Buradasınız
Nasıl Öldüğümü Anlatmak İstiyorum!
Söğütlüçeşme’den bir işçi
Bir akşam koştura koştura bobinleri makineye takıyordum. Mavi kordon yapan makinenin ipi bitmek üzereydi. Benim hemen yerine yenisini takmam gerekiyordu. Ama mavi bobinler yaklaşık 150 kiloluk bobin yığının altına dizilmişti. Ben de sorumluya “bobini nasıl alabilirim?” diye sordum. O, “çekip alacaksın” dedi. Mecburen bobini yavaşça çektim. Daha alamadan bir gürültü koptu. Yüzlerce kiloluk bobin yığını üzerime doğru yıkılmaya başladı. Ben neye uğradığımı anlayamadan oradan kaçtım. Sonra “yerlere dağılmış yüzlerce bobinin altında kalsaydım ne olurdu?” diye düşündüm. Ne olacağını şöyle anlatayım:
Fabrikada makineler çalışmaya devam ediyor. Gece vardiyası ve bobinlerin dizili olduğu taraf kanlar içinde. Bobinler ortalığa dağılmış. Yerde yatan benim. Öldüm mü yoksa vücudumda ciddi bir hasar mı var, bilemiyorum. İşçiler korkmuş ama ustaların “herkes işine dönsün” uyarılarıyla, ne yapacaklarını bilemez hâldeler. Bazıları kanla kaplı yüzümü tanıyamadığı için yanındakilere “kim?” diye soruyor.
Başımda bir usta, durmuş bana ne yapacaklarını düşünüyor. Aklına müdürü aramak gelmiş, hızlı bir şekilde sessiz bir alana geçiyor ve telefonunu eline alıp birilerini arıyor. Ben hâlâ olduğum yerde yatıyorum. Kafamdan oluk oluk kan akıyor. Arada “hastaneye götürün” sesleri yükseliyor. Sesler ürkek çıktığı için pek ciddiye alınmıyor. O akşam, müdüre vardiya bitimine doğru ulaşılıyor. Sıcacık yatağından çıkmış olmanın asabiyetiyle müdür fabrikaya geliyor. Geldiğinde ben de onu görüyorum. Bir köşede durmuş yerde yatan halime bakıyorum. Sanırım bu kan kaybına dayanamadı bünyem ve öldüm. Bu arada ustalar, şef ve müdür kendi aralarında fısıldayarak konuşuyorlar. Sonra karar vermiş olmalılar ki bana yaklaşıyorlar. Birkaç işçinin yardımıyla bir araca bindiriliyorum. Anlaşmalı oldukları özel hastaneye götürüyorlar kandan kıpkırmızı olmuş cesedimi. Acil doktoru “kan kaybından öleli yaklaşık yarım saat olmuş” diyor müdüre. Sonra ölüm raporuna fabrika dışında gerçekleşmiş bir kaza olduğunu yazıp, iş cinayetini örtbas etmeye çalışıyorlar.
Kısa bir süre sonra hastane içinde çığlık sesleri duyuluyor. Ailem öldüğümü duymuş. Delirmiş gibi üniformalı gördükleri herkese nasıl öldüğümü soruyorlar. Aldıkları cevap sinirlerini iyice bozuyor. Çünkü onlar benim gece işte olduğumu çok iyi biliyorlar. Bu yüzden de “dışarıda yaşanmış kaza” yalanına inanamıyorlar. Tıpkı iş cinayetlerinde ölmüş diğer işçilerin aileleri gibi. Ve orada patronların kâr hırsı ne demekmiş anlıyorlar. Ölümümden sonra dava açılıyor. Asıl sorumlular yargılanmadan yıllarca uzuyor dava…
İşte biz böyle ölüyoruz.
Babam Bir Göçmen İşçi
Tekstilde 13 Yıl
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...