Buradasınız
Önce Milliyetçilikten Sonra Patronlardan Kurtulalım
Ankara’dan bir temizlik işçisi

Merhaba sınıf kardeşlerim,
Sizlere çalıştığım işyerinde kazanımlarımızdan söz etmek isterdim. Ama maalesef iyi haberlerim yok. Çünkü Türkiye’nin dört bir tarafından Ankara’ya barış sloganlarını haykırmak için gelen işçi ve emekçilerimizi katlettiler. Çok öfkeliyiz. Ama işçilere, halklara yapılan tüm katliamların hesabını sormak görevi de hâlâ önümüzde acı bir gerçek olarak duruyor.
Yıllardır işçilerde yaratılmak istenen milliyetçilik ve ırkçılık, vicdanların harekete geçmesi gereken en korkunç katliamda bir anda nefrete dönüştü. Çevremizde tanıdığımız karıncayı bile incitmez denebilecek insanları canavarlaştırdı. Patronlar sermayelerini büyütmek için biz işçileri, düşük ücretlere, taşeron işçiliğine, esnek çalışmaya, iş kazalarına ve cinayetlere mahkûm ederken işçileri de tüm bu sorunlara karşı sorgulamayan, araştırmayan, haline şükreden, daha fazlasını istemeyen, itaatkâr bir nesil haline getiriyor.
Peki, kardeşler, nasıl bu hale geliyoruz, hiç düşündük mü? Bu kadar milliyetçilikle zehirlenirken patronların hayatımızı kararttığının, çocuklarımızın geleceğini yok ettiğinin farkında mıyız? Her ay 150’den fazla işçi iş cinayeti katliamlarına kurban giderken bir gün sıranın bizlere de gelebileceğini ama o zaman çok geç olacağını hiç düşündük mü? Ya da başka işyerlerinde haksızlıklara uğrayan, işten atılan kardeşlerimiz için “tüh yazık olmuş” demekten öte başka bir şey yapabildik mi? Patronlar ücretlerimizi düşük tutarken, biz işçilere zaman bırakmazken, fazla mesailerle hayatlarımızı çalarken bunun hesabını sorabiliyor muyuz? Hayır, dostlar, yıllardan beri yaratılan milliyetçilik zehri maalesef tüm sorunlarımız karşısında elimizi kolumuzu bağlıyor. Patronların medyası bilinçlerimizi esir alıp, kendi çıkarları temelinde işbaşında oluyor. Mücadele eden işçileri “terörist” gibi algılatıp, diğer işçilerle bağlarının koparılması sağlanıyor. Ankara’da patlatılan bomba sonucunda ölen insanlar için “bunlar zaten teröristti” algısı yerleştirildi. Kardeşler yıllardan beri biz işçilere Türk olmayan bütün halklar “düşman” olarak empoze edildi. Bunu kullanan patronlar bizleri istediği gibi eziyor ve sermayelerini büyütüyorlar. Patronlarda olmayan milliyetçilik bizlere dayatılınca, Türküyle-Kürdüyle bütün işçiler bir araya gelip haklarımızın savunucusu olamıyoruz. Örgütlü işçiler olarak diyoruz ki “işçilerin vatanı bütün dünyadır.” Tüm uluslardan işçiler kardeşlerimiz, tüm uluslardan patronlarsa düşmanlarımızdır. İşte bunun içindir ki milliyetçiliğe prim vermememiz gerekir.
İşyerlerimizdeki sorunlarla başa çıkabilmemiz için Türk-Kürt demeden tüm işçi kardeşlerimizle birleşmeliyiz. Önce milliyetçilik zehrinden sonra da sermaye sınıfından kurtulma zamanı çoktan gelmiştir. Bunun için kardeşleşelim, birleşelim, örgütlenelim.
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Filistin ve Ortadoğu’da Emperyalist Savaş Yangını Devam Ediyor
- Bütçe Holdinglere Akıyor, Holdingler Savaştan Besleniyor!
- Milyonlar Meydanlarda Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor
- Emperyalist Savaşa Karşı İşçilerin Uluslararası Dayanışmasının Önemi
- Savaş ve Biz İşçiler
- Akan Kan Bizim de Kanımızdır!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor: Emperyalist Savaşa Hayır!
- Japon Doro-Çiba Sendikasının Filistin Sendikalarına Yanıtı
- Filistin Sendikalarının UİD-DER’in Mesajına Yanıtı
- Türkiye’de ve Dünyada Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri: “Savaşı Durdurun!”
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Haksız Savaşlar Memleket Sormaz!
- Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır Diyoruz!
- Emekçiler Haykırdı: Rusya Elini Ukrayna’dan Çek! NATO’nun Genişlemesine Hayır!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- Emekçiler Haksız Savaşlara Hayır Diyor!
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...