Buradasınız
Savaşa Karşı Sınıf Savaşı
Gebze’den bir metal işçisi
Neden tanımadığımız, belki de yüzünü hiç görmediğimiz insanları öldürmemiz söyleniyor? Neden hiç tanımadığımız insanlar bizi öldürüyor? Öldürmek nasıl haklı ve meşru kılınıyor? Savaşlar neden çıkıyor?
Evet, tüm bu soruların cevabını geçtiğimiz hafta sonu biz işçilerin derneği olan UİD-DER tarafından düzenlenen emperyalizm ve savaş konulu seminerde aradık. Bazı yerlerde kelimelere bile gerek olmayan resim ve görüntülerle, savaşın ne kadar yakıcı ve yıkıcı olduğunu bir kez daha anladık.
Düzenlenen seminer sayesinde UİD-DER’in biz işçiler için ne kadar önemli olduğunun bir kez daha farkına vardık. Bizlere anlatılmayanları anlattı, gösterilmeyen görüntüleri gösterdiler. Ve tekrar sorduk şu soruyu kendimize: böyle bir vahşete izin veren nasıl bir zihniyettir? Buna yanıt bulmak için asıl sorulması gereken şeyse, nasıl bir sistemde yaşadığımızdır.
Savaşların aptal liderlerin egolarını tatmin etmek için çıkmadıklarını, yaşanan üretim krizi ve kâr hırsı ile bağını, burjuvalar tarafından bizlerin ürettiği artı-değeri daha da çok sömürebilmek için çıkartıldıklarını ve onların bu çıkarları için biz işçilerin kafalarına nasıl ve hangi yollarla girdiklerini anlattı bize bu seminer.
Ve bize öğretti ki aslında savaşlar bizlere hiç de uzak değilmiş. Bizler bizzat savaşın içerisindeyiz. Kendi sınıf savaşımızın farkına varamadığımız oranda da patronların çıkarları için kendimizi cephelerde başka bir emekçi kardeşimize kurşun sıkarken buluruz. Sanki elimizden başka hiçbir şey gelmiyordu. Aklımızdaki ve kalbimizdeki nefretleri hep birkaç ülke liderine kustuk ve kurtuluşu yine bir başka liderde aradık.
Silah sanayisine harcanan para 1 trilyonu aşmış bulunmaktadır. Oysaki hâlâ insanlar açlıktan ve tedavi edilebilir hastalıklardan ölmekte. Üreten bizler olmasına rağmen ürettiklerimizden bizler faydalanamıyoruz. Bu nasıl bir çelişki? Bu kokuşmuş sisteme insanoğlu daha ne kadar katlanacak?
Peki, ne yapmalı ki patronların daha fazla kâr hırsı ve yozlaşmış sistemlerinin devamının bir parçası olmayalım? Yapılması gereken silahları önce kendi burjuvalarımıza çevirmek ve sınıf savaşını tüm dünyaya yaymaktır. Bunun içinde önce fabrikalarımızda örgütlenmeli, üretimden gelen gücümüzü çok iyi kullanmalıyız.
Evet, UİD-DER’in düzenlediği seminerle, katılanların savaşa dair düşünceleri kökten bir değişime uğradı. Savaşların çılgın liderler yüzünden değil de bizlerin ürettiği artı-değerin patronların kendi aralarındaki paylaşım kavgalarından çıktığını kafamıza kazıdık.
Artık kendi sınıf savaşımız için mücadeleye atılmanın vakti çoktan gelmiş ve geçmekte. Unutulmamalı ki bu köhne sistemi yıkacak tek güç proletarya yani işçi sınıfıdır.
Savaşa Karşı Sınıf Savaşı!
Çin’de İşçi Hakları
Sınıfsız Bir Dünya Kuracağız!
