Buradasınız
Bizim Çocuklarımız Onlar
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Bencillik çocuklarımızı uzak tutmamız gereken kötü bir kişilik özelliğidir. Çocukları bencil olacak şekilde yetiştirmek sosyal becerilerinin gelişimini engeller ve böyle yetiştirilen çocuklar yetişkinlik döneminde sağlıklı ilişkiler kuramazlar. Gerçek anlamda mutlu olamazlar. Özellikle dayanışmaya, beraberliğe ihtiyaç duyan, dayanışmayla güçlenen işçi sınıfımızın evlatları için bencillikten uzak olmak çok önemlidir. Çocuklarımızın başka işçi çocuklarıyla bir arada olduğu, paylaşmayı öğrendiği, kaliteli vakit geçirebileceği ortamlarda bulunması gerekir.
Bizler, UİD-DER’li işçiler olarak çocuklarımızın doğru biçimde yetişmesini, gelişimini çok önemsiyoruz. Anne ve babalarıyla birlikte etkinliklerimize gelen çocuklar için ayrıca bir oyun alanı oluşturuyoruz. Çocuklara özel bu alanda çeşitli oyun ve aktiviteler düzenliyoruz. İlk zamanlar çekingen olan, ailesi dışında kimseyle konuşamayan, kendisi dışındaki çocukları yabancı veya rakip olarak algılayan çocuklarımız paylaşmayı, yardımlaşmayı öğreniyorlar. Onlar tıpkı anne ve babaları gibi, zor durumların üstesinden yardımlaşarak gelebileceklerini öğreniyorlar. Böylece diğer işçi çocuklarını kendilerine rakip olarak değil, tek başına yapamadıklarını birlikte yapabilme olanağı sunan birer arkadaş olarak görmeye başlıyorlar.
İlk başlarda annesinden ayrı kalınca her olumsuz durumda ağlayan, küsen veya sessizleşen çocuklar şimdi isteklerini rahatça dile getiriyorlar. Hatta sorunlara dair çözümler üreten, öneren çocuklar haline geliyorlar. Oyuncaklarını oyun alanının ortasında bırakıp giden çocuklar şimdi hem oynadıkları oyuncakları toplayıp hem de yeni gelen arkadaşlarını bu konuda teşvik ediyor, daha düzenli ve tertipli olmayı öğrenip öğretiyorlar. Aynı zamanda drama oyunlarıyla, çeşitli grup oyunlarıyla ve el becerisi gerektiren aktivitelerle kendilerini keşfetme olanağı da buluyorlar.
Unutmayalım ki bu kirli düzen çocuklarımıza bencilliği, rekabeti, bireyselliği öğretiyor. Fakat biz örgütlü ve bilinçli işçiler olarak biliyoruz ki çocuklarımızın içindeki cevher ancak diğer işçi çocuklarıyla birlikte en iyi halini alıp ışıldayabilir. Gözümüzün nuru gibi baktığımız çocuklarımızın gözleri sevinçle ışıldasın diye UİD-DER’li işçiler olarak çocuklarımıza kendi sınıflarının bilincini, birliği, dayanışmayı öğretiyoruz. Çünkü onlar bizim çocuklarımız, bizim sınıfımızın çocukları.
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
- 10 Ekim Katliamında Hayatını Kaybedenler Ankara’da Anıldı
- Sınıf Dayanışmasıyla Daha Güçlü Hissediyoruz
- Fernas İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Elba Bant Grevine Dayanışma Ziyareti
- KESK: “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!”
- UİD-DER’in Lübnan Sendikalar Birliğinin Dayanışma Çağrısına Yanıtı
Son Eklenenler
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...