Buradasınız
Çin’de İşçi Hakları

Wal-Mart, UPS, Dell, Google, AT&T, Nike, Intel, Microsoft, Ford, General Electric gibi dünyanın en büyük anlı şanlı şirketleri bugünlerde harıl harıl Çin hükümeti nezdinde lobi girişimlerinde bulunuyorlar. Konu Çin hükümetinin yasalaştırma niyetinde göründüğü bir tasarı. Bu tasarı uzun yıllar sonra ilk kez işçilerin birtakım haklarını güvenceye almayı öngörüyor. Öngörülen düzenlemeler bağımsız bir sendika kurmayı bile mümkün kılmayan (Çin’de tek bir yasal devlet sendikası var) ve yalnızca en sıradan hakların bir kısmını içeren düzenlemeler olmasına rağmen büyük tekellerin uykuları kaçmış durumda.
Yeni yasa tasarısı bugün Türkiye’deki güdük işçi haklarının bile gerisinde kalan düzenlemeler getiriyor. Ama bu kadarının bile büyük tekelleri ürkütüyor olması, Çinli işçi kardeşlerimizin ne derece ağır sömürü koşulları altında yaşadıklarının bir işareti. Gerçekten de Çin bir yandan yaldızlı bir başarı öyküsü gibi dünya medyasında sunulurken diğer yandan yüz milyonların hayatının karardığı bir sefalet çukuru görünümünde. Bir yanda son 25 yılda ortalama yıllık yüzde 9,4 hızla büyüyerek dünyanın atölyesi konumuna yükselmiş en büyük ekonomilerden biri söz konusuyken, diğer yanda 150 milyon işsiz, günde 1 dolardan az gelirle yaşayan 250 milyon insan ve 2 dolardan az gelirle yaşayan bir 700 milyon insan daha. O muazzam zenginlikleri yaratan sanayideki işçilerin ortalama ücreti yalnızca aylık 100 dolar düzeyinde.İşte uluslararası tekeller işçilerin yeni birtakım haklara dayanarak onları sıkıştırmasından ve dikensiz gül bahçesinin bozulmasından korkuyorlar. Ama korku duyan sadece onlar değil. Devletin sahibi Çin egemen sınıfı da korkuyor. Böyle bir yasa çıkarmaya hazırlanmasının sebebi de zaten bu korku. Maruz kaldıkları ağır baskı ve sömürüyle canlarından bezen Çinli işçiler son yıllarda yavaş yavaş başlarını kaldırmaya başladılar. Çin devletinin resmi raporları, 2005 yılında, birçoğu grev ve diğer işçi eylemleri biçiminde olmak üzere 87 binden fazla “kamu düzeni huzursuzluğu” vakası yaşandığını belirtiyor. Çeşitli işyerlerinde yasadışı grevler, iş durdurmalar, gösteriler, işverenlere karşı sayısı çığ gibi artan hak arama davaları yaşanmakta. Dünyanın en büyük işçi sınıfının bu derinlerden gelen sarsıntılarını algılayan Çinli egemenler, kendi egemenliklerini tehlikeye atabilecek olası büyük isyanların önünü almak için şimdiden bazı vanaları gevşetmek gerektiğinin farkına varmış durumdalar.
Nitekim önümüzdeki Mayıs ayında yasalaşması öngörülen mevcut tasarı için birey ve kuruluşlara 30 günlük görüş bildirme süresi verildi –ki bunun nadiren yapılan bir uygulama olduğu belirtilmektedir– ve bu süre zarfında çoğu sıradan işçilerden olmak üzere yaklaşık 200 bin görüş iletildi. Bu da işçilerin yasal kazanımlara büyük bir ilgi duyduğunu gösteriyor. Şüphesiz günümüzün Çin işçi sınıfı, mücadelede henüz son derece deneyimsiz ve emekleme sürecinde. Ancak işaretlere bakıldığında kaçınılmaz olan uyanışın başladığı da bir gerçek.
