Buradasınız
Nedex Kimya İşçileriyle Sohbet

Kocaeli Dilovası’nda bulunan Nedex Kimya işçileri grevlerine karalılıkla devam ediyorlar. Bizler de grevlerinin 17. gününde Nedex işçilerini ziyaret ettik, çay içtik sohbet ettik. Sohbetimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.
“Hakkımız Olanı İstiyoruz!”
2 yıldır Nedex Kimya’da çalışan grevci işçilerden Burak greve neden çıktıklarını şöyle anlatıyor: “İşverenle, sendikamız arasında şimdiye kadar 8 toplantı yapıldı. Son toplantıda işveren tarafından birtakım bahaneler ileri sürüldü. Koronavirüsü bahane ederek kazanamadığını, kendisini düzeltemediğini ileri sürdü. Biz şimdiye kadar asgari ücretin 50 lira üzerinde bir ücretle çalışıyorduk. Burada herkes aynı maaşı alıyor. Yani asgari ücret. İşveren son toplantıda 2021’in asgari ücretinin üzerine gelen zammın değil de 2020’nin asgari ücretinin referans alınmasını istiyor. Mevcut haklarımızı da geriye çekmeye çalıştılar. Örneğin; bizim toplu sözleşmeden kazandığımız yılda 3 buçuk ikramiye hakkımız vardı. Biz bunun 4 olmasını istiyoruz. Ama işveren bırak 4’ü vermeyi yılda 3 ikramiyeye düşürmek istiyor. Bizim şimdiki fazla mesai ücretimiz %75, işveren bunun %50’ye çekilmesini istiyor. Biz bunlara karşı çıktık ve greve çıkmamızın da asıl nedeni bunlardı.”
Sadullah şunları ekliyor: “Dışarıdaki insanlar bize diyor ki «işveren size %27 zam verdi, bunu niye kabul etmiyorsunuz?» Ama onlar bilmiyorlar ki işverenin bu zammı 2020 asgari ücreti üzerinden vermek istediğini. Biz sadece hakkımızı istiyoruz. Nasıl ki çocuklarımız bizden ekmek istiyorlarsa biz de hakkımız olanı patrondan istiyoruz. Mevcut enflasyonun altında kalmak istemiyoruz. Ekmeğe gelen zam ortada benim bazen aldığım yevmiye 10 ekmek almaya yetmiyor. Düşünsenize, bazen çocuğunla marketin önünden geçiyorsun, çocuğunun markete bakmasını engelliyorsun. Bir şey alamıyorsun, bir teneke yağ olmuş 80 lira. Fabrika pandemi boyunca hiç durmadı, sürekli çalıştı. Başka yerde de fabrika açtı. Biz burada üretim rekoru kırdık. Patron diyor ki; «ilkokul mezununu temsilci yaparsınız dışarıda halay çekmeye devam edersiniz.» Biz işçiler sayesinde patron zengin oldu.”
İşçiler 25 kiloluk kolilerden günde yaklaşık 300 tane kaldırdıklarını, fabrikada çalışan herkeste fıtık olduğunu anlatıyorlar. Ramazan ekliyor: “Arkadaşlar önceden günde 100-120 koli çıkarıyordu. Bunun karşılığında baklavalar falan geliyordu. Şimdi günde bir kişi 300 koli çıkarıyor. «Niye bu kadar az çıkardın?» diyorlar. 5-6 sene önce 100 koli çıkaran bir firma bugün 300 tane çıkarıyor. İnsan bu kadar kârın farkında olmaz mı?”
Burak tekrar alıyor sözü: “Sadece bizim patron değil tüm patronlar aynı. Patron kazandığı zenginliği işçiler sayesinde kazandım demiyor, ben kendim kazandım diyor. Grev bizim yasal hakkımız. Biz şimdiye kadar greve çıkacağımızı hiç düşünmemiştik. Çünkü biz burayı bir aile gibi görüyorduk. Ama şimdi patron ile aynı aileden olmadığımızı görmüş olduk.”
