Buradasınız
Özgürlüğe Hasret Bir Kuş Gibiyiz
Esenyurt’tan bir metal işçisi
Düşünün ki uçsuz bucaksız bereketli topraklar, çalışkan ve bir o kadar da hünerli eller, sonsuzluğa doğru uzanan masmavi bir gökyüzü, kuşlar, böcekler, her mevsim farklı güzelliğiyle açan çiçekler, insanlığın ve tüm canlıların emrine amade denizler... Her yanı ayrı bir güzellik olan, her karışı umut ve yaşam doğuran yeryüzümüz, doyasıya yaşamak, her yeri doyasıya görebilmek… İlk kez gördüğümüz her insanla dostça kucaklaşabilmek... Yani hayatı her anıyla, her alanıyla doya doya yaşamak! Bir daha dünyaya gelmeyeceğimizi, elimizdeki fırsatı doya doya değerlendirmeyi bilerek, bir ekmeği kardeşçe paylaşarak yaşamak! Şair “sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul” demişti, fakat gel gör ki bugün bütün yeryüzü haramilerin pençesinde can çekişmektedir.
Ben bir metal fabrikasında çalışıyorum. İşyerinde bir işçi arkadaşıma halini hatırını sordum, o ise özet olarak, “özgürlüğe hasret bir kuş gibiyim” dedi. Ben de “o zaman kafesleri kıralım” dedim. Arkadaşım “ellerimiz kollarımız bağlı, nasıl kıralım?” dedi. Israr ettim, “o zaman yan yana gelelim, birbirimizin kollarındaki bağları çözelim. Özgürlük için değmez mi?” dedim. Sonra arkadaşım devam etti: “Doğru söylüyorsun, bu iş nereye varacak, bilemiyorum. Hayat çok pahalı, her şeyden kısıyoruz. Dedikleri gibi porsiyonları da küçültüyoruz ama yine de yetmiyor. Ömrümüz dört duvar arasında geçiyor, çalışmak ve fazla mesailere kalmaktan başka geriye bir şey kalmıyor. Geriye dönüp baktığımız zaman hem ömür gidiyor hem de büyük zahmetlerle kazandıklarımız gidiyor.”
Bunların kaderimiz olmadığını, İşçi Dayanışması’nda çıkan bir yazıya atıfta bulunarak anlattım. “Hak istiyorsak, değişim istiyorsak elimizi taşın altına koymalıyız, kimse bize kendiliğinden bir şey vermez” dedim. Bu işçi arkadaşımın bahsettiği gibi, bu baskı koşullarında işçi sınıfı olarak gün ortasında karanlığı yaşıyoruz. Yeryüzünün bütün nimetlerinden, bereketinden faydalanan, hep daha fazlasını isteyen açgözlü egemen sınıf, sermaye sahipleri, iktidarlar, işçi sınıfına, şükretmeyi, aza kanaat etmeyi nasihat ediyor.
Evet, biz işçi sınıfı çürüyen kapitalizm ve Türkiye’deki baskıcı rejim altında, özgürlüğe, demokrasiye, barışa, özetle insan gibi yaşamaya özlem duyan bir sınıfız. İnsan gibi yaşamak isteyen herkes sorumluluk alarak, elini taşın altına koyarak, özgürlüğümüzü elimizden alan, biz işçilere ve dünya halklarına gün ortasında karanlığı yaşatan bu sisteme karşı mücadele saflarında birleşmeliyiz.
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- Yine, Tekrar, Bir Daha Şahlanıyoruz!
- Ucuz Bir Hayatı Neden Bu Kadar Pahalıya Yaşıyoruz?
- “Hiçbir Faydası Yoksa Neden Vergi Ödüyorum?”
- “Başımıza Ne Geliyorsa Nüfus Artışından” mı?
- Aman Bize Müjde Vermesinler!
- Onca Şeye Rağmen Gündemlerinde Yer Alamıyoruz
- Patronun Havucu İşçinin Onuru
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bir Değil, İki Değil, Üç Değil!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- Derinleşen Yoksulluk ve Artan Eğitim Maliyetleri
- “Türkiye Yüzyılı” Yalanı
- Ödediğimiz Primlerden Payımıza Düşen Ne?
- Sağlık Sorunlarımız Kader Değil, Sınıfsal!
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- “Ne Yapsam Mutlu Olamıyorum!”
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Davut Abiyi Misafir Ettik
Son Eklenenler
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...