Tartışılmakta olan yasa tasarısı ayrıntıda birçok yeni düzenleme getiriyor. Emperyalist tekellerin kızgınlığını anlamak için bunlar arasında en önemli olanları kısaca vurgulayalım. Tasarı şirketler tarafından kontratsız çalıştırılan ve bu nedenle hiçbir yasal hakka sahip olmayan işçilere güvence getiriyor. Böylelikle bir ücret aldığı belirlenen her işçi kontratlı işçilerin haklarına sahip sayılacak. Kontratsız çalıştırılan işçilerin sayısı çok fazla olduğu için bu değişiklik büyük önem taşıyor. Ancak Çin’de kontratlı işçilerin durumu da hiç güvenceli değil. Zira kontratlar süreli olarak yapılıyor ve kontrat süresinin bitiminde patronlar işçileri tazminatsız olarak işten çıkarabiliyorlar. Bunu sağlayabilmek için de kontratlar genellikle birkaç yıllık yapılıyor. Yeni tasarı kontrat bitiminde işten çıkarılan işçiler için de işverene tazminat yükümlülüğü getiriyor. Yine işyerindeki işçilere, sendika aracılığıyla ya da bir “işçi temsilcisi” aracılığıyla patronla işyerindeki çalışma koşulları (işyerindeki politikalar, prosedürler, işten çıkarmalar, sağlık ve güvenlik gibi konular) hakkında müzakere yapma hakkı veriliyor. Keza tümüyle patronlar tarafından ve keyfi biçimde belirlenen deneme süreleri, ki çoğu durumda bir yıla kadar uzatılmaktadır, işin niteliğine bağlı olarak bir ilâ altı ay arasında sınırlanmaktadır. Tasarı çok yaygın olan taşeron işçilik sorununda da bazı düzenlemeler getiriyor. Bir yıl boyunca bu biçimde çalışan işçiler bundan böyle bizdeki tabirle “kadrolu” statüsüne kavuşacak. Yine işten çıkarma da kıdem ölçüsünde zorlaştırılıyor.
Ancak Çinli egemenler işçilere kendi sendikalarını kurma ve grev yapma hakkını vermiyorlar. Çin’deki tek sendika olan Tüm-Çin Sendikalar Federasyonu bir resmi devlet sendikası ve şimdiye kadarki tek işi patronla işçiler arasında hakemlik etmek ya da işletme menajerliği yapmak olmuş. İşçilerin gözünde bu sendika bir devlet dairesi ya da bakanlıktan zerrece farklı değil.
Şirketlerin “Çin’e yatırımların yavaşlayacağı” yollu tehditler ve muhtemelen yağlı rüşvetler eşliğinde yürüttüğü lobi çalışmaları sonucunda tasarının ne hal alacağı bilinmiyor olsa da, yeniyetme Çin burjuvazisinin “sosyal patlamayı” önlemek için işçilere şöyle ya da böyle bir şeyler vereceği açık. Esasen bu da ülkede kapitalizmin kontrollü yerleştirilmesi sürecinin bir boyutunu oluşturuyor.
Yeni yeni uyanmakta olan Çinli işçilerin son yıllarda yoğunlaşan mücadeleleri tüm dünya işçi sınıfı açısından büyük önem taşıyor. Çünkü Çin işçi sınıfı dünya işçi sınıfının en büyük parçası ve dünyanın her yerindeki patronların gözdesi konumunda. Dünyadaki üretimin büyük bir hızla Çin’e kayması nedeniyle Çinli işçilerin mücadelesi tüm dünyadaki işçiler için özel bir önem kazanmaktadır ve bu mücadele yaygın, militan ve etkili bir yükseliş halini aldığı ölçüde tüm dünya işçileri için yeni bir ilham kaynağı olacaktır.
Kanlar Temizlenip Üretime Devam
Savaşa Karşı Sınıf Savaşı
Kaynak:
- Filistinli İşçi ve Emekçilerle Uluslararası Dayanışma Büyüyor
- ABD’de Göçmen Karşıtlığına Karşı Protestolar Devam Ediyor
- İngiltere’de İşçiler Kemer Sıkma ve Savaş Politikalarına Karşı Meydanlarda
- İsveçli Liman İşçileri İsrail Zulmüne ve Sendikal Baskılara Hayır Diyor!
- Madrid Ayakta: “Sağlık Haktır, Satılamaz!”
- Hollanda’da 100 Bin Kişi Filistin Halkı İçin Yürüdü
- Nakba’nın 77. Yılında İngiltere’de Yüzbinler Meydanlara Çıktı
- Peru ve Almanya’da Grev, İspanya’da Protesto
- Arjantin’de İşçiler Üçüncü Kez Genel Grevde!
