Buradasınız
Tekstilde 13 Yıl
Aydınlı’dan bir tekstil işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Merhaba dostlar, ben 13 senedir çalışan bir işçiyim. Çalışma hayatımın büyük bir kısmı tekstil atölyelerinde geçti. Çalıştığım her yerde sayısız zorlukla karşılaştım. Yaşadığım bu zorlukları sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Sayısız işyeri değiştirdim ama koşullar hiçbir zaman değişmedi. Çalıştığım hiçbir yerde zorunlu mesailer, düşük ücretler, sigortasız, güvencesiz çalışmak peşimi bırakmadı. İlk işime 13 yaşında başladım. Daha çocuk yaştaydım. Arkadaşlarım dışarıda oyun oynarken ben 12-14 saat tekstil atölyesinde çalışıyordum. Sigortam yapılmamış, öğlen yemeği verilmiyordu. Öğlenarası olunca atölye eve yakın olduğu için bir koşu eve gidip yemek yedikten sonra atölyeye geri dönüyordum. Orada üç sene çalıştıktan sonra daha iyi bir iş bulurum umuduyla işten ayrıldım. Yine 400 ya da 500 işçinin çalıştığı bir tekstil fabrikasında işe başladım. Sigorta ve yemek veriyorlardı. Ama burada da 14 saat boyunca çalıştırıyorlardı. Burada da iki yıl çalıştıktan sonra başka bir tekstil fabrikasına girdim. Orada da bir yıl çalıştıktan sonra fazla mesai ücretlerini ödememeye başladılar. Bu olaydan sonra başka bir tekstil fabrikasına başladım. Orada da iki sene sonra maaşlarımızı iki ay gecikmeli vermeye başladılar. Ondan sonra da çok sayıda tekstil atölyesi değiştirdim. Ama hepsi de birbirinden beterdi. Sigorta yapan yemek vermiyor, yemek veren de on iki, on dört saat çalıştırıyordu. Ayrıca ustalardan ve patronlardan hakaret, küfür ve hatta dayak eksik olmazdı. Kadın arkadaşlara tacize kadar ileri giden olaylar oluyordu. O günlerden bugüne çok bir şey değişmediğini şu an çalıştığım fabrikadan görebiliyorum. Şimdi 150 işçinin çalıştığı bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Burada da hak gaspları var. Asgari ücretle gece gündüz çalıştırılıyoruz. Nereye gittiysem çok bir şey değişmedi.
Değişen tek bir şey vardı; o da ben. Ben değiştim. Ben artık o eski ben değilim. Kaçarak, işten çıkarak bu koşullardan kurtulamayacağımı, bu koşulları kaçarak değil, kalıp mücadele ederek aşabileceğimi anladım. Kalıp işçi arkadaşlarımla bu koşulları düzeltebileceğimi öğrendim. Bütün bunları UİD-DER’e gelip gittikten sonra görmeye başladım. Koşullar aynı ama ben şu anda çalıştığım işyerinde işçi arkadaşlarımla örgütlenerek aşmaya çalışıyorum.
Nasıl Öldüğümü Anlatmak İstiyorum!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...