Buradasınız
İşsizlik Tırmanmaya Devam Ediyor

Türkiye İstatistik Kurmu (TÜİK) Haziran ayı işsizlik verileri açıklandı. Buna göre, resmi işsizlik 0,5 puanlık artışla yüzde 9,6 olarak gerçekleşti. Böylece resmi işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 226 bin kişilik artış göstererek 2 milyon 880 bine ulaştı. Tarım dışı işsizlik ise 0,6 puanlık artışla yüzde 11,7 oldu. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 1 puanlık artışla yüzde 17,7’ye çıkarak yükselişini sürdürdü. Ancak bunlar resmi rakamlar. DİSK-AR’ın yaptığı araştırmaya göre geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 16.3, işsiz sayısı ise 5 milyon 296 bine çıkmış bulunuyor. DİSK-AR’ın verilerine göre, Türkiye ekonomisi son 3 yılda yaklaşık 1 milyon yeni işsiz yaratmış durumda.
Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında sanayi sektöründe 0,4 puanlık bir gerileme görülmektedir. Yine geçen yıla göre tarım ve inşaat sektöründe de gerileme söz konusudur. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlerin sayısında da artış var. 2015 yılı Haziran döneminde, bir önceki döneme göre 83 bin kişilik artış gerçekleşti. İşsizlik oranı ise 0,2 puanlık artış ile yüzde 10,4 oldu. TÜİK verilerine göre, kayıt dışı çalışanların oranı ise yüzde 34,6 olarak gerçekleşti.
Yani neresinden bakarsak bakalım işsizlik yükselmektedir. Dünya ölçeğinde ekonomik kriz etkisini sürdürürken, Türkiye ekonomisindeki beklentiler de aşağı çekilmiş bulunuyor. Bu, önümüzdeki dönemde işsizlerin sayısının daha da artacağını gösteriyor.
Aşağıda, DİSK-AR’ın, TÜİK tarafından açıklanan İşgücü Anketi Haziran 2015 dönem sonuçlarını değerlendirmesi yer almaktadır.
“
- Resmi işsizlik oranı yüzde 9,6 ile geçtiğimiz yılın 0,5 puan üzerinde gerçekleşti. Tarımdışı işsizlik oranı ise % 11,7 oldu. Geçtiğimiz yılın aynı dönemi için bu oran % 11,1 seviyesindeydi. Resmi işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 226 bin kişilik artış göstererek 2 milyon 880 bine ulaştı. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranları ise Haziran 2014 döneminden bu yana yüzde 10’un altına inmiş değil. Haziran 2015 dönemi için bu değer yüzde 10,4 seviyesinde. Haziran 2015 dönemi için işsiz sayısı Haziran 2012 dönemine göre yaklaşık %50 artmış durumunda. Söz konusu dönemde işsiz sayısı 1 milyon 935bindi. Türkiye ekonomisi 3 yılda 945 bin yeni işsiz yarattı. Haziran 2015 dönemindeki işsiz sayısı 2009 krizindeki Haziran döneminden sonra en yüksek işsizliğin olduğu Haziran dönemi oldu.
- Haziran 2015 döneminde resmi işsizlere, umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 4 haftadır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanlar da (umutsuzlar ve diğer) dâhil edildiğinde işsizlik oranı yüzde 16,3, işsiz sayısı da 5 milyon 296 bin kişi olarak gerçekleşti. İşinden memnun olmayan ya da daha fazla çalışmak istediği halde düzgün işler bulamadığı için çaresiz kısa süreli işler yapanlar (eksik ve yetersiz istihdam edilenler) ilave edildiğinde işsizler, gizli işsizler ve çaresizlerin toplam sayısı 6 milyon 299 bin kişi oldu. Bunların geniş işgücü içindeki payı ise % 19,3olarak gerçekleşti.
- Kadınlar içinresmi işsizlik oranıbir önceki yılın aynı dönemine göre 0,7 puan artarak % 11,6 olarak gerçekleşti.Kadınlarda geniş tanımlı işsizlik oranı ise % 23,3oldu.Kadınlar için tarım dışı işsizlik oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre0,7 puan artarak %16,4 olarak gerçekleşti.
- Geçtiğimiz yılın haziran döneminden bu yana toplam 675 bin kişilik istihdam yaratılırken bunun yüzde 81’i hizmet sektöründeki istihdam artışından kaynaklandı. Buna karşın sanayideki istihdam artışı 48 bin kişide kaldı. Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam verilerine göre ise geçtiğimiz aya göre istihdam sanayide 24, inşaat sektöründe 14 bin kişi azaldı. Hizmet ve tarım sektörü azalışı dengeledi.
- Geçici bir işte çalışıp iş bittiği için işsiz kalanlar toplam işsizler arasında en ağırlıklı kesimi oluşturdu. Toplam işsizlerin yüzde 31’i yani 896 bini geçici işlerde çalışıp iş bittiği için işsiz kalanlardır. Yeni işsizler(1-2 aydır iş arayanların) arasındageçici bir işte çalışıp, iş bittiği için işsiz kalanların sayısı 472 bindir.
- Yükseköğretim mezunları arasında işsiz sayısı bir önceki senenin aynı dönemine göre98 bin kişi arttı. Bu veri işsiz ordusuna 98bin yeni üniversite mezununun katıldığını gösteriyor. Yükseköğretim mezunu resmi işsiz sayısı 648 bin kişi. Yükseköğretim mezunları için işsizlik oranı yüzde 10,5 ile ortalamanın üstünde.