Son Eklenenler
- İşçilerin bilinç ve örgütlülük düzeyini yükseltmek için çalışan UİD-DER, bu amaçla işçi sınıfının saflarında mücadele eden sanatçıları ve eserlerini işçilere tanıtmaya devam ediyor. UİD-DER Web TV, bu kapsamda filmleriyle işçi sınıfını anlatan...
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde yüz binlerce emekçi kadın dünya meydanlarına aktı. Dünyanın dört bir yanında derinleşen ekonomik krize, artan işsizliğe ve yoksulluğa, yaygınlaşan emperyalist savaşa ve yükselen faşizme karşı emekçi kadınlar...
- UİD-DER ve Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 Nolu Şube, 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle 9 Martta, Avcılar Barış Manço Kültür Merkezinde “8 Mart Yol Gösteriyor: Engeller Mücadeleyle Aşılır!” şiarıyla etkinlik düzenledi. Düzenlenen...
- Elinizde tuttuğunuz broşür, İşçi Dayanışması bülteninde yer alan Emekçi Kadın köşemizde yayınlanan yazılardan bir seçki yapılarak hazırlandı. Gururla söylemeliyiz ki Emekçi Kadın köşemizdeki tüm yazılar işçi ve emekçi kadınlar tarafından yazıldı,...
- 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününde İstanbul’dan Diyarbakır’a, Kocaeli’den Antep’e, Hatay’dan İzmir’e Türkiye’nin dört bir yanında binlerce emekçi kadın engellemelere rağmen alanlara çıktı, taleplerini haykırdı. Diyarbakır’da kadınların...
- 8 Mart’ın ortaya çıkışının ve bir gelenek olarak yükselmesinin hikâyesi, emekçi kadınların birlik olup en zorlu engelleri aşmasının hikâyesidir. Gelecek kuşaklara nice deneyimleri, nice hakları miras bırakmasının hikâyesidir. Bu hikâye, bizim devam...
- Bizler 8 Mart’ı yaratan işçi kuşaklarının, emekçi kadınların direncini ve azmini yarınlara aktaracak bugünün işçi kuşaklarıyız. Tüm zorluklara rağmen, azimle mücadele ederek miras bırakılan bu geleneğe sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü savaşların...
- 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü, emekçi kadınların çalışma saatlerine, işyerindeki baskı ve tacizlere, düşük ücretlere karşı başlattığı mücadeleden doğdu. 8 Mart ne kadınlara hediye verme günüdür ne de bütün kadınları aynı potaya koyan, hangi sınıftan...
- Bizler farklı hastanelerde, branşlarda ve meslek gurubunda olan sağlık emekçisi kadınlarız. Bir kez daha 8 Mart coşkusu yaşıyoruz. Hastaneler, aile hekimlikleri ve daha nice sağlık kurumu ile evlerimiz arasında mekik dokuyarak geçiyor hayatımız....
- Biz emekçi kadınlar, kadın işçilerin sağlık, güvenlik ve aile yaşamı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle gece vardiyasının yasaklanmasını talep ediyoruz! Gece vardiyasının kadın işçileri fiziksel ve psikolojik olarak yıpratırken güvenlik riski...
- Bazen insan yaşadıklarını, içinde bulunduğu durumu tam olarak anlamlandıramaz. İşte benim durumum da buydu. Ben metal işkolunda, sendikalı bir fabrikada yıllardır çalışan bir kadın işçiyim. Tüm yaşamım mücadele içinde geçti. Bazen işyerinde verdim...
- Bizler fabrikalarda vardiyalı çalışan metal işçisi kadınlarız. Zorlu ekonomik koşullar altında, mutfakta tencereyi kaynatmaya çalışıyoruz. Bir taraftan evin işlerini sırtımızda taşırken, bir taraftan da çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeteri...
- Sözde aile içinde birlik beraberliğin korunması gerekçesiyle 2025’i aile yılı ilan ettiler. Ama aile içindeki huzurun bozulmasındaki en büyük nedenin geçim sıkıntısı olduğunu yok saydılar. Bir babanın kiraya, faturalara, çocukların eğitim...