Buradasınız
Mısır İşçi Sınıfı Yeniden Hareketleniyor
Berdan Güney
Mısır işçi sınıfı, tarihinin en hareketli dönemini yaşıyor. 2006 yılının Aralık ayında başlayan ve etkisi genişleyerek yayılıp Mısır’ı sarsan grev dalgası geçtiğimiz ay tekrar canlandı. Çalışma koşullarının kötülüğünü ve düşük ücretleri protesto eden 27 bin tekstil işçisi, geçen yıl dört gün boyunca işgal ettikleri Misr iplik ve örgü fabrikasını 23 Eylülde yeniden işgal ettiler. Devlete ait olan bu fabrikada çalışan binlerce tekstil işçisine geçtiğimiz yıl verdiği sözleri tutmayan hükümet, bu sefer de hareketi polis baskısı yoluyla ezme politikasına başvurdu. Ancak bunda başarılı olamadı ve grevin üzerinden yaklaşık 15 gün geçtikten sonra işçilere taleplerinin karşılanacağını açıklamak zorunda kaldı. İşçiler yeniden çalışmaya başladılar, fakat fabrika müdürünün görevden alınması talebiyle dönem dönem iş bırakma eylemlerini sürdürüyorlar. Hareket tekstil işçileriyle sınırlı değil. Grevler pek çok sektöre yayılmış bulunuyor.
Mısırlı işçilerin hareketlenmesine yol açan şey, zaten sınırlı olan sosyal haklarını tümüyle elinden almak isteyen burjuvazinin, sosyal yıkım politikalarını azgınca hayata geçirme yolundaki çabalarıdır. Bunların yanı sıra özelleştirmeler sonucunda yaşanan saldırılar da işçi sınıfının tahammül sınırlarını zorlamıştır. IMF’nin “tavsiyelerine” harfiyen uyan Mübarek hükümeti, 90’lı yıllar boyunca devlete bağlı işletmeleri birer birer özelleştirmeye başlamıştı. 1999’a gelindiğinde 100’den fazla işletme satılmıştı. Bu özelleştirmelerden en fazla etkilenense tekstil sektörüydü; özel işletmelerin oranı %8’den %58’e kadar çıktı. Kuşkusuz bu duruma işten atılmalar, çalışma koşullarının kötüleşmesi ve ücretlerin düşmesi de eşlik etti. Sonuçta, 2004 yılının sonlarında tekstil sektöründe kendiliğinden başlayan ve diğer sektörlere de yayılan bir grev dalgası patlak verdi. 2006 yılının son ayında tekstil işçilerinin yeniden ivme kazandırdıkları bu dalga, birkaç aylık bir aradan sonra şimdi yine kabarmış bulunuyor.
Mısır’da işgücü çok ucuz, aylık ücretler 200 Mısır poundu (35 ABD doları) civarında. İşgücünün ucuz oluşu yabancı sermayenin de iştahını kabartıyor ve bu nedenle Mısır’a yabancı sermaye yatırımları artmış bulunuyor. Ne var ki giderek daha güçlü bir işçi sınıfına kavuşan Mısır’da, işçiler pek çok haktan yoksun bulunuyorlar. Örneğin işçilerin grev yapmaları hâlâ yasak. Ülkedeki tek yasal sendika Mısır Sendika Federasyonu (ETUF). Bu sendika Türkiye’deki Türk-İş gibi işçi hareketini devletin denetimi altında tutmak için kurulmuş ve bu misyonunu bugüne dek korumuş. Bu yüzden yaşanan grevler işçilerin bu sendikadan tümüyle bağımsız mücadeleleri sonucu hayata geçiriliyor. Sendikanın, devam eden grev boyunca işçilere destek olmaması bir yana, işletme yönetimlerinden yana tutum alması, grevlerin bir an önce bitmesi için hükümetle işbirliğine gitmesi, işçilerin haklı tepkisini çekiyor ve onları kendi bağımsız örgütlenmelerini oluşturmaya yöneltiyor.
Nil Deltasında yer alan Kübra Mahallesindeki Misr İplik ve Dokuma Fabrikası işçileri, 2006 yılının Aralık ayında başbakanın ikramiyeleri askıya almak istemesi üzerine dört gün boyunca işletmeyi işgal etmişlerdi. Çevrede ikamet eden diğer işçilerin de direnişçi işçilere destek vermesiyle işgalci işçilerin sayısı 20 bini geçmişti. Bu grevde kadın işçiler kilit bir rol oynamışlardı. Grev gerçekte 300 kadın işçinin iş bırakıp diğer bölümlerdeki işçilere ulaşıp onları harekete geçirmeleriyle başlamıştı. Kadın işçiler, “kadınlar burada, erkekler nerede?” diyerek, erkeklerin de greve katılmalarını sağlamışlardı. Direnişi kırmak için fırsat kollayan polis, tüm saldırganlığına ve gözaltılara rağmen, işçilerin kitleselliği karşısında hiçbir şey yapamamıştı. Hükümet, etkisi artan işçi hareketinin önünü kesmek için greve katılan işçileri karalama kampanyasına da girişmişti. Grevin arkasında Müslüman Kardeşler örgütünün olduğu yalanını ortaya atarak greve verilen desteği kırmaya çalışmıştı. Ancak kararlı duruşları sayesinde işçiler hükümete taleplerini kabul ettirmeyi başarmışlardı.
