Buradasınız
MATA İşçileri Anlatıyor: Üretimden Gelen Gücümüzü Kullandık Ve Kazandık!
Mata Otomotiv, 12 Şubatta, işçiler sendikalaşmak istedikleri için karşı saldırıya geçti ve 15 işçinin çıkartılması için düğmeye basıldı. Sendikalaşma süreçleri devam eden işçiler, bu işten çıkarmaları durdurmak üzere örgütlülüklerini harekete geçirdiler ve gündüz vardiyası çıkışında alkışlı protestolarla işverene taleplerini ilettiler. Görüşmelerden bir sonuç alamayan işçiler, vardiyalarının bitmesine rağmen, üretim alanlarını terk etmeyerek, işverene yanıt verdiler. Akşam vardiyası ve gece vardiyası da, vardiya bitimlerinde üretim alanlarında kaldılar. İlerleyen saatlerde, işçilerin ve sendikalarının muhatap alınmamasını protesto ederek tepkilerini gösterdiler.
Sohbet ettiğimiz işçiler, düşüncelerini şu şekilde açıkladılar: “Bizler anayasal hakkımız olan sendikalaşma hakkımızı kullandık, işveren ise bu hakkı tanımayarak işçi arkadaşlarımızı işten çıkardı. Amaç belliydi. Gücümüzü zayıflatmaktı. Sendikalaşma hakkımızı kullandığımız için işten atılan arkadaşların geri alınması ve bu nedenle hiçbir işçinin işten atılmaması talebimizi ilettik. Ancak iki vardiya boyunca hiçbir yanıt alamadık. Sendikamız ve biz işçiler muhatap olarak kabul edilmedik. Beklemek ile bir sorunun çözülemeyeceğini anladık. İşçinin tek bir gücü vardı. O da üretimden gelen gücünü kullanmaktı ve birlikteliğimize güvendiğimiz için bu silahımızı kullandık.”
Üretimden gelen güçlerini kullanmayı nasıl başardıklarını sorduğumuzda ise, tüm işçilerin tek vücut olunca ve kararlı durunca başaramayacakları hiçbir şeyin olamayacağı cevabını aldık.
Bu sürece nasıl geldiklerini sorduk işçi arkadaşlarımıza. Samimi duygular içerisinde şu şekilde cevapladılar: “Bizler, bu fabrikadan bir şey olmaz diye düşünürdük. Kimse kimseye güvenmez, bireyci davranır, kimi zaman da sorunlarımızı yöneticiler ile birebir halletmeye çalışırdık. Ama süreç içerisinde bu şekilde bir şey elde edemedik. Gerek çalışma koşullarımız, çalışma ortamımızın sağlıksızlığı, iş güvenliği ve ücretler konusunda, yıllarca hiçbir kazanım elde edemedik. Tersine hep kötüye gittik. Evimize biraz daha ekmek götürebilmek, kredi borçlarımızı ödeyebilmek için, gece gündüz demeden, kimi zaman üç vardiya çalıştık. Gelirimizi bu şekilde artırmaya çalıştık hep. Ama dönüp baktığımızda, fazla çalışmaktan kendimize ve ailemize zaman ayıramadığımızı, borçlarımızı bir türlü kapatamadığımızı gördük. Ama işveren hep büyüdü, biz küçülmeye devam ettik. Asgari ücretin artması ile her şeye zam geldi. Doğalgaza, ev kiralarına elektriğe, ekmeğe… Cebimize giren üç kuruş ama çıkan beş kuruş. Zamların da açıklanması ile birlikte, tepkiler çığ gibi büyüdü ve birlikte olmaya, birlikte hareket etmeye karar verdik ve Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlendik. Bu süreç çok hızlı gelişti. Biz de inanamadık ve 3 gün içerisinde üyelikleri tamamladık. Bizlerde biriken öfke bir anda her birimizi ortak bir yerde topladı ve sendikalaştık. Üç gün içerisinde çoğunluğu aştık ve yetki başvurusunda bulundu sendikamız.”
Bu güzel ve anlamlı birlikteliğin, 2 gün süren eylemlerin işçilerde neler uyandırdığını ve duygularını sorduk: “Müthiş bir duygu. Her işçinin bunu yaşaması ve birlikteliğe inanması gerekir”. Anlamlı bir örnek vermek istiyorum diyen bir işçi şöyle konuştu: “Bizler fabrika içinde olduğumuz için, yemeğe gidemedik. Çalışan vardiyadaki arkadaşlarımız, sadece çorbalarını içmişlerdi ve diğer kumanyalarını bizlerle paylaşmak için bizlere getirdiler. Birbirlerini tanımayan, belki de daha önce hiç selamlaşmamış işçiler kenetlenmişti. Organize olmadığımız halde, doğallığında planlanmış ve işçi arkadaşlarımızın aklına gelmişti. İşte dedik, işçiler yan yana gelince, ortak sorunlarına ortak cevaplar arayınca, paylaşımın da ortak olması kaçınılmaz dedik. Daha düne kadar, Sünni-Alevi, Türk-Kürt diye birbirini ayıran, aynı tezgâhta çalıştığı halde yan yana gelemeyen yüzlerce işçi, ortak sorunlar etrafında kenetlenmişti.”