10 yıllık işçilerden Bekir, “bugün Türkiye’de yaşamak kolay değil!” diyerek her şeye zam geldiğini, zamlanan her şeyi işçilerin ürettiğini anlatıyor ve devam ediyor: “Bugün biz bu greve çıktık. Biz kendi adımıza çıkmadık ki, bütün işçiler adına çıktık. Ben on yıldır buradayım. On yıldır ailemi alıp da doğru dürüst bir yere çıkamadım. Niye gitmeyeyim ki? Ama olmuyor. Burada yıllık izinler bile patronun işine nasıl geliyorsa öyle kullandırılıyor. Bize bir hafta izin veriyorlar o da kışın, bu bir haftayla nasıl tatilini yapacaksın?” Burak bu sözlere destek veriyor: “Hadi benim hakkımı da boş ver. Eşimin, çocuğumun hakkı da değil mi bir gün dışarıya çıkıp da dolaşmak, gönlünce bir şeyler yapmak ya da bir yemek yemek? Bir hafta sonu çalışmayıp da ailecek bir mangal yapalım desek bizim bütçe beş gün geriye atıyor. Biz haklarımızı daha güzel bir safhaya getirmek için greve çıktık. Ben ek işe çıkıyorum. İnsanlar diyor ki «niye ek işe gidiyorsun?» Yetmiyor ki! 20 yıllık işçi bile daha asgari ücret alıyor. Adamın 9 tane çocuğu var, İstanbul gibi bir yerde yaşıyor. Nasıl bakacak bu 9 çocuğuna?
Bekir’in sözleri Türkiye’de asgari ücretin ortalama işçi ücreti haline getirildiğini bir kez daha ortaya koyuyor: “Aldığımız ücret asgari ücretin 50 lira üzerinde. Artık bir şeylerin değişmesi gerekiyordu. Çok şey istemiyoruz, bizim taslakta istediklerimizi verse maaşımız 4 bin lira ya olur ya olmaz. Ailelerimiz bizlerin yanında. Bize verilen bu paralarla evdeki tencere kaynamıyor. Koşullarını daha iyi yapalım diye bizleri destekliyorlar.”
Ramazan, “yoksulluk ve açlık sınırı açıklandı. Hepimiz yoksuluz, en azından açlık sınırının üzerinde kalalım istiyoruz. Valla porsiyon bulabilirsek küçülteceğiz de, öyle bir şey yok” diye araya girince Bekir, “porsiyonları küçültürseniz, israfın önüne geçeriz, diyorlar. Onlar için doğru bu söylem. Çünkü onlar kendileri üzerinden bu örneği veriyorlar. Bizim hayatımızı bilmiyorlar ki. Onlara göre hayat iyi. İşçi sınıfının böyle bir durumu yok” diyor. Ramazan “bizimle dalga geçiyorlar” diyerek tepki gösteriyor. Bu konuda Burak söylüyor son sözü: “Onlar kendi pencerelerinden bakıyorlar. Bizimle hiç bir ilgisi yok!”
“Mücadele etmeden bir şey olmaz.”
Grevdeki oğlunu ziyarete gelen emekli bir BASF işçisi, zamanında fabrikada greve çıkınca haklarını ileri taşıdıklarını anlatıyor: “O zamanlar Petrol-İş çok güçlüydü. Memurlar da sendikalıydı. Fabrikalara taşeron girince örgütlülük biraz düştü. 1980 öncesinde sendikalar daha güçlüydü. Şimdi o güç yok. Polisan, Marshall, DYO… Biri anlaşmadan diğer fabrikalarda işçiler sözleşme imzalamazdı. Bu birliktelik vardı. Bizim zamanımızda 8 saat üzerinden ücret alıyorduk. Ama şimdi 7 buçuk saat üzerinden alınıyor. Bugün benim oğlum da grevde. «Mücadele et, arkadaşlarından ayrılma» diyorum. Bu birlik beraberlik olursa kazanımla sonuçlanır. Birbirinizden ayrılmayın, sonuna kadar direnin. Mücadele çok güzel bir şey. Mücadele etmeden bir şey olmaz.”
BASF’tan emekli olan amcamız devam ediyor: “Sendika yani mücadele edeceğin bir gücün yokken bir kişisin. Horoz misali. Sıkıştırmışlar horozu, şunu yapacaksın bunu yapacaksın, şundan uzaklaşacaksın… En sonunda horozu sıkıştırmış, yumurtlayacaksın demiş. Hep taviz verdik, horozun durumuna düştük. Eskiden işçiler seminerlerde falan bilinçlendirilirdi. İşyerinde de işçiler arasında bağ olacak yani. İşçilerin birbirlerine güveni olacak, ne yapıyor, ne ediyor hangi amaçla greve çıktığını bilecek.”