- Yükseköğretim mezunu kadınlar için ise tablo daha da kötü. Üniversiteli kadın işsizliğibir önceki yılın aynı dönemine göre 1,2 puan artarak yüzde 15,4 seviyesine yükselmiş durumda. Bu oran yükseköğretim mezunu erkeklerin işsizlik oranı olan yüzde 7,4’ün iki katından fazla.Yükseköğretim mezunu kadın işsizlerin sayısıgeçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 71 bin kişi arttı. Buna göre yeni işsizlerin yüzde 31,4’ünü yani yaklaşık 3’te 1’ini üniversite mezunu kadınlar oluşturdu.
- Gençler için (15-24 yaş) geniş tanımlı işsizlik oranı resmi genç işsizlik oranı olan % 17,7 rakamının 8,5 puan üzerinde %27,2 seviyesinde gerçekleşti. Genç kadınlar işsizlik sorununu en ağır bir biçimde yaşayan kesimi oluşturdu. Genç kadınlardaişsiz sayısı 102 bin kişi arttı. İşsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 3,9 puan artışla yüzde 21,8’e ulaştı. Genç kadınlar için geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 34,1 oldu. Genç kadınlar için tarım dışı resmi işsizlik oranı ise yüzde 28,5 ile çok yüksek düzeylerde gerçekleşti.
- TÜİK yeni serisinde daha önceki seride olan ve anket soru formunda yer alan işin sürekliliği ile ilgili verileri dinamik sorgulamadan çıkartmıştır. Geçici çalışanların sayısındaki gelişim istihdamın niteliği açısından son derece önemli bir değişkendir. Bu verinin web sitesinde ve dinamik sorgulamadaartık paylaşılmaması, daha önce kolayca ulaşılan bir bilgiye ulaşmak için bürokratik süreçlere başvurulması zorunluluğugetirilmesibüyük bir eksikliktir.
SONUÇ
TÜİK İşgücü Anketi Haziran2015 dönemi verilerine göre işsizlik hem görünen hem görünmeyen boyutlarıyla tehlike sinyalleri vermeye devam etmektedir. Bu tehlike gençler, kadınlar, geçici çalışanlar açısından ciddi boyutlardadır. Gelecek dönem açısından uzun çalışma süreleri, düşük ücret dayatması, taşeronluk, güvencesiz çalışmanın yaygınlaştırılması temelinde şekillenen istihdam politikaları terk edilmezse güvencesiz-geçici çalışanların, eğitimli işgücünün ve kadınların istihdamda yaşadığı problemlerin ve istihdam alanındaki krizinsüreceği görülmektedir.
Türkiye haftalık çalışma sürelerinin emsallerine göre çok daha yüksek olduğu bir ülkedir. Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyaslandığında haftalık çalışma sürelerindeki fark 12 saati bulmaktadır. Buna göre Türkiye’de 5 kişinin yapacağı işi 4 kişi yapmaktadır. Bir yandan işgücüne katılım oranlarını yükseltirken, öte yandan işsizlik verileri ile mücadele etmenin yegâne yolu, gelir kaybına yol açmaksızın haftalık çalışma sürelerini azaltmaktan geçmektedir. 7 Haziran 2015 seçimlerinde, işsizlik verilerindeki artışı, istihdam yapısının niteliğini bozarak, yani yoğun çalışma koşulları altında, daha esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırarak durdurmanın reçetelerini topluma sunan bir siyasal anlayış kaybetmiştir. Ancak bu yenilginin üzeri iç çatışmalar güçlendirilerekörtülmüştür. İşçi sınıfının birliğini hedef alan savaş politikaları ile işçilerin, işsizlerin, emeklilerin kısacası geniş halk kitlelerinin sorunları görünmez kılınmak istenmektedir. 1 Kasım seçimlerine böyle bir iklimde gidilmektedir. Bu nedenle toplumun temel meselelerini öne çıkarmak kritik bir öneme sahiptir.
İşsizlikle mücadeleyi, çalışma koşullarını kötüleştirerek, ücretleri düşürerek çözmeye çalışan bu anlayışa karşı emeğin taleplerini gündemine alan bir anlayışla çıkılmalıdır. Bu stratejinin sonuçları Soma’da, Mecidiyeköy’de, Ermenek’te ve Türkiye’nin dört bir yanında acı bir biçimde görülmektedir. Bu strateji işsizliğin “ne iş olsa yaparım” başlığı altında gizlenmesi, işletmelerin karını insanların yaşamının önüne alma stratejisidir. İşsizlikle gerçek mücadele için;
- Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
- Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
- Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.
- Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidir.
- Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.
- Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
- Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.”
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
- Bursa’da “Hak, Hukuk, Özgürlük” Yürüyüşü
- TTL Grevcisi Kadınlar: “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimizdik”
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB 1 Mayıs’ta Kadıköy’e Çağırdı
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- Liseliler Ayakta: “Öğretmenime Dokunma!”
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
Son Eklenenler
- 1 Mayıs 1977’de hayatını kaybeden emekçiler, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla Taksim Kazancı Yokuşunda bir araya gelinerek anıldı. “Yaşasın 1 Mayıs” pankartının açıldığı anmaya sendikalar, emekten yana kurumlar, siyasi partiler ve UİD-DER...
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ve İstanbul Tabip Odası (İTO) 28 Nisan İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü dolayısıyla Kadıköy’de Süreyya Operası önünde “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
- İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Tüm dünyada ekonomik yıkımın emekçileri, emekçi gençliği çıkışsız bıraktığı bir dönemde, Türkiye’de de baskıları, yasakları arttıran, korku iklimi yaratarak...
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...
- Bizler genç işçi ve öğrencileriz. Kendimizi bildik bileli, “böyle gelmiş böyle gider” denildi bize hep. “Bu insanlardan bir şey olmaz, sen sesini çıkarırsan yalnız kalırsın”… Fakat geçtiğimiz günlerde neredeyse bütün kentlerde işçi ve emekçiler, ön...
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...