Buradasınız
Onlar Birer Kızıl Kartaldı
Aydınlı’dan işsiz bir basın işçisi
Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht bundan tam 90 yıl önce, Alman egemen sınıfının emriyle katledilmiştiler. Egemenler bu iki yiğit işçi önderini öldürerek bir işçi devriminin önüne geçmeyi başarmıştılar. Lakin egemenler, onların haklı fikirlerinin yayılmasının önüne geçemediler. Rosa ve Karl bedenen aramızdan ayrıldı ama fikirleri hâlâ bize yol gösteriyor. Egemenlerin iliklerine kadar hissettiği korkunun nedeni de bu değil mi?
İşçi sınıfının ölümsüz iki neferinin şahsında, Ocak ayında yaşamını kaybeden önderlerimizi anmak için UİD-DER Aydınlı şubemizde bir etkinlik düzenledik. “90. yılında Kızıl Kanatlılar” adlı anma etkinliğimizde Rosa ve Karl’ın yaşamını ve kaynayan bir kazan olan 1920’li yılların neden önemli olduğunu bir kez daha gördük. Genç yaşında sosyalist fikirlerle tanışan Rosa, hayatının sonuna dek fikirlerine bağlı kaldı. Alman Sosyal Demokrat Partisinin (SPD) aktif bir üyesi olan Rosa, yazdığı makaleler yüzünden partisiyle ters düşer ve aynı zamanda Alman egemenlerinin dikkatini de üzerine çeker. Siyasi faaliyetleri ve devrimci görüşlerinden dolayı birçok kere hapse girer. Benzer şekilde Karl Liebknecht de düşüncelerinden dolayı yargılanır. Bütün bu olanlar Rosa ve Karl’ı ıslah edemez, bilakis onları sınıf mücadelesinde çelikleştirip daha da öne iter.
Birinci emperyalist paylaşım savaşının kapıya dayanmasıyla, kendilerini burjuva sınıfın yanında bulan SPD, artık tarihe ihanetçi bir parti olarak adını yazdırır. Almanya’nın kendini savunma hakkının olduğunu söyleyerek milliyetçiliğini tüm çıplaklığıyla açığa vuran SPD, savaş kredilerine onay vererek 10 milyon insanın ölümünden bizzat sorumludur. Her şeye rağmen Karl Liebknecht reformist SPD’nin karşısında durarak ve Alman burjuvazisini kastederek “asıl düşman içimizde” diyerek gerçek düşmanı gösteriyordu. Neticede Rosa ve Karl reformist SPD’den ayrılarak, işçi sınıfının enternasyonalist mücadelesine sıkı sıkıya bağlı Spartakistler grubunu oluştururlar. Alman işçi sınıfı için açlık, ölüm, sefalet demek olan emperyalist savaş beraberinde proleter devrimi de getiriyordu. Nitekim Spartakistler işçi sınıfının önderlik sorununu ortadan kaldıracak perspektifle olaylara yön vermeye çalışıyorlardı. Fakat yeterince güçlenmeye fırsat bulamadıkları için, işçi iktidarıyla taçlanacak bir devrim Alman egemen sınıfının silahları altında ezilir.
Emperyalist paylaşım savaşının yaşandığı bugünkü süreçte sermaye sınıfına karşı kızıl kanatlıların mücadele anlayışı bizlere çok şey öğretiyor. Emperyalist ve haksız savaşlarda doğru bir tutum takınmak, gerçek düşmanın kim olduğunu şaşırmamak çok önemli.
46. Yılında Kavel Destanı
İşsizlik Sigortası ve Gözden Kaçanlar
Son Eklenenler
- Artan enflasyon karşısında eriyen ücretler, gittikçe büyüyen ve dayanılmaz bir hâl alan yoksullaşma, geçim sıkıntısı, artan kiralar ve işsizliğin geldiği boyut karşısında siyasi iktidar önce inkâr politikasına başvurdu. Yoksulluktan şikâyet edenlere...