Tam da dayanışma örneklerinden, işçilerin bilinçlenmesi gerektiğinden bahsedilirken grevci işçiler fabrika müdürünün yan fabrikayı aradığını, elektriğin hemen kesilmesini istediğini, tuvaletin kullanılmasını, abdest alınmasını yasakladığını anlatmaya başlıyorlar. “Geçen gün işçilerden birini çağırdık, «gel çay iç» diye. «Sizinle konuşmamız yasaklandı” dedi. İçerideki arkadaşlarımızdan biri bizlere su getirmişti. Bundan dolayı arkadaşımıza tutanak tuttular…”
Burak, grevin kendisinde yarattığı dönüşümü şöyle anlatıyor: “Ben de ilk defa greve çıktım. Daha önceden grevin ne olduğunu bilmiyordum. Fabrika önünde bir kalabalık gördüğümde, bunlar niye çalışmıyor diyordum. Bilmiyorduk. Greve çıkınca birçok şeyi burada öğrendik. Bir daha greve çıkan bir yer duyarsam ilk önce ben desteğe giderim. Direnişin ne olduğunu bilmiyordum. 1 Mayıs demek işçi bayramı demek, ama ben hiç gitmedim. Biz işçi değil miyiz? İşçiydik. İnsan işin içine girdikten sonra bir şeylerin farkına varıyor. Uzak durunca anlayamıyorsun. Direnişin ne kadar güçlü olduğunu şimdi anlıyoruz. Tek başımıza olmadığımızı görüyoruz. Düşünsenize siz buraya gelmişsiniz, bize destek olmaya. O kadar çok seviniyoruz ki birileri bizi ziyaret ettiğinde. Demek ki tek değilmişiz. Güçlendiğimizi fark ediyoruz. Grevden sonra içeriye girdiğimizde birbirimize daha sıkı sarılmış olacağız. Bir arkadaşımıza haksızlık yapıldığında, hep birlikte tavrımızı göstereceğiz. Bundan sonra birimiz hepimiz, hepimizi birimiz için.”
- UİD-DER Grevdeki Kartonsan İşçilerini Ziyaret Etti
- Barutçu Tekstil İşçileriyle Direnişleri Üzerine Konuştuk
- Schneider Enerji’de de Grev Kazanımla Sonuçlandı
- Emekliyiz, Adana Arçelik İşçileriyle Dayanışma İçindeyiz
- Mersin Liman İşçileri Direnişte!
- Pulver İşçileri Kazandı
- Barutçu Tekstil’de Sendika Düşmanlığı Devam Ediyor
- Antep’te Kazanım, Eskişehir’de Kararlılık
- “Grev” Diyen Bekaert İşçileri Kazandı
- LCW Depo İşçileri İstanbul’da İş Bıraktı!
- Direnen Koç Üniversitesi Hastanesi İşçileri Taleplerini Kabul Ettirdi
- Atışkan Yapı İşçilerine UİD-DER’den Dayanışma Ziyareti
- 2022, Örgütlü Mücadeleyle Tanışma Yılım
- Kartonsan İşçileri Grevde
- Bekaert İşçilerine DİSK’ten Dayanışma Ziyareti
- Grevleri Yasaklanan Bekaert İşçileri Geri Adım Atmıyor
- Vivo Vtech’te ve DYO’da İşçi ve Sendika Düşmanlığı
- Balıkesir ve İzmir’de İşçi Eylemleri
- Koç Üniversitesi Hastanesinde İşten Atılan İşçiler Hakları İçin Mücadelede!
- DİSK: Asgari Ücret Değil Toplu Sözleşme
- UİD-DER Grevdeki Kartonsan İşçilerini Ziyaret Etti
- Atışkan Yapı İşçilerine UİD-DER’den Dayanışma Ziyareti
- Sunny İşçileri Sendika Düşmanlığına Karşı Direnişe Geçti!
- UİD-DER’den Atışkan Yapı İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- UİD-DER’den ETF Tekstil İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Çiğli TPI Composite İşçilerine Ziyaret
- Acarsoy Tekstil İşçilerini Ziyaret Ettik
- UİD-DER Grevdeki Sarıyer Belediyesi İşçilerini Ziyaret Etti
- “Bizim Çocuklar” Geliyor!
- Grevdeki Neşe Plastik İşçilerini Ziyaret Ettik
- UİD-DER’den Asen Metal İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Krom Evye İşçileriyle Omuz Omuza
- Dayanışmayla Güçlüyüz
- UİD-DER’den Bakırköy Belediyesi Greviyle Dayanışma Etkinliği!
