Buradasınız
İstikrar mı? HAYIR, Buna İnanamam!
Gebze’den bir metal işçisi
Ekonomik krizin etkileri yavaş yavaş kendini gösteriyor. Doların yükselmesi, TL’nin değer kaybetmesi ve hemen hemen her şeyin fiyatlarının artması. Kriz kendini gösterdikçe işçinin alım gücü git gide dibe vuruyor. İşsizlik oranları sürekli artmakta. Şimdilerde bu rakamın 3,5 milyon olduğu söyleniyor. Durumun bundan fazla olduğu açıktır. Kriz derinleştikçe bu sayıların daha da artması olağan görünüyor.
Bugünlerde bir referandumdur tutturulmuş gidiyor ve istikrardan bahsediliyor. Türkiye’nin dünyanın en büyük 17. ekonomisi olduğundan bahsediyorlar. Eğer istikrarın sürmesini istiyorsak referandumda evet oyu kullanmamızı öğütlüyorlar. Eğer “evet” vermezsek istikrarsızlık baş gösterecekmiş ülkede. Şu an ülkede bir istikrar olabilir ama biz işçilerin yaşamındaki bir istikrar değil bu. Çünkü bu istikrar patronlar için geçerli. Sürekli büyüyüp kârlarına kâr katıyorlar. Biz işçiler için de bir istikrar söz konusu aslında. Ücretlerimiz günden güne büyük bir istikrarla azalıyor. Biz işçilere 1404 lira reva görülüyor. Türk-İş’in düzenlediği rapora göre, dört kişilik bir aile için açlık sınırı 1447 lira, yoksulluk sınırı 4714 liradır. Yani bu rapora göre asgari ücretle çalışan milyonlarca işçi aç. Rakamlar ortada. İnsani gelişmişlik sırasında 72. sırada yer alıyoruz. Keza işsizlik, iş cinayetleri ve taşeronlaştırma istikrarını sürdürerek artıyor. İş cinayetlerinde 2016 yılında 1970 işçi kardeşimiz yaşamını yitirdi. Taşeronlaştırma alabildiğine yaygınlaştı. Şimdilerde ise kölelik büroları bunun yerini alıyor, alacak. Siyasi ve toplumsal açıdan ülke kaosun ortasında. Ve bütün olanlara rağmen istikrarın sürdüğünü söyleyenler, bizden oy istiyor ve kaos sopasını kullanıyorlar. Biz işçilerin anayasal hakkı olan grevler yasaklanıyor. Daha geçen günlerde metal işçisi kardeşlerimizin grevi yasaklandı. Gerekçe OHAL’de grev olmazmış! Grev milli güvenliği tehdit ediciymiş. Falanmış filanmış.
İstikrarın patronlar ve işçiler açısından ne anlama geldiği apaçık ortadadır. İşsizlik, düşük ücretler, grev yasakları, taşeronlaştırma ve iş kazalarında tam bir istikrar var ve bu istikrar bizim canımızı yakıyor. Tam da bu yüzden ben bu istikrarın böyle gitmesine karşı çıkıyorum. İstikrar yalanına kocaman bir HAYIR diyorum.
Grev Oylaması
İşçiler Mücadeleden Vazgeçmiyor
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...