Savaşın Durması İçin Kaç Kişi Daha Ölmeli?

7 Haziran seçimlerinden istediği sonucu alamayan AKP hükümeti ve Erdoğan kirli bir savaşın fitilini ateşlediler. Bu haksız savaşta çocuklarını, kardeşlerini, eşlerini kaybeden aileler acı içinde feryat ediyor ve bu savaşı başlatanlara tepkilerini ortaya koyuyorlar. Bu ailelerden biri de Siirt’in Şirvan ilçesinde 19 Ağustosta meydana gelen patlama sonucu yaşamını yitiren 8 askerden biri olan Recep Beycur’un kuzeni Ömer Bulur idi. Ömer Bulur kuzeninin cenaze töreninde “Kardeşi kardeşe kırdırıyor. Genç kardeşimi gönderdim, cesedini alıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı bunu bilsin. Ben bunu bu yaşa getirene kadar ne çektim biliyor mu? Allah’tan hiç mi korkmuyor? Bu genci buraya yatırdı”  diye feryat etmişti. Peki, sonra ne oldu? Acıyla feryat eden bu kişi önce “terörist” ilan edildi. Sonra da hakkında “devlet büyüklerine hakaret”, “suç ve suçluyu övme”, “askerlikten soğutma” ve “tehdit” iddiasıyla soruşturma açılarak tutuklandı. 

Ömer Bulur aynı zamanda Dersim’de polis karakoluna yönelik saldırıda yaşamını yitiren HPG’li Rıdvan İpek’in de kuzeniydi. Bulur, acısını şöyle anlatıyor: “İkisi aynı mahallede büyüdü, aynı okula gittiler ve gurbette aynı konfeksiyonlarda uzun süre çalıştılar. Yedikleri ayrı gitmezdi. Akrabalıktan öte iki kardeş gibi büyüdüler. İkisi de benim canım. Rıdvan benim dayımın oğlu, Recep ise benim amcamın oğlu. İki can gitti, iki fidan gitti.” Şimdi bu iki gencin cenazeleri aynı mezarlıkta yan yana defnedilecek.

Yıllardır savaşın yarattığı buna benzer acıları duyuyoruz, okuyoruz. Artık bu acılara dur demenin zamanı gelmedi mi? Savaşa dur demek için daha kaç gencin ölüm haberi gelmeli? Daha kaç kardeş egemenlerin çıkarı için birbirini öldürmeli, ölmeli? Bu haksız savaşın sorumlusu AKP hükümetidir. Savaştan çıkar sağlayanlarsa silah, petrol, inşaat tekellerinin sahipleridir. Dolayısıyla bu savaş ne Kürt halkının, ne de Türk halkının çıkarlarına hizmet ediyor. Kendi koltuk sevdası yüzünden savaş çıkaranlardan bu savaşa son vermelerini bekleyebilir miyiz? Savaşa son vermenin yolu işçilerin birliği ve halkların kardeşliği için çalışmaktır.