Buradasınız
İçinde yaşadığımız dünyada faşizm ve savaş gerçeği
Gebze’den bir büro çalışanı
UİD-DER Gebze’den tüm dünyadaki işçi kardeşlerime ve insanlığın kurtuluşu mücadelesine gönül veren herkese selamlar. Deneğimiz UİD-DER’in düzenlemiş olduğu “yeni bir dünya savaşı ve faşizm mümkün mü?” konulu seminerde kapitalizm ve faşizm gerçeği bir kere daha gözlerimizin önüne serildi.
Seminerin hazırlığı ve tüm sunum gerçekten bir bütün olarak yapılmıştı. Öncelikle bu seminer ulaşabileceğimiz tüm sınıf kardeşlerimize duyurulmaya çalışıldı ve beklenen katılım gerçekleşti. Gelen herkesin rahat etmesi ve ortama katılabilmesi için gerekli tüm detaylar düşünülmüştü. Gerek yiyecek standları gerek çay standları titizlikle hazırlanmıştı. Ancak en çok ilgi çeken stand kitapların bulunduğu stand oldu. Bu da hepimizin gerçekten sınıf tarihimizi bilmeye ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu gösteriyordu.
Dünya savaşları ya da yerel ve bölgesel savaşlar olarak tarif edilen savaşlar tesadüf eseri, kendiliğinden çıkmıyordu. Ve bu savaşların öncesinde ya da içinde iş başına çağırılan faşizm de tesadüf eseri iktidara gelen “deli adamların” kurgusu değildi . Bunları bir kez daha tarihten örneklerle de destekleyerek görmüş olduk. Faşizm sermayenin kudurgan isteklerinin normal yöntemlerle yerine getirilemediği dönemlerde burjuvazinin bir aracı olarak işbaşına geliyordu. Tarih bunun çeşitli ülkelerde yaşanan örnekleriyle doluydu ve şimdi de aynı şekilde önünün tıkandığını hisseden sermaye yine aynı araca çekinmeden başvurabilir. Zaten Asya’dan Kuzey Afrika’ya kadar alanını genişleten savaş da bir dünya savaşının habercisidir. İşte bu felâketlere son verip önce kendisinin sonra da tüm dünyanın kurtuluşunu sağlayacak olan tek güç de örgütlü işçi sınıfıdır, onun mücadelesidir. Etkinliğin konusu kısaca bu şekilde özetlenebilir.
Etkinliğe davet ettiğimiz arkadaşlarımız, komşularımız, akrabalarımız her kim olursa olsun böyle bir etkinliği coşkuyla karşılamışlardı. Çünkü şimdiye kadar bize hiç gösterilmek istenmeyen sınıfımızın mücadele, zafer ve yenilgilerle dolu tarihini ilk kez görüyorlardı. Slayt gösterimindeki savaş görüntüleri, katliam görüntüleri aslında orada bulunan herkesi üzdü ve tüylerini diken diken etti. Hiç kimse bu görüntülerle karşılaşmak istemezdi kuşkusuz. Ancak gözlerimizi kapatamayacağımız bu gerçeklerin hiç de uzağımızda olmadığını bilen biz devrimci Marksistler bu görüntüleri görmek ve oradan aldığımız hınçla bu kahrolası kapitalizm belasını başımızdan defetmek için mücadeleye girişmek zorundayız.
Devrimci Marksist bir önderin söylediği gibi:
Her Şeyi Öğren, Hiçbir Şeyi Unutma!
Sınıf Bilinciyle Örgütlü Mücadeleye!
Enternasyonalle Kurtulur İnsanlık!
Kazlıçeşme Ruhuyla Mücadeleye
Ben bir işçi eşiyim!
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...