Buradasınız
Uyanmalıyız Derin Uykulardan!
İkitelli’den bir tekstil işçisi
21 Haziran Pazar günü UİD-DER işçi tiyatrosunun hazırlamış olduğu “Uyanıştan Başkaldırıya” adlı oyunumuzu Kartal Sanat Tiyatrosunda sahneye koyduk. İzleyen iki haftasonu da, Bakırköy Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezi ve Gebze Kültür Merkezinde sahneledik oyunumuzu.
Bu oyuna aylarca emek verdik. Yorgun, uykusuz provalara gittik. Öyle bir yoğunlaştık ki, hafta sonlarımızı sabahtan akşama kadar provalara ayırdık. Çünkü biz işçi tiyatrosu yapıyoruz. Hazır diye bir şey yok, her şeyi kendimiz yapıyoruz. Emek vererek özveriyle biz hazırlıyoruz. Oyunun yazarlığını, resimlerini, kostümünü, makyajını, ışığını, dekorunu bizim hünerli, becerikli ellerimiz yapıyor. Bir burjuva tiyatrosu gibi her şey hazır gelmiyor önümüze. Ter akıtmadan tadı çıkmaz bu işin. Yani anlayacağınız dostlarım çok çalıştık oyunumuza. Ve oyunumuzun ilk açılışını Kartal’da yaptık. Hepimiz çok heyecanlıydık, hepimizin gözleri parlıyordu. Salon ağzına kadar dolmuştu. Diğer iki sahnede de aynı coşkuyla ve kalabalıkla izlendi oyunumuz.
Oyunumuzun konusu hem bizim için hem de gelen dostlarımız için çok büyük bir önem taşıyor. “Uyanıştan Başkaldırıya” adlı oyunumuz, 1970 yılında gerçekleşen 15-16 Haziran direnişini anlatıyor. Bundan 39 yıl önce 150 bin işçinin iki gün boyunca patronlar sınıfıyla nasıl çatıştığını, tankların üzerinden nasıl aştığını, askeri polisi yarıp geçtiğini anlatıyor. İktidarda Adalet Partisi vardı. Adalet Partisi hükümeti meclise bir yasa sunuyor ve bu yasa DİSK’i kapattırma yasası. Fakat işçiler bu yasayı meclisten geri çektirmeyi başarıyorlar. Çünkü 1970’te DİSK işçi sınıfını kucaklayan bir sendikaydı, başında Kemal Türkler vardı. İşçiler Kemal Türkler’i ve DİSK’i bağrına basmıştı. Tek bir yumruk gibi olmuşlardı.
15-16 Haziran işçi direnişi Türkiye tarihinde bir ilkti. İşçilerin bu kararlı mücadelesini gören patronlar mallarını mülklerini bırakıp İstanbul’dan kaçtılar. 15-16 Haziran Direnişi Türkiye işçi sınıfı için tarihi bir gündür, hak arama, hak alma günüdür. Biz işçiler patronların yüreklerine korku salan bu tarihsel direnişi unutmamalıyız. Patronlar sınıfının yarattığı enkazı üzerimizden atıp uyanışa geçmeliyiz. Uyanmalıyız derin uykulardan!
UİD-DER İşçi Tiyatrosuna Teşekkürler
Son Eklenenler
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...