- UİD-DER Bakırköy Belediye Grevcilerini Yalnız Bırakmadı
- UİD-DER Bakırköy Belediyesi Grevcilerini Ziyaret Etti
- UİD-DER’den Nedex Kimya Grev Alanında Dayanışma Etkinliği
- Nedex Kimya İşçileriyle Sohbet
- Trakya’daki Grev ve Direnişleri Ziyaret Ettik
- İlk Grev Ziyareti Heyecanı
Son Eklenenler
- Kocaeli Başiskele’de bulunan Kartonsan fabrikasında işçiler, toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine 22 Aralıkta greve çıktı. Selüloz-İş üyesi işçiler, ücretlerine gerçek enflasyon oranında zam yapılmasını, çalışma koşullarının...
- 29 Ocakta İran’ın Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Hoy kentinde 5,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Kışın en soğuk günlerinde, gece 21.44’te meydana gelen depremde en az 3 kişi öldü, 122 kişi yaralandı, çok sayıda ev hasar gördü. Hoy halkı...
- Toplumda çoğunluğun doğru kabul ettiği fikirleri sorgulamak, yanlışları görmek, bunları dile getirmek kolay değildir. Kolay olan herkesin söylediğini söylemek, herkesin yaptığını yapmaktır; çünkü bu çaba sarf etmeyi gerektirmez ve “zararsızdır.”...
- 31 Ocak 2008’de İstanbul Davutpaşa’da kaçak bir maytap atölyesinde meydana gelen patlamada 20’si işçi 21 kişi ölmüş 100’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliamın 15. yıl dönümünün Anayasa Mahkemesi kararıyla tekrar görülen davanın 2. duruşmasının...
- Bizler İşçi Dayanışması gazetesi okuru bir grup petrokimya işçisiyiz. Geçtiğimiz günlerde bir araya geldik ve “Artık Yeter! Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı” kampanyamızın bildirisini okuduk. Hayat pahalılığı, sosyal hayattan kopma ve baskılar...
- Sendikaların araştırmalar sonucunda açıkladıkları rakamlara göre yoksulluk sınırı 27 bin liranın üzerine çıktı. Türkiye’de bu miktarın üzerinde bir ücrete çalışan işçi sayısı neredeyse parmakla sayılacak kadar azdır. Yani Türkiye’de işçiler...
- Binlerce demiryolu işçisi, 300 bin öğretmen, 70 bin üniversite çalışanı, 100 bin kamu işçisi, 2 bin otobüs şoförü… Bugün İngiltere’de farklı sektörlerden 500 bin işçi grevde. İşçiler mücadelelerini birleştirdiler, grevlerini ortaklaştırdılar ve hep...
- Fransa işçi sınıfı 10 gün arayla 2. kez genel greve gitti. Macron hükümetinin emeklilik yaşını yükseltmek istemesine karşı 31 Ocakta 2,8 milyon işçi bir kez daha meydanları doldurdu. Ülkedeki 8 sendikanın çağrısıyla; Paris, Nice, Toulouse, Lille,...
- İstanbul Esenyurt’ta bulunan LCW’nin deposunda çalışan ve Kod-46 ile işten atılan 14 işçinin 10 Ocakta başlayan mücadelesi kazanımla sonuçlandı. British American Tobacco işçileri greve çıkma kararı aldı. 2022’nin Ağustos ayından bu yana sendikal...
- 2022 sonlarına doğru fırınlarda ekmeğin fiyatı 5 liraydı. İzmir Büyükşehir Belediyesinin Kent Ekmek fiyatı ise 3 liraydı. Kent Ekmek fiyatı artık 4 liraya çıkartılmış oldu. Yani ekmeğe yüzde 33 zam bindirilmiş oldu. Ekonomik kriz yukarıya doğru...
- Türkiye’de hızla yükselen enflasyon karşısında emekçilerin alım gücü iyice eridi. TÜİK’in resmi enflasyonu ile gerçek enflasyon arasında uçurum olduğu için ve ücret artışları resmi enflasyon veri alınarak yapıldığı için, yapılan zamlar reel...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu TÜPRAŞ grubunda yaklaşık 5 bin işçi, “geçinemiyoruz” diyerek ek zam taleplerinin karşılanması için eylem başlattı. Kocaeli, İzmir Aliağa, Kırıkkale ve Batman rafinerilerinde çalışan işçiler, geçtiğimiz Çarşamba...
- DİSK’in eski Genel Sekreteri ve Maden-İş’in Kemal Türkler’den sonraki Genel Başkanı Mehmet Karaca dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti. Karaca, 1969 yılında Otosan’da çalışırken Maden-İş’in örgütlenme faaliyetini yürütmüş, baş temsilcilik yapmış...