Buradasınız
Kahrolsun Gangster Sendikacılar!
Türk Metal üyesi bir işçi
Türk-İş, DİSK ve KESK’in 15 Şubat Pazar günü düzenlemiş olduğu “Krize ve Yoksulluğa Karşı Birlikte Mücadele” mitingine katıldık. Mitingi konfederasyonların birlikte düzenlemiş olması oldukça anlamlıydı. Son zamanların en kitlesel mitingi olması bakımından da oldukça olumlu ve sevindiriciydi tabii ki. Ancak gangster sendikacılığın bir numaralı örneği olan Türk Metal sendikasının mitingde yaptığı provokasyon, Türk Metal üyesi bir işçi olarak beni oldukça öfkelendirdi. Bu yüzden de, Türk Metal gerçeğine dair bir çift söz de ben söylemek istedim. Sözüm, özellikle benim gibi Türk Metal üyesi olan işçileredir.
Türk Metal sendikasını bugüne kadar hangi mitinglerde gördünüz? On yıllardır neoliberal saldırılar, işsizlik ve yoksulluk var. Emperyalist paylaşım savaşları devam ediyor. Bu haksız savaşların sonucunda insanlık ve çocuklar katlediliyor. İşçi sınıfının kazanılmış hakları sürekli gasp ediliyor. Bu nedenlerle düzenlenen mitinglerin hiçbirine bugüne kadar destek vermeyen, katıldığı mitinglere ise temsili düzeyde katılan Türk Metal sendikası, bu Pazar günü neden kitlesel bir şekilde alandaydı? Örgütlü olduğu fabrikalarda toplantılar düzenleyerek, katılımın yüksek olması için çaba sarf etti. Çaba derken bilindik bir çaba değildi bu tabii ki. Yaptığı toplantılarda, çok açıktan tehditkâr konuşmalarla, işçileri zorla alana çağırdı. İşçileri tek tek dolaşarak katılıyorum diyenlere artı, katılmıyorum diyenlere ise eksi koydu. İşçilere alanlara inme gerekçesi olarak da, utanmadan, haklarını korumaları gerektiğinden, kıdem tazminatlarının ortadan kaldırılacağından, fonlarını kaybedeceklerinden bahsetti. Evet, bunlar doğru. Ama onlar bunları dillendirdiğinde, gerçek nedenin bu olduğu hiç de inandırıcı gelmiyor. Bugüne kadar işçilerin hangi haklarını korudular ki? Aslında Türk Metal, çok değil bundan 3 ay önce imzaladığı toplu sözleşme ile kimin hakkını koruduğunu, hangi sınıfa hizmet ettiğini ortaya koymuştu. Türk Metal’in sendika ağaları işçileri zorla mitinge katmaya uğraşırken, “bu mitingi gözaltına alınmadan önce Mustafa Özbek’in düzenlediği” yalanını utanmadan söyleyebildiler.
Özbek dediğimiz kişi kimdir? Eminim hepiniz tanıyorsunuz onu. Burjuva medya dâhil olmak üzere, televizyonlarda “bir sendika başkanından çok holding patronu gibi serveti var” dediler onun için. Bizlerden çaldığı aidatlarla, işçilerin kanını emerek, patronlardan aldığı sus payları ile edindiği bir servet. Bugüne kadar hiçbir grev yapmayan, sıfır zamlara toplu sözleşme imzalayan bu zat, kriz karşıtı miting düzenlemiş! Bunu çocuğa söyleseniz inanmaz. Bırakalım miting organizasyonunu, kriz gerekçesi ile şimdiye kadar 16 bin Türk Metal üyesi işçi işsiz kalmış durumda. Bu işçiler işten atılırken Türk Metal neredeydi? SSGSS sürecinde 2 saatlik iş bırakma eyleminde de kimin tarafında olduklarını göstermişlerdi. 2 saat yerine göstermelik bir şekilde 30 dakika iş bıraktırmıştı Türk Metal sendikası.
Tabloya baktığımızda şunu görmek çok zor değil işçi kardeşlerim. Türk Metal sendikası, Özbek tutuklu olduğu için, gövde gösterisi yapmak için alanlara inmiş ve işçileri de, gangster sendika patronunun çıkarlarına kurban etmiştir. Bugün Özbek dışarıda olsaydı, emin olun ki, Türk Metal sendikası temsili düzeyde bile alanda olmayacaktı. Onun nasıl bir sendika başkanı olduğunu 7’den 70’e bütün işçiler biliyorlar. İşçi kardeşlerimizin gangsterlerin arkasına takılmasının nedeni ise Özbek sevdalısı olmaları değil, işlerini kaybetme korkusudur. Çünkü alana gelen işçilere yoklama yaptılar. Gelenlerin adının üzeri çizildi, gelmeyenler ise kara listelere alındı.
Bizler sendikaların mücadeledeki önemini, sendikalarda örgütlü olmanın ne demek olduğunu bilen işçileriz. Demek ki Türk Metal sendikası isteseydi, sözleşme döneminde de işçileri sokağa dökebilir ve çok daha yüksek yüzdeler ile sözleşmeyi imzalayabilirdi. Ama dediğim gibi Türk Metal’in işçi sınıfı gibi bir derdi yok. Onların tarafı belli: Patronlar sınıfı.
Türk Metal bürokratlarının “Özbek Şov”dan başka bir şey yapmayacaklarını iyi biliyorduk ki yaşananlar da bizi haklı çıkardı. Krize ya da işçi sınıfının taleplerine yönelik hiçbir slogan atılmadı. Mitinge neden katıldıklarını Özbek’li flamalara bakarak anlamak mümkün. Bugüne kadar hangi sendika kortejinde bir sendika başkanının resminin flama olarak basıldığını gördünüz?
Bütün işçi kardeşlerime sesleniyorum. Sendikalarımıza sahip çıkalım, onları yeniden hep birlikte, işçilerin örgütleri haline getirelim. Bürokratları, gangsterleri, kan emici asalakları sendikalarımızdan kovalım. Bu ancak birlikte mücadele etmekle mümkün olacaktır. Ancak o zaman biz onlardan değil, alanlara indiğimizde onlar bizden korkacaklardır. Sendikalar bizim evimizdir, bir avuç gangsterin para basma makinesi değildir. Onların istedikleri gibi at koşturacakları yerler değildir. Bizim mücadele araçlarımızdır. Bunu onlara gösterelim. Metal işçisi arkadaşlar, Türk Metal üyeleri, gelin hep birlikte sendikamızı gangsterlerden temizleyelim.
Tuzla’da 120. İş Cinayeti
Son Eklenenler
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...