Misr tekstil işçilerinin zaferi, sonraki aylarda Nil Deltası ve İskenderiye’de on binlerce işçinin hareketlenmesine de yol açtı. Aralık ayında Helwan ve Tura’da çimento fabrikalarında çalışan işçiler greve gittiler. Aynı günlerde Kübra Mahallesindeki oto işçileri de greve başladılar. 2007 yılının Ocak ayında demiryolu işçileri, Kahire-İskenderiye seferini yapan ve Mısırlı patronların kullandığı Turbini trenini bloke ettiler. Demiryolu işçileri talepleri için hükümeti ülke çapında genel grev gerçekleştirmekle tehdit ettiler. Demiryolu grevi boyunca Kahire metrosu işçileri grevci işçilerle dayanışma amacıyla metronun hızını 55 milden 20 mile kadar düşürdüler. Tekstil işçilerinin verdiği mücadeleden esinlenen, kamyon ve minibüs sürücüleri, çiftçiler, bahçıvanlar, çöpçüler ve sağlık emekçileri de bu hareketlenmeden önemli ölçüde etkilendiler. Kafr-el Dawwar tekstil fabrikasında çalışan bin işçinin grevi 2007 Şubatında taleplerin kabul edilmesiyle sonuçlandı.
Tekstil işçilerinin başlattığı bu hareketin en önemli sonuçlarından biri, işçilerin başarıya ulaşabilmek için mücadeleyi kendi işyerleriyle ve mevcut yasaların çerçevesiyle sınırlı tutmamaları gerektiğinin farkına varmış olmalarıdır. Bu sayede farklı sektörlerde çalışan işçiler birçok yerde kendi bağımsız örgütlenmelerini ve bunlar arasında koordinasyon sağlayacak komiteleri oluşturmuşlardır.
Mısırlı tekstil işçilerinin çaktığı kıvılcım, tüm yasaklara rağmen ülke çapında işçilerin hareketlenmesine yol açtı. Mısırlı işçilerin hareketi aslında etnik, ulusal, dinsel, mezhepsel ayrışmaların kıskacında kıvranan tüm Ortadoğu coğrafyası için de kurtuluşun asıl gücünün işçi sınıfı olduğuna işaret ediyor. Ortadoğu işçi sınıfının uyanışı, bölgeyi savaşlardan temizleyip insanca ve barış içinde yaşanılabilir bir yere çevirecek yegâne olasılık ve gerçek umuttur.
Kaynak:
- Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri ve Savaş Karşıtı Gösteriler Büyüyor
- İtalya’da İş Cinayetleri ve Sağlık Sistemi Protesto Edildi
- ABD Üniversitelerinde Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri Yayılıyor
- Arjantinli Emekçiler Eğitimde Bütçe Kesintisine Karşı Ayakta
- Yunanistan’da Genel Grev
- İngiltere’de On binler Yeniden Meydanlarda: “İsrail’i Silahlandırmaya Son!”
- Japonya’da Liman İşçileri ABD Savaş Donanmasına Karşı Greve Çıktı
- Filistin Halkıyla Dayanışma ve Savaş Karşıtı Protestolar Devam Ediyor
- Dünya İşçileri Saldırılara, Baskı ve Zorbalığa Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Almanya’da Grev Dalgası da Grev Hakkına Yönelik Saldırılar da Büyüyor
- İngiltere’de Yükselen Ses: “Barış ve Adalet Yürüyüşümüzü Durduramayacaklar!
- Dünyanın Dört Bir Yanında Grev ve Kitlesel Eylemlerle İşçiler Mücadeleyi Büyütüyor!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Sürüyor, Savaşa Karşı Tepki Büyüyor
- Yunanistan’da Tren Katliamının Yıl Dönümünde Genel Grev
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Venezuela’da da İşçiler Hâlâ Toprak Altında!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri Devam Ediyor
- İngiltere’de Meydanlar: “Filistin’e Özgürlük! Ateşkes Hemen Şimdi!”
- İngiltere’de İşçiler Grev Hakkına Sahip Çıkıyor
- Dünya Meydanları: Savaşa, Düşmanlığa, Baskı ve Zorbalığa Hayır!
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...