Buradasınız
Mesailer Değil Ücretler Arttırılsın!
Tuzla’dan bir kadın işçi
Yaşadığımız düzende tüm ürünleri biz işçiler üretirken, sermaye sınıfı, bir ay boyunca geçinebileceğimiz bir ücreti bile büyük çoğumuza çok görüyor. Bir ay boyunca patronu için ter akıtan işçiye, ailesini geçindirmesi için 891 TL’yi uygun görüyorlar. En az 600 TL kiranın verildiği bir ailede işçiler hayatta kalmanın yolunu daha çok çalışmakta, fazla mesailerde arıyor. İşçi sınıfının örgütsüz oluşu, kendisine dayatılan koşullara karşı mücadele edemeyişi, sorunların katmerli bir şekilde büyümesine yol açıyor. Azalan ücretler iş saatlerinin artmasına yol açıyor. Artan iş saatleri de biz işçilerin yaşamında birçok sorunun ortaya çıkmasına yol açıyor.
Fazla mesailerle patronlar kendi hazırladıkları yasaları çiğniyor, işçileri günde 16 saat bile çalıştırıyorlar! Yasada haftalık 45 saat olan çalışma süresi fazla mesailerle arttırılıyor. Fazla mesai, yasaya göre haftalık 45 saatin üzerindeki çalışma süresi olarak tanımlanmış. İşçilerin rızasıyla yapılması gereken fazla mesailer için rıza alınmaya gerek duyulmuyor, çünkü örgütsüz durumda olan işçiler zaten geçinebilmek için fazla mesailer için can atmaya başlıyor. Beylikdüzü’nden bir kadın işçi UİD-DER sitesine yazdığı mektupta, fabrikasındaki bir kadın işçi arkadaşının hafta sonu mesai olacağını öğrendiğinde attığı sevinç çığlığından bahsediyor ve fazla mesailerin can damarları olarak görüldüğünü aktarıyor. Yasada bir işçi yılda 270 saatin üzerinde fazla mesaiye bırakılamaz dendiği halde, birçok işyerinde bu süre birkaç ay içinde tamamlanabiliyor. Yine yasaya göre fazla mesai ücreti normal mesainin %50 fazlası olmasına rağmen bazı işyerlerinde hastalık durumu veya bir mazeret olduğunda işe gelemeyen işçinin 8 saatlik çalışmasına karşılık 8 saatlik fazla mesaisi kesiliyor.
Fazla mesailere gelmeyenlere kapı gösteriliyor. Düşük ücretler vererek, işçileri fazla mesaileri kendisi ister hale getiren patronlar, mesai istemeyenler için de önlemler alıyorlar. Patronlar mesailere kalmamayı işten atmanın bahanesi haline getiriyorlar. Çocuğu hasta olsa, cenazesi olsa bile işçiler fazla mesailere kalmaya zorlanıyor, aksi takdirde kapı gösteriliyor. İlk işe girdiğinde işçinin okumasına bile fırsat vermeden önüne konan kâğıda fazla mesai yapacağına dair imza attırıldıktan sonra, fazla mesailere itiraz eden işçiler, imzaladıkları belgelerle tehdit ediliyorlar.
Fazla mesailer yüzünden işçiler aileleriyle zaman geçiremiyor.Nerdeyse haftanın 7 günü 12, 16 saat çalışan işçi, eşiyle, çocuklarıyla zaman geçiremiyor. Fazla mesailer yüzünden işçiler çocuklarını göremiyor, onlarla ilgilenemiyor. Ailelerin huzuru bozuluyor, bu durum da boşanmalara yol açıyor. İşçilerin sosyal hayatı bozuluyor. UİD-DER sitesine gönderilmiş bir işçi mektubunda, nişanlandığı halde sevdiği kızı gece vardiyaları ve fazla mesailer yüzünden aylarca göremeyen genç bir işçiden bahsediliyor. Yorgun bedenler, parasız cüzdanlar, umutsuz yarınlarla genç işçiler nasıl aile kurmak isteyebilir artık?
