Buradasınız
Fadime Yolda, Aklı Evde
İstanbul’dan bir metal işçisi
Fadime, her sabah olduğu gibi telaşla evden çıkmış servisin beklediği durağa içinde bir buruklukla gidiyordu. Yine çocuklarını uykuda bırakmış ve sadece bir anne duygusuyla yavaşça yanaklarından öpüp yavrularının kokusunu içine çekmişti. Ayakları servise gidiyordu ama ruhu yavrularının yanındaydı.
Servise yetiştim diye belirsiz bir mutlulukla her sabah oturduğu koltuğa oturdu ve işyerine varana kadar biraz kestirmeye koyuldu. Çünkü akşam yemek, çamaşır, bulaşık derken çocuklarıyla bile doğru düzgün ilgilenemeden yatağa atmıştı kendini.
Fadime tam uykuya dalmıştı ki, servisteki bir tartışma nedeniyle “kim bu densizler?” diye kısık bir sesle mırıldanarak gözlerini araladı.
Servisteki işçi arkadaşlarından biri gençlerin çok yozlaştığını, uyuşturucunun yaygınlaştığını, çocuklarımızın iyi yetiştirilmediğini söylüyordu. Fadime içinden “evet, doğru” dedi.
Diğer bir işçi arkadaşı “iyi de bunun sorumlusu kim?” diye sorunca öbür işçi “tabii ki aileler suçlu, çünkü çocuklarını adam gibi yetiştirmiyorlar” dedi. Fadime’nin uykusunun içine etmişlerdi, “iyi de nasıl yetiştirelim?” diye sordu kendi kendine.
Öbür işçi ise karşı çıkarak “hiç de alâkası yok” dedi, “ailelerin ne suçu var, aldığımız maaşlar çok az olduğu için hem kadın hem erkek, 10 hatta 12 saat çalışıyoruz, bu durumda kadın çocuğuyla hangi ara ilgilenecek?” dedi.
Diğer işçi, “o zaman kadın otursun evinde, çocuğuna baksın” deyince, öbür işçi “ev kiralarını da sen ödersin herhalde” dedi.
Serviste tartışma alevlenmiş ve işçilerin bir kısmı daha tartışmaya katılmış, bir kısmı da Fadime gibi dinliyordu.
Öbür işçi sesini biraz daha yükselterek, “kardeşim insanlar sabahın köründe çocuklarının yüzünü göremeden evinden çıkıyor, çocuklar anne babasına hasret büyüyor, neden işyerlerinde ücretsiz kreşler yok? Fabrika kurmaya gelince oluk oluk para akıtıyorlar da sıra kreşe gelince mi para olmuyor, sevgiden, şefkatten uzak büyüyen çocuklardan ne bekliyorsun?” dedi.
Fadime’nin içinde belirsiz bir duygu oluştu ve yavrularını bir kreşte hayal etti bir an. Oysa özel kreşler neredeyse maaşına yakın ücret istiyorlardı, “keşke bir kreşimiz olsaydı” diye geçirdi içinden.
Servis işyerine gelince Fadime usulca öbür işçiye yaklaştı, “kardeş serviste çok doğru söyledin keşke bir kreşimiz olsaydı, iki yavrum evde kaldı içim sızlıyor ya başlarına bir şey gelirse diye” dedi.
* * *
Kardeşler, biz işçiler olarak hep gençliğin bozulduğundan, kötü alışkanlıklara bulaştığından dert yanarız. Oysa hiçbir çocuk anasından doğarken kötü alışkanlıklarla doğmaz. Kötü alışkanlıkları bulunduğu ortamlarda edinir. O ortamları hazırlayan ise içinde yaşadığımız düzendir. Daha sağlıklı bir gençliğimizin olmasını istiyorsak, bizi daha küçük yaşlarda onları kendi hallerine terk etmeye zorlayan bu düzenden kurtulmalıyız. Onların yetiştirilmesine özen gösterilmesi, yaşı ilerledikçe de iyi bir eğitimin yanı sıra becerilerinin geliştirilmesi, işçi sınıfının mücadelesi bilinciyle geliştirilmesi gençliğimizi uyuşturucu tacirlerinin tuzağından kurtaracak, topluma ve insanlığın kurtuluş mücadelesine faydalı bireyler haline dönüştürecektir. Diğer türlü mücadeleden, kendi sınıfından uzak ve alâkasız yaşayan bir gencin gideceği yer bellidir. Gözünü kâr hırsı bürüyen patronlar ve AKP hükümeti işçi çocuklarının geleceğini düşünmek bir tarafa, onları daha genç yaşta nasıl sömüreceğinin hesabını yapıyor. “Üç yetmez beş çocuk yapın” diyorlar ama bunlara nasıl bakılacak diye hiç düşünmüyorlar.
UİD-DER Kadın Komitesi’nin dile getirdiği her işyerine ve her mahalleye ücretsiz kreş talebi işçi gençliği için çok önemlidir. Annesinin yakınında olduğu duygusu bile çocuğa daha küçük yaşta özgüven kazandıracaktır. İşçi sınıfımızın çocukları hepimizin geleceğidir, sahip çıkalım. Her işyerine ücretsiz kreş talebinin önemini bir kez daha hatırlatmak için, Ayşeleri Fadimeleri yani sınıfımızın kadınlarını yalnız bırakmamamız gerektiğini hatırlatmak için yaşanmış bir tartışmadan yola çıkarak yazdım. UİD-DER’e bu haklı talebi ve çalışmalarında başarılar diliyorum.
İnsanlık Afeti
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
Son Eklenenler
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...