Buradasınız
İnsanlık Afeti
Van’dan bir işçi-öğrenci

Van depremini yaşamış bir insanım. Çok önce yazmam gereken, ifade etmem gereken düşüncelerimi ancak şimdi yazabiliyorum. Çünkü yaşananları kavramak, hazmetmek, kabullenmek, boğazına yumru oturmadan anlatabilmek zaman alıyormuş. Gecikmiş düşüncelerimi ifade etmem için fırsat veren UİD-DER’e teşekkür ediyorum.
Babamla beraber arabayla Erciş’e gittik. Daha doğrusu gitmeye çalıştık. Ortalık can pazarı, her taraf karanlık, siren sesleri, enkaz çalışmaları, çocuk çığlıkları. Boş gözlerle seyrettim etrafı. Kelimeler yetersiz kaldı. Etrafımda sevdikleri için ağlayan onlarca insan varken dökeceğim gözyaşlarının anlamsız olduğunu hissetim. Ölümün ne kadar yakın olduğunu anladım. Hatta bir saniye sonra ölebilirdim. Şunu fark ettim; ne kadar gereksiz şeyler için birbirimizi kırmışız, kırılmışız. Annemi son kez öpemeyebilirdim. Babama son kez sarılamayabilirdim. Kardeşimden özür dileyemeden ayrılabilirdim. Gözümün önündekini anlayabilmem için bir felaket mi gerekiyordu?
Ailemle birlikte taziye çadırlarını dolaştım. Kocasını kaybetmiş bir kadın, babasız kalan çocuklar, evladını yitirmiş bir anne-baba. O annenin ağıtlarını unutmadım, unutamayacağım… Babam ağladı, duyar duymaz ağlamaya başladı. Babamı ağlarken görünce yıkıldığımı hissettim. Babam bile ağlıyorsa, çaresizse ne olacaktı halimiz? Biz bile dayanamazken o anne nasıl dayandı?
Yirmi sekiz kişi iki tane beş kişilik çadırı paylaştık. Her artçı deprem olduğunda birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk. Bir şey olsa önce kimi kurtarırız diye. Kâbuslarımın sebebiydi bu soru “önce kim?” Ben defalarca ailemi kaybettim rüyalarımda. Aylarca birilerini kurtarmaya çalışırken uyandım uykularımdan. Siz kimi kurtarırdınız şansınız olsa? Anneniz, babanız, kardeşleriniz, kuzenleriniz…
Her gün bir binanın önünden geçtim içinde üç tane insanın kurtarılmayı beklediğini bilerek. Elimizden hiçbir şey gelmedi. Arama kurtarma ekipleri gelmedi o binaya. Yapılan hiçbir yardım yerini bulmadı. Arama kurtarma ekiplerinin sayısı yetmedi. Biz reddedilen yardımlar ile her dakika her saniye o üç adam gibi nice insanların ölümünü izledik. Sizler ise haberlerde gösterilen ve yalan olan ölüm sayılarına inandınız. Ne gerçekleri gösterdiler ne de göstermemize izin verdiler. Sizce bu felakette ölü sayımız 644 mü?
Biz can pazarındayken ilk günden organ mafyaları türedi. Ölü bedenler üzerinden takılar çalındı, hem de elleri kolları kesilerek. Yüzlerce ev soyuldu. Para uğruna insanlığımızın çöktüğünü gördüm. Devlet politikası uğruna ölen insanlar, para uğruna yapılan kötülükler… Doğal afete değil, yerle bir olan şehrime değil, kapitalizmin neden olduğu insanlık afetimize yanıyorum.
Göz kapayıncaya kadar geçti zaman. İlk gün üç ay daha deprem olur demişlerdi. Ne de çok gelmişti gözüme, ilk günü bile atlatamazken üç ay demişlerdi. O üç ay üç yıl oldu. Zaman yıkılan binalara, yollara çare oldu da ölümlere, acılara, korkulara çare olabildi mi? Unutabildik mi yaşananları? Doğal afetin götürdüklerini düzelttik de insanî afetimize çözüm bulabildik mi?
Fadime Yolda, Aklı Evde
Patronumuzun Sinsi Oyunları
Son Eklenenler
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...