- Yunanistan’da Kemer Sıkma Politikalarına Karşı Genel Grev
- ABD, İspanya ve İtalya’da Emekçiler Meydanlarda
- İşçilerin Kemer Sıkma Politikalarına ve Anti-Demokratik Uygulamalara Karşı Mücadelesi Sürüyor
- Sırbistan’da Hükümet Düştü!
- Sırbistan’da Tarihi Protesto Gösterisi
- İngiltere’de On Binler Yeniden Meydanlarda!
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Almanya’da Havayolu İşçileri Uyarı Grevi Yaptı
- Dünya Meydanlarında Emekçi Kadınlar: Şiddete, Baskıya, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Son!
- Gürcistan’da Maden İşçileri Ayakta!
- Kadınıyla Genciyle İşçi Sınıfı Mücadeleyi ve Umudu Büyütüyor!
Son Eklenenler
- İzmir Kemalpaşa’da grevde olan Petrol-İş üyesi Temel Conta işçileri, patronun grev kırıcılığını tespit ettirmek için açtıkları davanın duruşması öncesi Bayraklı Adliyesi Ek Binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. İstanbul Şişli Belediyesi...
- İnsanların kardeşçe yaşayacağı bir dünya özleyen, böyle bir dünyayı kurabilecek tek güç olan örgütlü işçi sınıfının mücadelesine inanan, o mücadelede yer alan nice şair, yazar, sanatçı var. Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal bu sanatçılardan ikisidir....
- Tuzla’da bulunan Reckitt Benckiser’de Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçiler 27 Mayısta greve çıktılar. Bizler de UİD-DER’li işçiler olarak grevci işçileri mücadelelerinde yalnız bırakmıyoruz. Grevlerinin 17. gününde işçi kardeşlerimizi tekrar...
- İsrail devleti Ekim 2023’ten bu yana Filistin halkına yönelik bir soykırım gerçekleştiriyor. Egemenler kimi zaman bu katliamı sözde kınadıklarını belirtseler de İsrail’le her türlü ekonomik ve politik ilişkiyi sürdürmeye devam ediyorlar. Egemenlerin...
- ABD Başkanı Trump, göçmen karşıtı politikalarını sürdüyor. Göçmenleri hedef alarak açık bir savaş ilan eden Trump’ın ABD’sinde, göçmen işçi ve öğrencilerin vizeleri iptal ediliyor, göçmen işçiler tutuklanıyor ve sınır dışı ediliyorlar. ABD’li...
- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi bundan tam 55 yıl önce bu topraklardaki işçi sınıfının tarihine altın harflerle yazıldı. O tarihten bu yana örgütlü işçi sınıfı bu iki günü anarak yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor. 15-16 Haziran, örgütlü işçi...
- 12 Haziran, Birleşmiş Milletler tarafından 2002 yılında Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü ilan edildi. Ne yazık ki o zamandan bu zamana çocuk işçiliğin azalması bir yana, 1800’lü yıllara benzer koşullar yaratıldı. Patronlar için tatlı kârlar...
- KESK Ankara Şubeler Platformu ve emekten yana siyasi partiler 11 Haziranda, ABD Büyükelçiliği önünde siyonist İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırımı, Türkiye limanlarından İsrail’e askeri malzeme taşınmasını, Gazze’ye insani malzeme...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, 29 Mayısta greve çıkmıştı. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası üyesi işçiler, Türk-İş’e bağlı Belediye-İş sendikası üyeleriyle aynı işi...
- Yaşamın hangi alanına bakarsak bakalım, her başarının ancak büyük emekler vererek, sabırla çalışarak elde edildiğini görürüz. Henüz ilk denemede iyi sonuçlar elde etmek, hedefe ulaşmak mümkün değildir. Özellikle toplumsal alanda hiçbir değişim bir...
- Kültür Radyo Televizyon (KRT) çalışanları, düşük ücret dayatması, aylardır maaşlarının, yemek haklarının ödenmemesi, ağır çalışma koşulları, artan iş yükü ve baskıya karşı iş bırakma eylemlerini sürdürüyor. 4 Hazirandan bu yana iş görmekten kaçınma...
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....