Fabrika içerisinde ne olduğuna dair sorumuza ise şöyle cevap verdiler: “Fabrika kapılarına, fabrika içindeki giriş çıkışlara, dışarıdan özel adamlar getirilmişti. Kimi kimden koruyorlardı anlamadık. Bizler fabrikamıza zarar verir miyiz hiç? O fabrika bizim. Belki de bizleri korkutmak için yapmışlardı. Hatta 2. gün polis müdahalesi olacağı söylentileri dolaştı. Bu baskılar bizleri daha da kenetledi. Görmeliydiniz, müthiş bir coşku vardı içeride. Bir an bile pes etmedik. Sloganlarımız ile ıslıklarımız ile taleplerimizi her seferinde dillendirdik. Özellikle “İnadına Sendika İnadına DİSK” sloganı bizlerin çok hoşuna gitti. Hatta Bursa’daki metal işçisi arkadaşlarımız gibi, “hooop” bile yaptık. Aramızda henüz sendikalı olmamış arkadaşlarımız vardı. Servisleri kaldırmadığımız için bizimle kalan arkadaşlar oldu. Çekimserdiler sendika üyeliği konusunda. Ama işverenin basıncı, geceyi hep birlikte yorgun da olsak, uykusuz da olsak inatla ve dirençle hep birlikte geçirmemiz bu arkadaşların kararlarını netleştirdi. Belki garip gelecek sizlere ama bir yandan eylemimiz devam ederken, bir yandan da üye olmayan arkadaşlarımızın üyelik işlemleri devam etti.”
Peki, son gün neler yaşandı: “Üretimden gelen gücümüzü kullanmasaydık, belki de işveren bizi ve sendikamızı tanımayacaktı. İşte aldığımız bu doğru karar işvereni sendika ile masaya oturmaya zorunlu bırakmıştı. İşten atılan arkadaşlarımızın geri alınması ve sendikal çalışmalardan dolayı hiçbir arkadaşımızın işten atılmayacağının teyidi alındı. Sendikalaşma ortaya çıktıktan sonra, işveren kimler üye oldu, kimler işin başında, sürekli araştırmaya başlamıştı ve isimler öğrenilmeye çalışıyordu ki bu şu demekti, her an herkes atılabilirdi. Bu tehlike hepimiz için vardı. Özellikle çalışmayı yürüten arkadaşlarımız için. Sendikamız kararı bildirdi, taleplerimizin kabul edildiğini ve ertesi gün sabah vardiyasında üretimin başlayacağını duyurdu. Kazandığımız zaferin bizlerdeki coşkusu tarif edilemez. Hep birbirimize baktık. Yan yana gelince meğer ne kadar da güçlü olunuyormuş. İşte bunu öğrendik. Tabii ki en önemlisi, üretimden gelen gücümüzü kullandığımız da nasıl kazandığımızı gördük.”
Son olarak tüm işçiler için, neler söylemek istersiniz? İletmek istediğiniz mesajınız var mı sorusu üzerine bir başka işçi söz alarak düşüncelerini dile getirdi: “Tüm işçi kardeşlerimize söyleyeceğimiz anlatacağımız o kadar çok şey oldu ki bu iki gün içinde. Ama önemli iki nokta var ki aslında her şeyin özeti. Hiç kimse bu iş yerinden bu insanlardan bir şey olmaz dememeli. Biz böyle diyorduk ve yanıldık. Bizden bir şey oldu, bu fabrikadan bir şey oldu. Birlik olduk ve kazandık. Diğer bir nokta ise gücümüzün farkında değiliz. Bizler bu gücümüzü fark ettik, kullandık ve işvereni masaya bu şekilde oturtabildik. İşçilerin silahı işte buymuş. Tüm işçiler bu silahı kullanmalı. Kullandıklarında başarı kaçınılmaz olacaktır.”
