Buradasınız
İstanbul’da Yüz Binlerin Newroz Coşkusu
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
İstanbul Kazlıçeşme’de bir araya gelen yüz binlerce Kürt ve onlara destek veren Türk emekçiler, ateşler yakarak, türküler söyleyerek ve halaylar çekerek Newroz’u kutladı. Barış İçin Demokratik Çözüm Platformu tarafından gerçekleştirilen kutlamaya, aralarında UİD-DER’in de yer aldığı çok sayıda kurum katıldı.
Sabahın erken saatlerinden itibaren başlayan Newroz alanına girişler, kutlamaların sonuna kadar devam etti. UİD-DER’li işçiler, Abdi İpekçi Spor Salonu önünden alana kadar pankartları, sloganları ve flamaları eşliğinde gerçekleştirdikleri yürüyüşün ardından alana girdiler. UİD-DER’liler miting boyunca “Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadi”, “Kahrolsun Irkçılık, Kürtlere Özgürlük”, “Kendileri Yönetseler Bütün Halklar Bir Olur”, “Siyasal Yasaklar Kaldırılsın”, “Karkeren Hemu Welatên Yekbin”, “Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşin” sloganlarını haykırdılar.
Newroz programı, tüm devrim şehitleri için yapılan saygı duruşuyla başladı. Alanı dolduran gençler yakılan Newroz ateşlerinin etrafında halaylar çektiler ve ateşin üzerinden atladılar. Geleneksel kıyafetleriyle alanı dolduran Kürt kitlelerin coşkusu, kadını-erkeği, çocuğu ve yaşlısıyla miting boyunca canlılığını korudu.Newroz’u birlikte örgütleyen kurumlar adına hazırlanan konuşmayı Nural Doğan gerçekleştirdi. Doğan, devam eden savaşın durdurulması için Kürt halkının temsilcilerinin muhatap alınmasını ve tüm siyasi tutukluların serbest bırakılmasını istedi.
Doğan’dan sonra BDP milletvekilleri Sebahat Tuncel ile Ufuk Uras’a söz verildi. Tuncel ve Uras, bugüne kadar devam eden savaştan tek zarar görenin Kürtler olmadığını belirttiler ve çözüm için Kürt halkının muhatap alınmasını talep ettiler.
Cevizli Tekel işçisi Metin Arslan da, 78 gün boyunca Ankara’da direnen Tekel işçileri adına bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında “ezilenlerin sorunları çözülecekse bunu egemen sınıfın uşakları değil halkların kendi öz mücadelesi çözecektir” dedi. Tüm işçileri ve emekçileri, her türlü baskıya rağmen devam eden Tekel işçilerinin mücadelesine destek olmaya ve 1 Nisanda Ankara’da yapacakları eyleme çağırdı. Arslan konuşmasını “Yaşasın İşçilerin Birliği, Yaşasın Halkların Kardeşliği” sloganıyla bitirdi.Konuşma aralarında müzik grupları kitleyi söyledikleri şarkılarla coşturdular. Son konuşmayı BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak gerçekleştirdi. Alkışlar arasında sahneye çıkan Kışanak, Newroz’u bir gelenek olarak kutlayan halkları selamlayarak başladı konuşmasına: “Köyleriniz yakıldı, Türkiye’nin dört bir yanına dağıldınız, yokluk ve yoksullukla mücadele ettiniz, ama dilinizden, kimliğinizden, kültürünüzden ve mücadelenizden asla taviz vermediniz. Asimilasyon politikalarının karşısında dimdik durdunuz. Sizi bunun için de kutluyorum.” Kürt halkının yaşadığı katliamlara, baskılara, kayıplara, işkencelere rağmen barış mücadelesinden bir adım olsun geri durmadığını belirterek onları bir kez daha kutladı. Kürt halkının bugüne kadar yürüttüğü mücadeleyle barışa çok yaklaştığını, sadece bir tek şeyin kaldığını, Ankara’da Kürt halkının taleplerini duyacak, adalet duygusuna sahip, demokrasi ve barış konusunda adım atmaktan korkmayacak bir muhataba ihtiyaçları olduğunu söyledi. Kışanak, 13 yaşında çocuklarla 70 yaşındaki ihtiyarları hapse atan, devlet terörünü meşrulaştıran, halkı korkutan, sindiren terörle mücadele yasasının derhal geri çekilmesi gerektiğini dile getirdi. Eğer gerçekten anayasa değiştirilmek isteniyorsa seçim barajı derhal indirilmeli, tüm siyasi partilere hazineden yardım verilmeli, seçimlerin eşit koşullarda yapılması sağlanmalı diye konuştu.