- Merhabalar dostlar. 3 yaşında bir kızım var, ellerinizden öper. Kızım diye demiyorum ama çok akıllıdır. Anlata anlata bitiremediğim minik UİD-DER’li... Elimizden geldikçe ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz. Ama bazen yetemiyoruz. Hayat o kadar...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Neşe Plastik fabrikasında toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine işçiler, 18 Mayısta greve çıktılar. Petrol-İş Sendikası Kartal 2 No’lu şubede örgütlü olan Neşe Plastik işçileri, enflasyon artı 1300...
- Kapitalist sistem insanlar arasında dayanışma ve yardımlaşma duygularını köreltmeye, her koyunun kendi bacağından asılacağı fikrini zehir gibi insanların zihnine nakşetmeye çalışır. Başkasının sorunlarına duyarsızlaşmamızı, birbirimize yabancı gibi...
- Türkiye’de 11 milyon kadın ev içi bakım işleri nedeniyle yani çocuklarına, hastalarına, yaşlılarına baktıkları için çalışamıyor. Çalışan kadınlarsa kaliteli ve yeterli kreşler ve bakımevleri olmadığı için büyük zorluklar yaşıyorlar. Çocukları için...
- Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 1 Mayıs sadece sol partiler tarafından kutlanır. İşçiler ve sendikalar Eylül ayının ilk Pazartesi gününü “Emek Günü” olarak kutlar. Bunu yapmalarındaki kasıt Kuzey Amerikalı işçilerle dünyanın geri kalan...
- Geçen bayram, tatil olması ve ulaşımın ücretsiz olması vesilesiyle iki arkadaş Büyükada’ya gitme kararı aldık. Büyükada’yı görecek olmamızın sevinci ve heyecanının yanı sıra ulaşıma ücret ödemeyecek olmamızın rahatlığı da vardı. Bu duruma sevinenin...
- Dağlar deliniyor, nehirlerin yönü değiştirilip barajlar kuruluyor, ormanlar geri dönüşsüz bir biçimde yok ediliyor. Toprağın ve okyanusun derinliklerinden petrol ve madenler çıkartılıyor. Savaşlarla kentler tarumar ediliyor. Doğa kirleniyor,...
- Bizler bir grup metal işçisiyiz. Birleşik Metal-İş üyesiyiz. Bu sabah sendikamızın işyeri temsilcilerinden olan arkadaşımızın kardeşinin, Okan’ın, Antalya’da iş cinayetinde öldüğünü öğrendik. Henüz sadece 36 yaşındaki kardeşimiz, Okan Günay, bu...
- Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı işgal, Üçüncü Dünya Savaşının en önemli halkasını oluşturuyor. ABD ve İngiltere’nin başını çektiği emperyalist blok Ukrayna’ya silah yığarken, derinleşerek devam eden savaş tüm dünyayı etkiliyor. Emperyalist hegemonya...
- 24 Şubatta Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın emekçiler üzerindeki yıkıcı etkileri devam ediyor. Haksız ve emperyalist savaşların ölüm, yurtsuzluk, açlık, yoksulluk ve işsizlik demek olduğunu gördük bir kez daha! Tüm bunların yanında...
- İstanbul Ataşehir’de bulunan Emlak Konut GYO inşaatında çalışan işçiler 16 Nisanda direniş başlattılar. DİSK/Dev Yapı-İş ve İnşaat-İş Sendikalarının ortaklaşa örgütlediği eylemde, “Tüm Haklarımızı Alana Kadar Direneceğiz” pankartı açıldı.
- Ben bir buçuk aylık çocuğu olan bir anne ve hemşireyim. Bebeğimize iki aylıkken yaptırmamız gereken rotavirüs aşısı var. Bu aşıyı devlet karşılamıyor, aşının fiyatı da oldukça yüksek. Piyasada satılan iki farklı rota aşısı var. Bir aşı iki doz ve...