Buradasınız
Sermayenin Gözü Kıdem Tazminatında
İşçilerin son kalesi diye tabir edebileceğimiz kıdem tazminatı, sermayenin ve hükümetin hedefinde durmaya devam ediyor. “Fon” uygulamasıyla kıdem tazminatını patronların yükümlülüğü olmaktan çıkarmak isteyen hükümet, işçilerin tazminatsız işten çıkarılmasının yanı sıra bir dizi hak gaspının önünü açıyor. Art arda gelen saldırı paketleriyle belini doğrultamayan işçi ve emekçilerin hâlihazırda yok denecek kadar az olan iş güvencesinin son kırıntıları da süpürülmüş oluyor.
Hal böyleyken, Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun kıdem tazminatına dair yaptığı son açıklama, ikiyüzlülükte sınır tanımayan sermaye sözcülerinin adeta resmini çiziyor. “Adil, hakkaniyetli ve sürdürülebilirliği büyük oranda kabul edilen bir kıdem tazminatı fonu oluşturulması ile ilgili önümüzdeki hafta görüşmelere başlayacağız. Bu sistem hem işçinin hakkını korur hem iş hayatını olumsuz etkilemez diye yapılan bir çalışma.” Yüreklere su serpen(!) bu sözlerin ardından hızını alamayan Müezzinoğlu, “Şu anda en çok mağdur olan işçilerimiz oluyor. Temel bakış açımız işçinin alın terinin, hakkının korunması” diye ekleyerek açık açık işçilerle dalgasını geçiyor. İşçinin alın terini, yetmediğinde ise kanını dökenler, işçilerin mağduriyetine dertlenir olmuşlar! Üstelik kıdem tazminatının kaldırılıp “fon” uygulamasına geçilmesindeki tek kaygılarının işçilerin haklarını korumak, adaleti tesis etmek olduğunu yutturmaya çalışıyorlar. İşçilere bir hayrının dokunmayacağı Tasarruf Teşvik Fonu’ndan, Konut Edindirme Fonu’ndan, İşsizlik Fonu’ndan belli olan kıdem tazminatının devredileceği “fon”, hükümetin ve sermayenin esas niyetini ortaya seriyor. Açık ki, kıdem tazminatının kaldırılması işçiyi işten atmak için artık iki kere düşünmek zorunda kalmayacak patronlara, esnek ve güvencesiz çalışmanın alabildiğine arttığı sermaye düzenine yarayacak.
Hükümet, sıkça dillendirdiği üzere kıdem tazminatının kaldırılmasını ve bunun yerine “fon” oluşturulmasını içeren yasal düzenlemeyle esas amaçlarının “kıdem tazminatı alamayan işçilerin alabilmesi” olduğunu söylüyor. İşçilerin haklarını bilmeyişleri ve patronların uyanıklığı sebebiyle işçilerin kıdem tazminatından mahrum kaldığı gerçeğini böylelikle saklamaya çalışıyor. Hükümetin esas derdi bu ise, mevcut modeli değiştirip fon oluşturmak yerine, işçi sendikalarının da önerdiği üzere, pekâlâ basit düzenlemelerle kıdem tazminatını alamayan işçilerin hakları korunabilir. Mevcut yasaya bir yılın altında çalışan işçilerin de kıdem tazminatına hak kazanmasını sağlayacak madde eklenmesi ve kıdem tazminatı ödemeyen patronlara ağır yaptırımlar getirilmesi ile Bakan Müezzinoğlu’nun da dem vurduğu işçilerin mağduriyeti rahatlıkla giderilebilir. Ancak sermaye sınıfı ve onun sözcülüğünü yapan hükümetin niyeti bambaşkadır.
Bakan “bu sistem hem işçinin hakkını korur hem iş hayatını olumsuz etkilemez diye yapılan bir çalışma” diyerek kendisinin de bildiği bir gerçeğin üstünü örtmeye çalışıyor. Bu sistem, hem işçiyi gözetip hem patronu kollamaz. Birinden alır ötekine verir. Aldığı işçi, verdiği de hep patron olur. Adalet ile zulüm aynı yerde barınmaz. İşçi sınıfının patronların düzeninden gördüğü hep zulüm olmuştur. Geçmiş işçi kuşaklarının mücadele ile kazanıp işçi sınıfına armağan ettiği hakları koruyup genişletmek bugünün işçilerinin boynunun borcudur. Asıl olan ise tüm ikiyüzlülüğü ile adalet timsali rolü kesen zalimlerin düzenine son vermektir.
Acılar ve Sevinçlere Dair
Şiirler ve Şarkılarla Umudu Büyüttük
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Dev Maden-Sen: “İliç’te Toprak Altındaki 8 Maden İşçisi Sahipsiz, Maden İşçileri de Çaresiz Değildir”
- BİRTEK-SEN’e Verilen Para Cezası Çalışma Bakanlığı Önünde Protesto Edildi
- Agrobay İşçileri Ankara’da Basın Açıklaması Yaptı
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- İktidarın ve Sermayenin Saldırılarına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Borusan Lojistik’te Sendika Düşmanlığına Karşı Eylem
- Belediye İşçileri, Öğretmenler, Emekliler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- İzmir, Manisa, İstanbul, Denizli: İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı Derhal Serbest Bırakılsın!
- Emekçi Kadınlar 8 Mart Coşkusuyla Alanlardaydı
- Güvenlik-Sen Vakıfbank’ta Mobbing ve Sürgünleri Protesto Etti
- Patronların Sendika Düşmanlığına ve Ücret Gaspına Karşı İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Patronların Saldırılarına Karşı İşçi Direnişleri Sürüyor
- Tekgıda-İş’ten Perfetti Van Melle’de Basın Açıklaması
- Esitaş İşçileri Sendikalı Olma Hakkını Mücadeleyle Kazandı
- Antep’te Düşük Ücret Dayatmasına Karşı İş Bırakma Eylemleri
- İşçiler Patronların Düşük Ücret Dayatmasına Boyun Eğmiyor
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...