Buradasınız
Konveyör Direnişçisi İşçilerle Bir Araya Geldik
Aydınlı’dan işsiz bir işçi
UİD-DER Aydınlı temsilciliği olarak Konveyör direnişçisi işçilerle bir araya geldik. Öncelikle hep beraber hazırladığımız yemekleri yedik ve ardından sıcacık çaylarımızı yudumladık. Direnişlerinde bir buçuk ayı geride bırakan Konveyör işçileriyle ve onları yalnız bırakmayan işçilerle hep beraber geçen süreci konuştuk. Direnişçi işçiler bu süreçte yaşadıkları değişimi anlattılar.
Direnişçi işçiler zor olan bir şeyi yaptılar. Bu toplumda kadınlara yönelik bakış açısı hiç de iç açıcı değildir. Var olan genel yargı şöyledir: Kadınlar mücadele etmez. Hele de başı kapalıysa hiç anlamaz hak-hukuk mücadelesinden. Fakat Konveyör direnişçisi kadın arkadaşlar bu zihniyete prim vermemişlerdir.
Rimaks direnişçisi bir işçi arkadaşımız kendi direnişinden bahsederek şöyle dedi: “Kendi direnişimden öğrenemediğim bazı şeyleri Konveyör direnişinde öğrendim. Kadınların mücadelesini ve işçilerin birbirilerine nasıl sahip çıktıklarını burada gördüm.”
Patronun adamlarının direnişçi işçilere saldırmasıyla ilgili konuşulurken, aynı deneyimi başka bir işyerinde yaşayan işçi arkadaş da kendi deneyimini paylaştı: “Patron ve adamları hakkımı istediğim için karşıma dikildiler ve vermeyeceklerini söylediler. Ben isteyince de bana saldırdılar. Ama ben korkmadım ve hakkımı aldım. Nasıl mı? Çünkü örgütlüyüm. Normal şartlarda korkar ve evime giderdim. Ama bilinçli ve örgütlü olmak, hele de UİD-DER’li olmak insana güç veriyor.”
Başka bir fabrikada yaşanan diğer bir tecrübeyi ise bir arkadaşımız şöyle anlattı: “Bilinçli olmadan önce patronlarla tartıştığımda bireysel olarak kavga eder, sonra çeker giderdim. Ama bu kazanım değildir. Direnmeyi bilmiyordum. UİD-DER’de öğrendim. Burada olduğum için çok mutluyum.”
UİD-DER’li bir arkadaşımız da şundan bahsetti: “Konveyör’de çalışan ve uzun süredir tanıdığım bir arkadaşıma bir şeyler anlatıyordum, o da bana hep buradan bir şey olmuyor diyordu ve mücadeleye yanaşmıyordu. Fakat direnişten sonra onun da fikirleri değişti ve direnişi sahiplenerek mücadele etmeye başladı.” Bu da bize direnişin kazanımlarından önemli bir örnek olarak kaldı.
Daha sonra sözü direnişçi işçiler aldılar. Direnişçi kadın işçilerden biri şunlardan bahsetti: “Haksızlığa hiç tahammül edemem. Ama eskiden, bir sorun olsa birebir gider tartışır ya da tek başıma kavga ederdim. Ama şimdi bilinçleniyorum ve direniyorum. Fakat tek başıma değilim, örgütlüyüm. Mesela UİD-DER’li arkadaşım olmasaydı ihbar tazminatı hakkımı bilemezdim ve çeker giderdim. İşçiler hep burayı biz mi değiştireceğiz derler. Biz değiştirmezsek kimse değiştirmez.”
