“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Mısır’da hemen her gün bir grev, gösteri ya da işçilerle polis arasında bir çatışma yaşanıyor. Tekstil işçileri bu mücadelelerin ön saflarında yer alıyorlar. En ciddi grev Şubat ayında Mahalla’da yaşandı. Düşük ücretler ve artan fiyatlara karşı gelişen isyanda 3 kişi öldürüldü, 80 kişi yaralandı ve 400 kişi tutuklandı.
Nile Cotton tekstil fabrikası işçileri ücretlerinin geciktirilmesine karşı greve giderken, Daytex ve Andrama fabrikalarının işçileri 228 gündür ödenmeyen mesailer ve ek ödemeler nedeniyle oturma eylemleri gerçekleştirdi. Eurotex Giyim’in 300 işçisi, yöneticilerin işçilere yönelik kötü muamelelerini oturma eylemi ile protesto etti. Mansoura fabrikasındaki 150 kadın işçi ise, şirketin sendika temsilcisine ücretini ödememesi ve diğer işçilerin sosyal haklarını ödemeyi geciktirmesi üzerine greve başladılar. Menya’da 950 pamuk işleme işçisi ise ücretlerinin ödenmemesi üzerine greve çıktı. Sanayi işçilerinin mücadelesi özellikle militan bir geleneğe sahip tekstil işçileri arasında yaygınlaşıyor.
Ancak hareket tekstil işçileriyle sınırlı değil. On binlerce kamyoncu, hükümetin 2011 yılında tüm mafsallı araçları yasaklama kararı almasını protesto etmek üzere ülkenin pek çok yerinde greve gitti. Kuzey Nil Deltasındaki Gharbia bölgesinde grevcilerin grev kırıcıları taşlaması üzerine polisle grevciler arasında çatışma çıktı. Polis 25’ten fazla grevciyi tutukladı. Grev öylesine etkili oldu ki, yollardaki gecikmeler yüzünden inşaat malzemelerinin ve gıda ürünlerinin fiyatları yükseldi.
Ülkenin dört bir yanından gelen 1000 işçi ise Ulusal Araştırmalar Merkezi’nin önüne yığıldı. Hükümetin geçen sene ödeme sözü verdiği teşviklerin ödenmesi için işçiler Ulusal Araştırmalar Merkezinin önünde gece nöbeti tuttular.
Geçen ay eczacılar da hükümetin çıkardığı yeni yasayı protesto etmek üzere greve gittiler. Yasa, eczanelerde satılan ilaçlar ve diğer tüm ürünler için ek vergi öngörüyor.
Qena’daki ilaç firmasının 250 işçisi ödenmeyen ücretleri için greve çıkarken, işçilerden bazıları açlık grevine başladı. Suez’deki gübre fabrikasının işçileri ise fabrikanın İsrail’e fosfat ihraç etmek üzere yaptığı sözleşmeyi protesto etmek üzere greve çıktı.
Qalyubia Teknoloji Enstitüsündeki 3000 öğrenci de boykot gerçekleştirdi. 2008 yılında değişik sektör ve fabrikalarda 609 eylem gerçekleşmişti. Bu yıl da işçi ve emekçilerin mücadelesi devam ediyor. Grevler, oturma eylemleri, protesto yürüyüşleri toplumun tüm ezilen kesimlerini, işçileri, köylüleri, hemşireleri, gündelikçi işçileri, serbest meslek sahiplerini, esnafı ve evsizleri kucaklıyor. Gerçekte eylem sayısı açıklananın çok üzerinde. Çoğu eyleme burjuva medyada yer verilmiyor.
Mısır’da Hüsnü Mübarek diktatörlüğü işçi ve emekçilerin haklı nefretini kazanmış durumda. İşçi sınıfı Mübarek rejimine, egemenlerin olağanüstü baskı ve sömürü düzenine ve bunların yanı sıra rejimin İsrail ve ABD yanlısı politikalarına diş biliyor.
En eski uygarlıkların beşiği olmuş bu kadim topraklar işçi sınıfının mücadelesiyle özgürleşecektir. Modern firavunların saltanatı, işçi kitlelerinin son darbeyi indirmesiyle tarihin çöplüğüne savrulacaktır.
“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Bir seçim sürecinde daha burjuva siyasetçiler, yani patronların siyasi temsilcileri sahnedeler. Milyon dolarlık reklam kampanyaları eşliğinde, işçileri yalanlarına inandırmak için kapı kapı geziyorlar. İşçilere, emeklilere...