Buradasınız
Korkma haykır, mücadeleye katıl
Kartal’dan bir işçi
Bu sene 1 Mayıs yaklaşırken her zamankinden daha farklı duygular taşıyordum. Çünkü bu 1 Mayıs’ta mitinge katılmaktan çok alana nasıl daha fazla insan katabilirim düşüncesindeydim. Bundan daha da önemlisi ilk kez kendi fikirlerimi paylaştığım ve çatısı altında mücadele ettiğim derneğim UİD-DER’le 1 Mayıs’ta alanlarda olacaktım.
Hayatımda ilk kez bir mitingle ilgili bu kadar kapsamlı bir çalışmaya katıldım. Anket, bildiri, afiş çalışmalarına katılıp işçi mahallelerinde 1 Mayıs’a çağrı yaptım. Daha önceleri yaşadığım silik, yok sayıldığım hayat göz önüne alınırsa bu deneyimlerin beni nasıl heyecanlandırdığını hissedebilirsiniz.
Size bu çalışmalardan birinde karşılaştığım bir olayı anlatmak istiyorum. 1 Mayıs’ın hemen öncesinde bir mahallede afiş çalışması yapıyorduk. Bu arada ne yaptığımızı merak eden dört genç yanımıza geldi. Yanımdaki arkadaşlarla birlikte onlarla sohbet ettik. Burası bir işçi mahallesiydi. Gençlere 1 Mayıs ile ilgili bilgilerinin olup olmadığını sorduk. Hepsi de bilmediklerini söylediler. Anne ve babalarının da onlara bu konuda bir şey anlatmadığını söylediler. Biz de onlara 1 Mayıs’ın tarihçesini ve yaşadığımız sorunların nereden kaynaklandığını anlattık.
Evet, ‘80 darbesinden sonra günümüz gençliği ne 1 Mayıs’ı biliyor ne de yaşadıkları sistemin kapitalist bir sistem olduğunu. Ve ne de bir sınıfın mensubu olduğunu. Çoğu işçi olan anne ve babalar da ‘80 darbesinin içlerinde bıraktığı korkudan dolayı çocuklarına bir şey anlatmıyorlar. Hatta onları meydanlardan uzak tutmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kapitalist düzen, medya ve diğer kurumlarıyla bu durumu daha da perçinliyor ve insanların beynini yıkıyor. Benim ailem de bir süre benim yaptıklarımı anlayamamıştı. Onlar da benim beynimin yıkandığını, bu işlerle uğraşmamamı ve bunların boş işler olduğunu söyleyip durmuşlardı. Ama asıl beyin yıkayan kapitalist sistem ve onun medya, aile gibi kurumlarıdır.
Ancak yaşanan gericilik dönemine takılıp kalmamak gerekiyor. Böyle dönemlerde en büyük iş yine devrimcilere düşüyor. Geçmiş sınıf mücadelesini yeni nesillere anlatmak, tekrar o mücadeleci ruhu canlandırmak, mücadeleden bıkmış veya korkmuş kesimlere “korkunun ecele faydası olmadığını” göstermek ve mücadele bayrağını yine en yükseğe çıkartmak için daha fazla çaba sarf etmek gerekiyor. Bize ait olan meydanları tekrar zaptetmek için daha güçlü ve örgütlü bir şekilde çalışmalıyız. Bunun yolu da bilinçlenmekten ve örgütlü mücadeleyi yükseltmekten geçiyor. Bu yüzden de tüm işçi ve emekçi kardeşlerimi, sınıf mücadelesinin deneyimlerini anlatarak ve aktararak bizleri bilinçlendiren UİD-DER çatısı altında mücadeleye davet ediyorum.
Yaşasın İşçilerin Uluslararası Dayanışması!
Yaşasın 1 Mayıs, Biji Yek Gulan!
İlk 1 Mayıs’ım
UİD-DER Yürüyor Mücadele Büyüyor
Son Eklenenler
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...