Buradasınız
Kampanyamızdan Yansıyanlar
Gebze’den UİD-DER üyesi bir kadın işçi
Her birimiz bir işyerinde çalışıyoruz. İş kazalarına çok sık şahit oluyoruz. İşçiler geçirdikleri iş kazalarında, çeşitli organlarını, canlarını, örgütsüzlüğün diyeti olarak patronlara ödüyorlar. UİD-DER, iş kazalarına ve cinayetlerine dur demek için bir kampanya başlattı. Kampanyamızın ilk gününden, gözlerimizi yaşla, yüreğimizi öfkeyle dolduran izlenimlerimizi paylaşmak istiyorum.
Standımıza gelen işçi kardeşlerimizin kendi ağızlarından patronların zalimliğini bir kez daha dinledik. Makinelere parmağını kaptıran işçiler, imza verirken yaşadıkları felaketleri anlattılar bize. Bir genç arkadaşımız iki hafta önce iş kazası geçirmiş ve patron onu hemen işten atmış. Üstelik özel hastaneye götürmüş ki, işçi işten atıldığı için yasal yollara başvurursa zorluk çeksin, eline bir şey geçmesin. Bir başka işçi ise çağrımıza rağmen standımızın başına gelmemek için direndi. Tek eli ile küçücük bebeğinin arabasını sürüyordu. Bu işçi abimiz diğer elini fabrikada patronun makineleri arasında bırakmış. “Ben imza atamam ki benim elim yok” dedi. İçim sızladı o an. Mağdur ve çaresizdi. O an patronlara olan öfkem bin kat daha arttı. İmza attı ve caddeden uzaklaştı. Sonra geri dönerek bize elini nasıl kaybettiğini anlattı. Bir başka işçi ise; “Ben patronlara daha başka şeyler söylemek istiyorum. Onlar insan mı ki insanların halinden anlasınlar?” dedi. “İş kazası geçirdim ve hiçbir şey yapılmadı, ben imza atmayacağım da kim atacak?” diye ekledi. Yanındaki arkadaşıyla standa gelerek imza attılar. Daha genç olanlar ise “bizim yaşımız tutmuyor ama biz de stajyeriz, imza atmalıyız” dediler. Haklı bir davaya katkıda bulundukları için yüzleri gülüyordu.
Biz sokakta, bu kokuşmuş düzene rağmen vicdanların yok olmadığını gördük. Her şeye rağmen, patronların caniliklerine rağmen işçilerin yılmadığını, mücadele yollarını aradıklarını gördük ve onları derneğimizin çatısı altına davet ettik. Çünkü UİD-DER hiçbir ayrım gözetmeden tüm işçilere kapılarını ardına kadar açıyor. Çünkü işçilerin inşa ettiği UİD-DER işçilerin gerçek mücadele örgütüdür. Biz işçiler yalnız değiliz ve patronlar karşısında da yalnız değil örgütlü bir şekilde mücadele etmeliyiz. Gelin sesimizi UİD-DER’de beraber büyütelim.
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...