Fazla mesailer iş kazalarına davetiye çıkarıyor. Yasaya göre günde 11 saatten fazla çalışma yasak olmasına rağmen nerdeyse günde 16 saat çalışan işçiler çeşitli iş kazaları geçiriyor. Özellikle mesailerin yoğun olduğu fabrikalarda sıklıkla iş kazaları yaşanıyor. Kaza geçirmemek için maksimum düzeyde dikkat gösteren işçinin ile doğal olarak yorulmaya başladıkça kaza geçirme riski artıyor.
Fazla mesailerle 2-3 işçinin yapacağı iş, bir işçiye yıkılıyor. Patronlar 2-3 işçinin işini bir işçinin sırtına yıkarken 2 işçinin sigorta priminden de kurtulmuş oluyor. Olan da işçiye oluyor. Fazla mesailer işçilere ödülmüş gibi veriliyor. Gebze’den otomotiv sektöründe çalışan bir kadın işçi şöyle aktarıyor mektubunda: “Biz işçiler evlerimize iki ekmek daha fazla götürebilmek için fazla mesai yapmak zorunda kalıyoruz. Hatta hafta sonları fazla mesaiye kalmak için adeta birbirimizle yarışıyoruz. Diyelim ki üretim sorumlusu ile işçilerden biri arasında sürtüşme oldu, işçiyi cezalandırmak isteyen müdür, işçiyi hafta sonları mesaiye yazmıyor. Eskiden işçilerin karşı çıktığı fazla mesai, şimdi ücretlerimizin düşük olmasından dolayı çok istediğimiz bir şey; bu yüzden patronlar bunu koz olarak kullanıyorlar.” Ücretler düşürüldükçe işçiler geçinecek geliri elde etmek için fazla mesailer için birbirileriyle yarışır hale gelmiş durumdalar.
Fazla mesailer işçilerin psikolojilerini bozuyor: Uzmanlara göre çok fazla çalışma insanda depresyon riskini iki katına çıkarıyor. Aşırı yorgunluk sinirlerin yıpranmasına, bu da öfke, hırçınlık, uykusuzluk ve dikkatsizliğe yol açıyor. İşçilerin ruh sağlığını ciddi anlamda bozuyor. Ruh sağlığı bozulan işçi ailesiyle, arkadaşlarıyla sorun yaşamaya başlıyor, sevdiklerinden uzaklaşmaya başlıyor, giderek yalnızlaşıyor. Sevdiklerine faydalı olmak için daha fazla para kazanmak isteyen işçi, daha fazla çalışmak zorunda kalınca sonucu mutluluk olacağına, mutsuzlukla karşı karşıya kalıyor.
Fazla mesailere kalan işçiler örgütlenmeye de zaman bulamıyor. Fazla mesai olunca işçinin ne okumaya ne de başka arkadaşlarıyla bir araya gelmeye zamanı kalıyor. Ailesiyle bile zaman geçiremeyen işçi çoğu zaman işten arta kalan zamanda evde ancak uyuyabiliyor. İşçilerin bundan 128 yıl önce yükselttikleri “8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saat canımız ne isterse” talebi hâlâ hayat bulmuş değil! Bugün işçilerin büyük bir kısmı 8 saat uykuya, ailesiyle, dostlarıyla doyasıya zaman geçirmeye hasret! İşçiler adeta bir iş makinesine dönüşmüş durumdalar.
Ücretler işçilerin gerçek ihtiyaçlarını karşılayacak kadar olsun, işçiler fazla mesailere mecbur kalmasın! Patronlar işçileri fazla mesailere mecbur etmek için, ücretleri yaşamını idame ettiremeyeceği düzeyde tutmuş durumda. İşçiler ancak örgütlenip mücadele ettiklerinde insanca çalışma koşullarına sahip olabilirler. Fazla mesailere kalmamanın tek yolu ücretlerin insanca yaşanacak bir ücret olmasıdır, ücretlerin bu düzeye yükseltilebilmesinin tek yolu ise işçi sınıfının mücadeleye örgütlü bir şekilde atılmasıdır.
Dur De!
“Paran mı Var Derdin Var”
Son Eklenenler
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...