Buradasınız
İşçi Dayanışması Her Yerde İşçilere Ulaşıyor
İşçi sınıfının sorunlarını ve çözüm yollarını sayfalarına taşıyan, işçilerin sınıf kürsüsü olan İşçi Dayanışması gazetesi, Türkiye’nin birçok işçi bölgesinde işçilerle buluşuyor. Adana’dan Gebze’ye, Kocaeli’den Mersin’e, Ankara’dan İstanbul’un çeşitli sanayi bölgelerine UİD-DER’li işçiler aracılığıyla işçilerle buluşan İşçi Dayanışması, sermayenin saldırılarına karşı işçileri birliğe ve mücadeleye çağırıyor. Aşağıda, Adana ve İstanbul Küçükçekmece’den gelen işçi mektupları, İşçi Dayanışması’nın işçilerle buluşmasının ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Birlik Olmazsak Çürüyüp Gideceğiz!
Adana’dan bir işçi
“Bundan 40 yıl önce bir slogan vardı: İşçiler kardeş patron kalleş. Ne oldu o slogana?”
Adana’da UİD-DER’li işçilerin çıkardığı İşçi Dayanışması gazetesini işçi kardeşlerimize ulaştırmak üzere organize sanayiye gitmiştik. İlk kez gittiğimiz bir fabrikada çok sıcak karşılanmamız ve işçi arkadaşların İşçi Dayanışması’na yoğun ilgisi bizleri çok mutlu etti. Vardiya çıkışında bülten verip sohbet ettiğimiz işçiler bize çalışma koşullarının ağırlığından bahsettiler. Fabrikalarının önünde onları ziyaret etmemizi çok önemli bulduklarını, işçilerin sesinin her alanda yükseltilmesinin çok önemli olduğunu söylediler. Sohbet ettiğim bir işçi, “bundan 40 yıl önce bir slogan vardı. ‘İşçiler kardeş patron kalleş.’ Bu gün ise bunun tam tersi” dedi. Söylemeye çalıştığı şey işçilerin birlik olmadığı ve bunun sonucunda birbiri için kendi sınıfı için mücadele edemediğiydi. Gerçekten de öyle. Eğer işçiler bir ve örgütlü olmazsa hiçbir şeydir. Patronların saldırılarına karşı kendilerini savunamazlar. Sonra şunu da ekledi: “Bizler sizin gibi birlik olabilsek...”
Geçmişten gelen bir slogan daha var: “Gücümüz birliğimizden gelir.” Bundan 40 yıl önce birlik olan işçi sınıfı bu sloganları tüm gücüyle haykırıyordu. Bugün bildiğimiz bir şey var; eğer birlik olmazsak en iyi ihtimalle sermayenin üretim bantlarında çürüyüp gideceğiz. Bir de patronların çıkarları için iş cinayetlerinde, bizim olmayan savaşlarda ölmek var tabi. Ancak bunları yaşamaya mecbur değiliz. Her gün dünyayı yaratan ellerimiz, onu yıkıp yerine sınıfsız sömürüsüz savaşsız bir dünya yaratabilir. Bu sloganları bugün de büyük bir inançla haykırmak birlik olmamızla, örgütlü ve bilinçli olmamızla mümkündür. Tıpkı 40 yıl önce yaptığımız gibi...
İşçi Dayanışması’nı Alınca Ne Olacak?
Küçükçekmece’den bir işçi
Saat gece yarısını gösteriyor, UİD-DER’li işçiler olarak yüzlerce işçinin çalıştığı bir fabrikanın önündeyiz. İşçilerin vardiyadan çıkışını bekliyoruz. Şimdi içeriden işçiler çıkmaya başladı. İşçilere doğru yürüyoruz, elimizde İŞÇİ DAYANIŞMASI gazetesi. Gelen işçilere gazetemizi veriyor, sohbetler ediyoruz. Fabrikada yaşadıkları sorunlarını anlatıyorlar. Yanımıza bir grup kadın işçi yaklaşıyor, “işyerinde kreş yok, ücretlerimiz düşük ve vardiyalı çalışıyoruz. İbadet yeri yok, yer olsa da izin yok. Sesini çıkarını işten atıyorlar. Bize gazeteleri veriyorsunuz da ne olacak ki, ne değişecek?” Evet, bir gazeteyle ne değişir? Gece gündüz demeden işçilere ulaşmaya çalışan UİD-DER’li işçiler, diğer işçilere ne verebilirler, ne vaat ediyorlar?
Bir insan düşünün. Vücudunun derinlerinde bir yara ve sürekli iltihap akıtıp, kokuyor. İstediğiniz kadar yarayı yıkayıp bağlayın, neden iltihaplandığını öğrenmeden iyileştiremezsiniz. İyileşmesi için doktora gitmek gerek. Yani çözüm doktorun koyacağı teşhiste ve yazacağı ilaçta. Biz işçilerin de hastalık derecesinde yüzlerce sorunu var. Ve bu sorunlarımızı tek başımıza çözemeyiz. Örneğin, ücretler çok düşük ve biraz daha fazla para kazanmak için fazla mesailere kalıyoruz. Ailemizden uzak kalıyoruz, hastalıklara yakalanıyoruz. Fazla mesailer geçici bir süreliğine üç kuruş daha fazla kazanmamızı sağlar, ama karşılığında sosyal hayatımızdan ve sağlığımızdan oluruz. Üstelik gerçekte ücretlerimiz sürekli düştüğünden, aynı parayı kazanmak için hep daha fazla mesaiye kalmak zorunda kalırız. Tıpkı yarasını sarıp geçici çözüm sağlayan insan gibi.
İşte örgütlü olan işçiler yani UİD-DER’li işçiler, yarayı bulup teşhisi koyan doktor görevini görüyor. Biz işçilerin sorunlarının nereden kaynaklandığını ve çözüm yolunun da nereden geçtiğini biliyoruz. İşte bu yüzden gece-gündüz demeden fabrikalara ısrarla İŞÇİ DAYANIŞMASI gazetesi götürüyoruz. Çünkü o gazete işçilerin yaşadıklarını, sorunlarını, mücadelelerini ve deneyimlerini yazıyor. Hastalandığımızda hastanelerde saatlerce doktora ulaşmayı bekliyoruz. Ve sabırla doktorun ayağına gidiyoruz.
Gözümüzü açalım. UİD-DER’li işçiler ayağımıza geliyor ve bizlere yol gösteriyor, iyileşmemiz için çaba harcıyorlar. Artık bu örgütsüzlük hastalığından kurtulmak için elimizi uzatalım. Ve yeni bir dünyanın kapısını aralamak için onlara doğru sağlam adımlar atalım.
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...