Buradasınız
OHAL’de İşten Çıkarmalar, Grev ve Direnişler
15 Temmuzdaki darbe girişiminin ardından olağanüstü hal ilan edildi. OHAL ilanından sonra açıklama yapan AKP hükümeti, uygulamanın darbe girişimine katılanların yakalanmasını kapsadığını, normal hayatı aksatmayacağını ifade etti. Oysa olağanüstü halden sonra, işten atılan işçilerin buna tepki göstermelerine engel olunması, OHAL’in patronlar tarafından bir fırsat olarak kullanıldığını gösteriyor. OHAL ile birlikte grev ve direnişlerin yasaklandığı algısı da oluşturulmaya çalışılıyor. Hak gasplarına karşı işçilerin mücadelesi çeşitli işyerlerinde devam ederken, kimi yerlerde patron tarafından OHAL gerekçe gösterilerek engellenmeye çalışılıyor.
Belediye-İş’te örgütlendikleri için işten çıkarılan ve aylardır direnişte olan Avcılar Belediyesi işçileri, OHAL’den sonra, 21 Temmuz sabahı zabıtaların engeliyle karşılaştılar. İşçilerin çadır kurmaları engellendi. Avcılar Belediyesi işçileri, tüm baskılara rağmen direnişlerini sürdürüyorlar. Gazetelere röportaj veren direnişçi işçilerden Ali Polat, OHAL’le birlikte slogan bile atamadıklarını dile getirdi: “Darbe girişimi bizi sekteye uğrattı, sonrasında OHAL ilan edilmesinden dolayı eylemsizliğe geçmek zorunda kaldık. Belediye başkanı Handan Toprak bunu adeta fırsata çevirmeye çalıştı. Çadırımızı belediye zabıtalarını kullanarak açılmasına izin verilmediğini söyledi. Bizi cahil zannetti herhalde biz işçiyiz ama biz de okuyoruz bir şeyler. Kanunları biz de biliyoruz. Valiliğin yetkisi vardır OHAL durumunda. … Bir de OHAL durumunda sendika sıkıntı yaşıyor, direniş alanındayız ama ne eylem yapabiliyoruz ne de eskisi gibi slogan atabiliyoruz. OHAL durumunda olduğumuzdan müdahale etse polis aylarca gözaltında kalma riski de var.”
BEDAŞ’ta 100’den fazla işçi, geçmişe dönük davalarını geri çekmek istemedikleri için 25/2’den işten çıkarıldı (4857 Sayılı İş Kanununun 25/2 maddesi yüz kızartıcı suç işleyenlerin tazminatsız işten atılmasını içeriyor). Atılan işçilerin çoğu Türk-İş’e bağlı Tes-İş Sendikası üyesi. Haksız işten atmalara karşı tepkilerini eylemle göstermek isteyen işçiler, sendikanın engellemesiyle karşılaştılar. Tes-İş, işçileri, “OHAL sürecinde eylem yapmanın cezası 30 gün gözaltı süresi. 40 kişiden 10 kişi atılacak ama eylem yaparsanız bu sayı artabilir” diyerek eylemden vazgeçirmeye çalıştı.
Elazığ’da da Tes-İş üyesi AKSA Elektrik işçileri, 6 yıldır asgari ücretin altında olan ücretlerinin arttırılması talebiyle şirket yöneticileriyle görüştüler. “Ne haliniz varsa görün, elinizden geleni yapın” cevabını alan işçiler, iş yavaşlatma eylemiyle tepkilerini göstermek istediler. 100’den fazla Tes-İş üyesi işçinin katıldığı eylemin üçüncü gününde, “işyerini işgal ettikleri” gerekçesiyle 25 işçi gözaltına alındı. Polisin “OHAL uygulanıyor bu nedenle burada eylem yapamazsınız” diyerek gözaltına aldığı işçiler ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Çalıştıkları işyerinin bahçesinde oturmalarına izin verilmemesine tepki gösteren işçiler, PTT Meydanı’nda beklemeye devam ediyorlar.
Bugüne kadar yaşananlar, patronların OHAL’i fırsat olarak kullanacaklarını, işçilerin hak gasplarına karşı eylem yapmalarına ve sendikalaşmalarına engel olmaya çalışacaklarını ortaya koyuyor.
