunanistan’da da büyük bir acı, yokluk ve yoksullukla mücadele eden göçmenler günah keçisi ilan edildi.
Ancak bu oyuna gelmeyen, göçmenlerin değil gerekli önlemleri almayan, iklim krizinin büyümesine sebep olan egemenlerin suçlu olduğunu bilen sendikalar, sosyalistler ve mücadeleci işçiler Atina’da bir araya geldi. 24 ve 26 Ağustosta meydanlara çıkan binlerce işçi ve emekçi, “Savaş uçaklarına değil, itfaiyeye para harcayın”, “Adalet” şiarlarını yükseltti. 26 Ağustosta Parlamento binası önünde gerçekleştirilen eylemde, hükümetin müteahhitlere ve şirketlere para akıtırken, orman yangınlarına yetersiz müdahalesi protesto edildi. Eksik ve yetersiz ekipmanla çalışan itfaiyenin güçlendirilmesi talep edildi. Göçmen karşıtlığı yaparak gerçek sorumluların saklanamayacağını haykıran binlerce işçi, göçmenlerle dayanışmayı büyütme çağrısı yaptı.
Suriye: Emekçiler baskılara, yoksulluğa ve yolsuzluğa hayır diyor!
Suriye’de savaşın ve yoksulluğun pençesindeki emekçiler hükümetin akaryakıt sübvansiyonlarını kaldırdığını açıklamasıyla birlikte Süveyda, Dera ve Lazkiye kentlerinde grev ve protesto gösterilerine başladı. 17 Ağustostan bu yana kentlerin çeşitli bölgelerinde kırktan fazla protesto gösterisi düzenlendi. Baskılara rağmen emekçiler 28 Ağustosta da eylemlerine devam etti.
Ülkede kriz derinleşiyor, nüfusun yaklaşık yüzde 90’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Suriye lirası sürekli değer kaybediyor, enflasyon durmaksızın artıyor. Kimi emekçilerin aylık ücretleri 20 dolara kadar gerilemiş durumda. Ülkede ilaç bulmak giderek güçleşiyor. Birçok kentte emekçiler elektriğe ulaşmakta zorlanıyorlar. 6 Şubat depremlerinin yaraları sarılmayı bekliyor. İşçi ve emekçiler sorunlarının çözülmesini istiyorlar.
İşçi ve emekçiler ekonomik taleplerin yanı sıra baskılara son verilmesi ve hapse atılan muhaliflerin serbest bırakılması gibi siyasal taleplerini de dile getiriyor. Barış içinde, yerinden yurdundan göç etmek zorunda kalmadan yaşamak isteyen emekçiler rejimin değişmesi gerektiğini savunuyorlar. Baas rejimi ise protesto gösterilerinin devam ettiği kentlerin giriş çıkışlarını kapatarak, baskı ve zorbalıkla emekçileri sindirmeye çalışıyor. Suriyeli emekçiler mahkûm edildikleri koşullara tepkilerini dile getirmeye devam ediyor.
- Madrid Ayakta: “Sağlık Haktır, Satılamaz!”
- Hollanda’da 100 Bin Kişi Filistin Halkı İçin Yürüdü
- Nakba’nın 77. Yılında İngiltere’de Yüzbinler Meydanlara Çıktı
- Peru ve Almanya’da Grev, İspanya’da Protesto
- Arjantin’de İşçiler Üçüncü Kez Genel Grevde!
- Yunanistan’da Kemer Sıkma Politikalarına Karşı Genel Grev
- ABD, İspanya ve İtalya’da Emekçiler Meydanlarda
- İşçilerin Kemer Sıkma Politikalarına ve Anti-Demokratik Uygulamalara Karşı Mücadelesi Sürüyor
- Sırbistan’da Hükümet Düştü!
- Sırbistan’da Tarihi Protesto Gösterisi
- İngiltere’de On Binler Yeniden Meydanlarda!
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Almanya’da Havayolu İşçileri Uyarı Grevi Yaptı
- Dünya Meydanlarında Emekçi Kadınlar: Şiddete, Baskıya, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Son!
- Gürcistan’da Maden İşçileri Ayakta!
- Kadınıyla Genciyle İşçi Sınıfı Mücadeleyi ve Umudu Büyütüyor!
- Finlandiya’da Birçok Sektörden İşçiler Grevde
- İngiltere’de Yükselen Ses: “Gazze’den Elinizi Çekin!”
- Almanya’da Yükseltilen Irkçılığa Karşı Kitlesel Eylemler
- Örgütlü İşçiler Unutmuyor, Hesap Soruyor! Sömürüye ve Haksızlıklara Karşı Mücadeleyi Büyütüyor!
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...