Buradasınız
Meslek Liseliler 1 Mayıs’ı Anlatıyor
Sefaköy’den bir grup UİD-DER’li
1 Mayıs tüm dünyada milyonlarca işçi ve emekçi tarafından coşkuyla kutlandı. Kapitalizme ve bu sömürü düzeninin bağrından taşan tüm sorunlara karşı işçi ve emekçiler 1 Mayıs alanlarında yerlerini aldılar. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’deki 1 Mayıs meydanlarını dolduran kalabalıkların önemli bir bölümünü de genç işçiler ve geleceğin işçileri olacak öğrenciler oluşturdu. 1 Mayıs’a bu sene ilk kez UİD-DER’le katılan meslek liseli gençler ile sohbet ettik. Bir işçi kenti olan Gebze’nin sokaklarına işçi sınıfının rengini, taleplerini, sloganlarını taşıyan UİD-DER kortejinde yerini alan gençler, 1 Mayıs gününe dair duygu ve düşüncelerini anlattılar.
1 Mayıs’a daha önceden katıldınız mı? Mitinge katılmadan önce neler hissettiniz?
Birinci öğrenci: Ben daha önce hiç katılmadım 1 Mayıs’a. Zaten UİD-DER’e katılmadan önce 1 Mayıs’ı kargaşa, kaos ortamı olarak biliyordum. Televizyondan hep polisin eylemcilere aşırı güç kullandığı görüntüler veriliyordu. 1 Mayıs’ın tarihi hakkında da bir şey bilmiyordum. UİD-DER’le tanıştıktan sonra 1 Mayıs’ın köklü bir tarihi olduğunu, işçiler için büyük bir kazanımı ifade ettiğini öğrendim. Bu sene ilk defa katıldım 1 Mayıs’a. Mitinge gittiğimiz günün önceki akşamı çok heyecanlıydım. Hatta uyuyamadım bile.
İkinci öğrenci: Ben de 1 Mayıs’ı işçilerin kazandığını bilmiyordum. Televizyonlardan gördüğüm kadarıyla biliyordum. Daha önceden de katılmamıştım. 1 Mayıs öncesi uyurken hayal kurdum. Nasıl geçecek, ne olacak, ne yapacağız diye. Zaman çabucak geçti. 1 Mayıs sabahı erkenden derneğe geldim. Hazırlıkları tamamlayıp bir an önce 1 Mayıs alanına ulaşmak için.
1 Mayıs’ta neler yaşadınız, neler hissettiniz?
Birinci öğrenci: Gebze’ye giderken yol boyunca şarkılar söyledik, alanda atacağımız sloganları çalıştık. Bence çok güzeldi. Toplanma alanında büyük bir coşkuyla karşılaştım. Derler ya içimde kelebekler uçuştu. Önlük ve şapkalarımızı giyip yürüyüşe geçtik. Kimi insanlar bizi alkışlarla destekliyordu ama kimilerinin bizden korktuğunu fark ettim. Hâlbuki eminim onlar da işçi ve 1 Mayıs onların da mücadele günü. Bizim sloganlarımız onları da kapsıyordu. Fakat korkutmuş patronlar onları. Ben kortejimizin en önünde pankart taşıyordum. Pankartı taşırken hissettiğim şuydu: “Yalnız değilim. Önümde, arkamda ve yanımda mücadele arkadaşlarım, ağabeylerim, ablalarım var.” Bu duygu beni çok güvende hissettirdi. Hiç böyle hissetmemiştim. Orada hiç tanımadığım insanlar da vardı ama ben onlara güveniyordum. İçim içime sığmadı. O pankartı taşımak, mücadele uğruna bir şeyler yapmak, emek vermek çok güzeldi.
İkinci öğrenci: UİD-DER orada farkını ortaya koydu. Düzeni, disiplini ve coşkusuyla çok farklıydı. Orada kötü amaçlı birisi aramıza giremezdi. Gerçekten çok güçlü bir disiplin vardı. Bu bence çok önemli ve çok güzel… Ben hayatımda ilk kez böyle bir kalabalığın içine girdim. Tabii orada daha kalabalık olmak lazım. Ne kadar kalabalık olursak o kadar güçlü oluruz. Sendikaların daha çok işçiyle gelmesi lazım. Biz de daha fazla arkadaşımızla 1 Mayıs’ta olmalıyız.
Hangi taleplerle 1 Mayıs’ta yerinizi aldınız?
Birinci öğrenci: Biz matbaa bölümü okuyoruz ve mezun olunca matbaalarda çalışacağız. Matbaa makineleri çok gürültülü çalışıyor. 20 yıl çalışan bir işçi ömrünün geri kalanını sağır olarak geçirir. Ben 20 yıl çalıştıktan sonra hayatımın geri kalanının zehir olmasını istemiyorum. Patron benim için ve diğer işçiler için güvenlik önlemlerini almak zorunda. Bu benim önümde duran en büyük sorunlardan birisi. Babam inşaatlarda çalışıyor, o da anlatıyor, inşaatlarda hiç önlem alınmıyor. En çok inşaat işçileri ölüyor. İşçi ölümlerinde dünyada ikinci sırada Türkiye. Bu beni çok rahatsız eden bir durum. Ben 1 Mayıs’ta en çok güvenlik önlemleri alınsın, işçiler ölmesin diye yürüdüm.
İkinci öğrenci: Aslında pek çok sorun var; iş cinayetleri, ücretlerini alamayan işçiler, uzun çalışma saatleri, baskılar, savaşlar… Ben bunların hepsi için yürüdüm. Bir genç olarak bu sistemde geleceğimi parlak görmüyorum. İşsizlik ve işçilerin yaşadığı tüm sorunlar bir emekçi çocuğu olarak beni de bekliyor. Üniversite okumak isterim ama okuyabileceğimi düşünmüyorum. Çünkü meslek liselerindeki eğitim oldukça yetersiz. Eğitim sistemi oldukça kötü. Her şeyden önce paralı. Bir de meslek liseli öğrenciler için staj sömürüsü var. Resmen köle muamelesi görüyoruz. Üstelik baskılar da giderek artıyor. Ben tüm bunlar için yürüdüm.
Son olarak ne söylemek istersiniz?
Birinci öğrenci: Bir yerlerde bir şeyler ters gidiyor. Ezenler ve ezilenler var, baskılar var. Biz bu durumdan rahatsızız. Daha güzel bir dünya için, özgürlük için daha fazla mücadele etmeliyiz. Sadece 1 Mayıs’a katılmakla olmaz. Mücadele bir gün değil, hep verilir.
İkinci öğrenci: Arkadaşıma aynen katılıyorum. Zaten bu yolda hep beraberiz. Güçlü olmalıyız, köle olmamak için direnmeliyiz. Son sözüm bu olsun.
Patronlara Yük Olan TRT Payı!
Son Eklenenler
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...