Buradasınız
“Oğlum Ben Ne Yapayım Sizin İçin? Bana Öl de, Öleyim!”
Aydınlı’dan bir metal işçisi

28 Aralık Cuma günü Kırmızı Önlük ve Şapka yine iş başındaydı. “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” kampanyamız çerçevesinde Kartal’da metro girişine standımızı kurduk. Gelip geçen işçileri kampanyamıza destek vermeye davet ettik. Her zaman olduğu gibi bu stantta da çok güzel sohbetler, diyaloglar yaşadık.
50 yaşlarında bir teyzemiz yanımıza geldi, “siz nesiniz, necisiniz?” diyerek durumu anlamaya çalıştı. Biz de kampanyamızı ve derneğimizi anlattık. Ondan da kampanyamıza destek olmasını istedik. Teyzenin cevabı kısa ve netti: “Ne demek yavrum!” İmza attıktan sonra bana dönerek “sen burada mı çalışıyorsun?” dedi. “Hayır, ben bir fabrikada çalışıyorum. İşten çıktıktan sonra da derneğimizin başlattığı kampanya için imza topluyorum” dedim. Teyze bir bana baktı, bir standa baktı ve “e siz şimdi bunu para karşılığında yapmıyor musunuz?” diye sordu. “Hayır!” diye cevap verdim. “Bazı şeyler vardır ki paha biçilemez. Her ay yüzlerce işçi iş kazalarında hayatını kaybediyor. Biz işçiler ölmesin, yaşasın diye çalışıyoruz.” Buna karşılık teyze şöyle dedi: “Oğlum ben ne yapayım sizin için? Bana öl de öleyim.” Ben de “teyze biz kimse ölmesin, herkes mutlu mesut yaşasın diye uğraşıyoruz” dedim. Teyze “sağ olun, var olun iyi ki sizler gibi duyarlı insanlar var” diyerek yanımızdan ayrıldı. Bu ve bunun gibi çok diyalog yaşadık.
Patronların masraflı olduğu gerekçesiyle güvenlik önlemlerini almaması yüzünden her ay yüzlerce işçi ölüyor, yüzlercesi de sakat kalıyor. Buna karşı bir önlem almak için çabalayanlar da hemen bir çıkarı varmış gibi görülüyor. Evet, bizim bu kampanyadan bir çıkarımız var. Patronlara bir basınç bindirip iş güvenliği önlemlerini aldırabilirsek, iş kazasında hayatımızdan olmaktan kurtuluruz. Her ay yüzlerce işçi ölürken, buna sessiz kalmak doğru olur mu sizce? UİD-DER’li işçiler olarak hiç bir zaman sessiz kalmadık, kalmayacağız, hiç kimse buna sessiz kalmamalı! Teyzenin sorduğu soruyu hepimizin kendine sorması gerekiyor: “Ben ne yapabilirim?” UİD-DER’in kampanyasına güç verelim canımızın değerli olduğunu, ölmek istemediğimizi haykıralım.
Son Eklenenler
- Bugün ilaç yazdırmak için aile hekimime gittim. Ama onu hiç bu kadar üzgün görmemiştim. Normalde güler yüzlü, hastalarına iyi davranan, insani ilişkileri güçlü biriydi. Üzüntüsünün sebebini sorduğumda iç çekerek anlatmaya başladı: “Gerçekten çok...
- Patronlar sınıfının biz işçilere topyekûn savaş açıkları çok açık şekilde ortadadır. Her fırsatta mikrofonu kapan patronlar ve siyasetçiler büyümekten, gelişmekten, enflasyonun kısa sürede sona ereceğinden bahsediyor. Ancak gerçekler bunun tam...
- İşçi eylemlerinde, grev ve direnişlerde çokça atılan bir slogan vardır: Hak Verilmez Alınır! Bu yalnızca bir slogan değil, işçi sınıfının mücadele tarihinin bir özeti gibidir. Geçmişten bugüne sendikal ve siyasal hakların mücadeleyle kazanıldığını,...
- UİD-DER, 6 ay boyunca haklarını almak için mücadele eden ve sonunda patrona geri adım attıran Polonez işçileri ile birlikte 23 Şubatta etkinlik düzenledi. Çatalca Belediyesi Nazım Özbay Kültür Merkezinde gerçekleştirilen “Polonez İşçileri Diyor ki:...
- Hepsiburada’nın taşımacılık şirketi olan HepsiJET’in İstanbul Esenyurt’ta bulunan deposunda çalışan 4 kadın işçi 17 Şubatta depo önünde direnişe başladı. DİSK/Lastik-İş Sendikası, örgütlenme faaliyeti yürüttüğü İstanbul Esenyurt’ta bulunan Huhtamaki...
- İstanbul’da çeşitli sendikalar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in 17 Şubatta “çalışma hürriyetinin ihlali” ve “suç işlemeye tahrik” suçlamasıyla tutuklanmasını ve Antep’te çeşitli fabrikalardan...
- Dünyanın en yüksek sendikalılık oranına sahip ülkelerinden biri olan Finlandiya’da birçok sektörde sendikalar ve işverenler arasındaki toplu sözleşme süreci devam ediyor. Ücret artışları, çalışma saatlerinin düzenlenmesi, sözleşme süreleri gibi...
- Güven kelimesi aslında ne kadar derin bir anlama sahiptir. Güven, bireyler arasındaki ilişkilerin sağlıklı ve sürdürülebilir olmasını sağlayan temel bir unsurdur. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde, güven duygusu yaşamın vazgeçilmezidir....
- Mücadele örgütümüzün yayın organı İşçi Dayanışması’nın 201. sayısının arka kapağında yer alan “Suriyeliler Geri Dönecek mi?” yazısını ben de okudum. Yazıda, “Almanya’ya giden insanların ne kadarı kalıcı olarak Türkiye’ye geri döndü?” diye bir soru...
- Bolu Kartalkaya’daki otel yangınında aralarında otel çalışanlarının ve çok sayıda çocuğun da olduğu, 78 kişi hayatını kaybetti. Sömestr tatili olduğu için ailelerin çocuklarıyla birlikte gittiği otelde toplu bir katliam yaşandı. Akabinde ortaya...
- Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu fabrikalardan GE Grid Solutions grevi 33. gününde, Green Transfo grevi 51. Gününde, Chinatool grevi 4. gününde anlaşmayla sonuçlandı. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim...
- Asırlar boyunca kalem ve kâğıdın tek sahibi egemenler oldu. Böylece olayları, bu olaylardan çıkarılacak sonuçları kendi ihtiyaçları doğrultusunda kurgulayıp kaydettiler, yani tarihi yanlı ve yanlış anlattılar. Bu nedenle resmi tarih, egemen...
- Siyasi iktidar 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etti. “Aile yılı” ifadesi kendi başına bakıldığında kulağa hoş gelebilir. Ancak bunu dile getirenlerin bugüne kadar yaptıklarına ve paketin içeriğine bakıldığında durumun hiç de aile ve toplumun mutluluğu...