21 Temmuzdan itibaren yürürlüğe sokulan OHAL’in, Olağanüstü Hal Kanununun 3. Maddesi B Bendinde yer alan “Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması” gerekçesiyle ilan edildiği ileri sürüldü. OHAL kararının gerekçelerini açıklayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, uygulamanın demokrasiye karşı olmadığını, temel haklar ve özgürlükler konusunda kimsenin endişe duymaması gerektiğini belirtmişti.
OHAL Kanununda “Şiddet Hareketlerinde Alınacak Tedbirler” başlığı altında; “İşçinin isteği, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller, sağlık sebepleri, normal emeklilik ve belirli süresinin bitişi nedeniyle hizmet akdinin sona ermesi veya feshi dışında kalan hallerde işçi çıkartmalarını işverenin de durumunu dikkate alarak üç aylık bir süreyi aşmamak kaydıyla izne bağlamak veya ertelemek” ifadesi yer alıyor.
OHAL ile birlikte temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanabileceği ancak bunun geçici bir süreyle olabileceği de kanunda belirtiliyor. İşçi çıkartmanın “izne bağlanması veya ertelenmesi” söz konusu olduğu halde birçok işçi işten çıkarıldı. Üstelik patronlar, OHAL’i bahane ederek işyerlerinde baskıyı artırırken, işçilerin grev ve direnişlerini de kırmaya çalışıyorlar.
OHAL’in ilan edildiği günden bu yana 667, 668 ve 669 no’lu 3 kararname yayınlandı. Bu kararnameler, darbe girişimiyle ilgisi bulunduğu ifade edilen çeşitli kuruluşların kapatılması, kişilerin gözaltına alınması, açığa alınması ve alınacak tedbirleri içeriyor. Bu kurumlarda çalışanların durumlarına ilişkin kararlar da kararnamelerde yer alıyor. Ancak, KHK’larda adı geçen işyerlerinin dışında, işçilerin sendikalaşma ve grev haklarını kısıtlayan herhangi bir madde bulunmuyor.
OHAL koşulları altında valilere, basın-yayın özgürlüğünü ya da toplantı ve gösterileri kısıtlayıcı karar alma hakkı tanınmış. Bu nedenle işçiler bu durumdan olumsuz etkilenebilir. Fakat işçilerin gösteri ve toplanma özgürlüğünü kısıtlayacak bir karar alınmış değil. Kimi yerlerde OHAL bahane edilerek grev-direniş yapma hakları olmadığı iddia edilerek işçilerin önüne engeller çıkarılıyor. Grev ve direnişte bulunan işçiler, bu engelleri aşmak için birarada durmanın ve dayanışmanın önemine vurgu yapıyor.
- UİD-DER’den Direnişteki Polonez İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Patronlar Saldırıyor, İşçiler Mücadeleden Vazgeçmiyor
- Polonez İşçilerine Polis Saldırısı
- Polonez’de Hukuksuzluklar Arttıkça Direniş Büyüyor!
- Eti Krom İşçilerinin Mücadelesi Kazanımla Sonuçlandı
- Grevci Yolbulan İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Bursa’dan Antep’e Hak Gasplarına Karşı İşçi Mücadeleleri Sürüyor
- Hak Gasplarına Karşı Mücadele Edenler Kazanıyor
- Grevdeki Yolbulan Metal İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- KLS Klima ve ABP’de Sendika Düşmanlığı
- Novares İşçileri Greve Çıktı
- Şehir Hastanelerinde Hak Gasplarına Karşı Eylemler
- Yolbulan Metal İşçileri Greve Çıktı
- UİD-DER’den Sumitomo İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- İşçiler Düşük Ücrete, İşten Atma Saldırısına, Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- Özel Sektörden Kamuya Hak Arama Mücadeleleri Sürüyor
- Gürdesan İşçileri İş Durdurdu!
- Mersen İşçileri Fransa Konsolosluğu Önünde Eylem Yaptı
- ODAŞ Yel Enerji İşçilerinin Direnişi Sona Erdi
- Bir Ağacın Gölgesi, Patronların Korkusu, İşçilerin Birliği
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...