Bu güzel sohbet için arkadaşlarımıza teşekkür ettik. Heyecanlarını paylaştık, güldük, coşkulandık birlikte, güzel bir sohbet oldu sıcak çaylarımızın eşliğinde. Yetki belgesinin gelmesi ile birlikte, toplu sözleşme süreçleri başlayacak. Bu süreçte işçi arkadaşlarımıza başarılar diledik ve tüm işçi arkadaşlarımıza örnek olması temennisi ile sohbetimizi bitirdik. Yeni mücadele günlerinde yan yana olmak dileği ile ayrıldık.
- Direnen İşçiler Kartal Belediyesi’ne Geri Adım Attırdı
- Hak Gasplarına İşçilerin Yanıtı Grev ve Direnişler!
- Sendika Düşmanlığına ve Ücret Gaspına Karşı İşçi Eylemleri
- As Plastik Grevcileriyle Dayanışma Gecesi
- Dayanışmayla Mücadeleyi Büyüten Fernas Madencileri Soma’da Patron Vekilleriyle Görüşecek
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- Polonez İşçilerinden Boykot Çağrısı
- Ruhumuzu Esir Alan Korkuyu Çıkarıp Atalım
- “Annemle Gurur Duyuyorum”
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Sınıf Dayanışmasıyla Daha Güçlü Hissediyoruz
- Eker Süt İşçileri Basın Açıklaması Gerçekleştirdi
- Grev ve Direnişlerini Sürdüren İşçiler Meclis’te Basın Açıklaması Gerçekleştirdi
- Madencilerden Öğretmenlere Hak Gasplarına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- As Plastik’te Grev Başladı, Tekgıda-İş Eker Süt Önünde Uyarı Eylemi Yaptı
- Tarkett Turkey Grevi ve Dev-Sağlık İş’in Oturma Eylemi Devam Ediyor
- Hak Gasplarna Karşı İşçi Direnişleri Devam Ediyor, Direnişlere Yenileri Ekleniyor
- Polonez İşçileri Saldırılara Rağmen Mücadeleye Devam Ediyor
- UİD-DER’den MKB Rondo Grevine Dayanışma Ziyareti
- Fernas’ta Direniş Sürüyor, As Plastik’te Direniş, Tolsa’da Grev Var
Son Eklenenler
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş bırakma kararı aldı. Sağlık emekçileri İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere...
- 7 Kasım 1917’de Rusya’da işçi sınıfı devrim gerçekleştirdi ve siyasal iktidarı ele geçirdi. Bu devrim Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleştiği için tarihe Ekim Devrimi olarak geçti. Ekim Devrimi, tüm dünyayı sarsmış, 20. yüzyılın akışını kökten...
- Dünya… Masmavi okyanusları, uçsuz bucaksız ormanları, kıtaları dolaşan nehirleri, heybetli dağlarıyla her yanından yaşam ve bereket fışkıran bu rengârenk gezegen… Bu gezegenin gözümüzün önündeki hali içler acısı! Çünkü tüm dünyaya egemen olan...
- İSİG Meclisi’nin raporuna göre Ekim ayında 164 işçi, yılın ilk on ayında ise en az 1540 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’de iş kazaları ve iş cinayetleri en yakıcı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Her gün en az 5 işçi hayatını...
- Belediye işçileri artan hayat pahalılığı karşısında biraz olsun nefes alabilmek için ücretlerini yükseltmek istiyorlar. Buna karşılık belediyelerin yönetimleri ödenek olmadığı bahanesiyle işçilere düşük ücret dayatıyorlar. İstanbul ve İzmir’in ilçe...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- İngiltere’de 100 binin üzerinde insan Filistin halkıyla dayanışmasını göstermek ve emperyalist savaşa hayır demek için 2 Kasımda yeniden meydanlara çıktı. Başkent Londra’da 21. kez düzenlenen ulusal eylem gününde on binler hükümet binalarının...
- İspanya’da 29 Ekim Salı günü yaşanan sel felaketinde can kaybı 250’ye ulaştı. İspanya’nın doğusundaki Valencia bölgesinde etkili olan aşırı yağışlardan sonra meydana gelen sel felaketi büyük bir yıkıma neden oldu. Kurtarma ekipleri felaketten...
- Sevgili işçi kardeşlerim, yazının başlığı mücadele örgütümüzün ve işçi sınıfının çalışkan evlatlarından kadim bir dostuma aittir. Bir Afrika atasözü “aslanlar kendi tarihlerini yazana kadar, av hikâyeleri her zaman avcıların kahramanlığını...
- Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 4 No’lu Şube ile Kartal Belediyesi yönetimini temsil eden SODEMSEN arasında yürüyen görüşmelerden olumlu bir sonuç alınamaması üzerine Kartal Belediyesi işçileri 30 Ekimde greve çıkmıştı. Belediye...