Buradasınız
Keşke UİD-DER’i Daha Önceden Tanımış Olsaydım
Tuzla’dan bir tekstil işçisi

Uzun zamandır UİD-DER’in çalışmalarını takip eden bir işçiyim. UİD-DER’e kendim gidip geliyor ama işçi arkadaşlarımı çağırırken hep bir tereddüt yaşıyordum. Nasıl yaklaşmak gerekir ya da nasıl söylesem diye hep düşünürdüm. Çağıracağım arkadaşım nasıl tepki verir diye kaygılanıyordum. Örgüt kelimeleri yıllarca biz işçilerin hafızasına korkutularak kazındı. Oysaki bunun böyle olmadığı ve gereksiz yere kaygılandığımı başka bir işçi arkadaşım bana gösterdi. Aslında UİD-DER’e işçilerin nasıl da ihtiyacı olduğunu anladım.
Bir gün işçi arkadaşlarımdan birini işten attılar. Uzun zamandır çalışmasına rağmen hiç hakkını alamamıştı. İşçi arkadaşımı uzun bir aradan sonra gördüm ve UİD-DER’ e davet ettim. Dernekteki birçok arkadaşımla oturduk ve sohbet ettik. Derneğimizle ilk defa tanışan işçi arkadaşım, bir işçi olarak yaşadığı sorunları anlattı ve benimle çalışmış olduğu fabrikadan çıkartılırken hiçbir hakkını alamadan çıkartıldığından bahsetti. Dernekteki arkadaşlarımız bu konudaki deneyimlerini paylaştılar.
İşçi arkadaşım derneğe geldiği için memnun kalmıştı. Yolda giderken bana dönüp “Keşke UİD-DER’le daha önceden tanışmış olsaydım. İşten çıkartılmadan önce tanısaydım belki de bütün haklarımı almış olurdum” dedi. Bu sözleri duyduktan sonra şunu bir kez daha fark ettim ki, birçok işçi arkadaşımız bu sorunları yaşıyor ama gidebilecekleri, danışabilecekleri kimseleri yok. Haklarımızı bilmediğimiz için işten atılırken sesiz kalıyoruz; boyun eğiyoruz.
Evet, ben artık işçi arkadaşlarımı derneğe çağırırken kaygı duymuyorum. Çalıştığım işyerinden birçok arkadaşımla yan yana geldim ve onları dernekle tanıştırdım. Hatta birlikte 1 Mayıs’a UİD-DER’le katıldık ve işçilerin birleşince neler başarabileceğini 1 Mayıs alanında birlikte haykırdık.
Örgütlüysek Her Şeyiz Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
İnsan mı bunlar?
Armetal’de İşten Atmalar Protesto Edildi
Son Eklenenler
- Türkiye’nin çeşitli illerinde üretim yapan Şirikçioğlu Tekstil’de işçiler 2017 yılından bu yana sendikal mücadele yürütüyor. İşçiler çalışma koşullarının düzeltilmesi, ücretlerinin yükseltilmesi ve iş güvenliği önlemlerinin alınması talebiyle HAK-İŞ...
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...