Newroz kutlaması, halaylar ve türküler eşliğinde, barış talebinin haykırılmasıyla son buldu.
Son Eklenenler
- Bangladeş’te kamu sektöründe istihdam kotasına karşı öğrencilerin başlattığı protestolar büyüyerek devam ediyor. Kamu sektöründe kota sisteminin kaldırılmasını talep eden öğrenciler ve emekçiler kamuda işe alımda liyakata dayalı bir sistem...
- Merhaba, ben Elazığ’dan Ankara’ya gelmiş genç bir işçi ve uidder.org takipçisiyim. Bir Elazığlı olarak Eti Krom AŞ işçilerinin mücadelesi karşısında duygularımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
- Ekonomik yıkım, işsizlik, barınma sorunu, artan siyasi baskılar, din, dil, ırk, cins ayrımcılığı, savaşlar, göç sorunu, toplumsal ilişkilerin yozlaşması, iklim krizinin getirdiği aşırı sıcaklar, yangınlar, seller… Dünyanın neresine gidersek gidelim...
- İşçi ve emekçi kardeşlerim, bu satırları yazarken bile gözlerim doluyor, boğazım düğümleniyor. Daha birkaç gün öncesi çalıştığım fabrikada korkunç bir iş kazası oldu. Aynı bölümde çalıştığım bir arkadaşım ne yazık ki enjeksiyon kalıbının mapasının...
- Bu düzende tüm gerçekler baş aşağı edilip çarpıtılıyor, adeta gözümüze perde iniyor. Gerçekler bir sis perdesinin arkasına itiliyor, biz de olanı göremez hale geliyoruz. Kapitalist sistemin yarattığı sorunlara karşı durabilmemiz ancak gözümüzdeki...
- Fabrikalarda, işyerlerinde şans ve bahis oyunları oynayarak “kolay yoldan para kazanma” hayaline kapılan işçilerin sayısı giderek artıyor. “Bahis oyunlarıyla çok para kazananların” hikâyeleri kulaktan kulağa yayılsa da etrafımızda böyle işçileri...
- Elazığ/Alacakaya’da bulunan ve Yıldırımlar Holding bünyesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de çalışan maden işçilerinin 1 Temmuzda başlattığı iş bırakma eylemi şirketle yapılan anlaşma üzerine 16 Temmuzda sonlandırıldı.
- 31 Mart seçimleri sonrası onlarca belediye “tasarruf tedbirleri”, “borcumuz çok”, “işçilerin maaşını ödeyemiyoruz”, “seçim öncesi işe alınan işçiler” gibi bahanelerle işten atma saldırısına başladı. Belediye işçileri bu saldırılara boyun eğmeyerek...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve emekli örgütlerinin çağrısıyla 16 Temmuzda Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa, Diyarbakır gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok kentte eylemler yapıldı.
- İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan sağlık emekçisi Merve Kınar, geçtiğimiz günlerde erkek kardeşi tarafından defalarca bıçaklanarak vahşice katledildi. Bunun üzerine 16 Temmuz Salı günü hastanenin başhekimliği...
- İran’da 1979’dan beri hüküm süren zalim molla rejimi can almaya devam ediyor. Molla rejimi son olarak 45 yaşında bir kadına, Şerife Muhammedi’ye (Sharifeh Mohammadi) idam cezası verdi. Şerife’nin 10 sene önce yasal bir sendikaya üye olması, sendikal...
Bizler çeşitli fabrikalarda çalışan sendikalı kadın işçileriz. Çalıştığımız işyerlerinde birbirine benzeyen birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bunlardan bir tanesi yıllık izinlerimiz. Bazı fabrikalarda işveren...
- Sokak ortasında yürürken elektrik kaçağından ölmek kaza olarak görülemez. Gencecik insanların ölmesinin nedeni kamu hizmetlerine insan, toplum odaklı değil kâr odaklı bakan, parayı insan canının önüne koyan kapitalist zihniyettir. Bu zihniyet...