Konveyör’den 1 yıl önce işten çıkan fakat direnişin ilk gününden beri arkadaşlarıyla beraber mücadele veren bir işçi herkese örnek olacak bir davranış sergiledi: “Arkadaşlarımın işten çıkarıldıklarını öğrenince hemen geldim. Fabrikada beraber çalışıyorduk ama çoğunu çok iyi tanımıyorum. Onlara bir vefa borcum yoktu. Fakat oradaki haksızlıkları ben de gördüm ve yaşadım. Birileri bunlara tepki gösteriyor ve bu koşulları değiştirmek için mücadele ediyorsa, benim de onlarla beraber mücadele etmem gerektiğini düşündüm ve geldim.”Kadın işçilerden diğeri şunları aktardı: “Direnişte polisi tanıdım. Polis gidip genel müdürün sigarasını yakıyor. Bu nasıl iştir dedim önce, sonra kimi koruduğunu anladım. Polis bize gelip sendikaya gitmememiz gerektiğini, onların bizi kandıracağını bile söyledi. Her şeye rağmen şimdi çok daha güçlüyüm. Bizler burada bir şey kazanamasak bile içeride çalışan arkadaşların kazanmaları bizim için yeter.”
Bir diğer Konveyör direnişçisi kadın işçi yaşadıkları süreci şöyle değerlendirdi: “Hepimizin işe ihtiyacı var. Ama işe ihtiyacımız olduğu gibi onurlu yaşamaya da ihtiyacımız var. Bundan sonra hayatım çok farklı olacak. Bu direnişle beraber nasıl birlik olunur, ne tür haklarımız var, bunları öğrendim. Buradan öğrendiklerimi, buradan sonra çalışacağım yerlerdeki işçi arkadaşlarımla paylaşacağım. Burada ben bir zincire katıldım. Sonraki yerlerde ben de zincire başkalarını ekleyeceğim. Büyük sanatçılar ölünce eserleri kalır. İnsanlar onların kitaplarından, yazdıklarından bir şeyler öğrenir. Bizim yaptıklarımız da diğer işçilere miras kalacak. Bundan eminim.”
Son olarak söz alan direnişçi bir kadın işçi sözlerini şöyle tamamladı: “Öncelikle kendime güvenmeyi öğrendim. Önceden olsa koşulları beğenmezsem çeker giderdim. Şimdi ise kalır mücadele ederim. İlk zamanlar korkuyordum. Bugün ise patronların bizden korktuklarına şahit oluyorum. UİD-DER’e teşekkür ediyorum. Hiçbir kişisel çıkarları olmadığı halde her gün yanımızda oldular. Bize destek verdiler.”
Bu direnişte işçiler kendi açılarından birçok ilki yaşadılar. Sendikacıların bile umudunu kestikleri yerlerde, orada olmaz dedikleri yerde mücadele ettiler. Kadın olmak ya da türbanlı olmak mücadelenin önünde engel olamaz. Emek kavgamızda ne olursa olsun yılmadan mücadele etmeliyiz. Bizler bu ilkleri ne kadar çok işçiye, ne kadar çok fabrikaya yaşatırsak mücadele o kadar büyür. Bunun için vazgeçmeden, sabırlı bir şekilde öğrenmeli, öğrendiklerimizi başka işçilere aktarmalı ve onları mücadele çekmeliyiz.
- Kütahya Şeker Grevi 3’üncü Gününde
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- Cam İşçileri Grevde, İzBB İşçilerinin Direnişi Sonuç Verdi
- Sefalet Zammı Dayatmasına, İşten Atmalara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Soygun Değil de Ne?
- İzmir’de Grevci İşçiler Sefalet Dayatmasına Hayır Dedi
- DYO Boya Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- İşçiler, Emekliler Sefalet Dayatmasına Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Buca Belediye İşçilerinin Anlattıkları
- Çiğli Belediyesinde İşten Atılan Kadın İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Kamu Emekçileri, Öğretmenler, İşçiler Mücadele Ediyor
- Polonez İşçilerine Selam Olsun
- Bize Ekmek Yoksa Size Pasta Yok!
- Buca Belediyesi İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Reckitt İşçilerinin Grevi Kararlılıkla Sürüyor
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevi Bitti Ama Grev Nefreti Bitmedi
- Bayramın Üçüncü Gününde KRT İşçileriyle Dayanışma
- KRT Çalışanlarından Eylem
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...