Buradasınız
Şenliğimizde Gördük ki Mücadelemiz Büyüyor!
Aydınlı’dan işsiz bir işçi
Derneğimizin düzenlediği “İşçi Dayanışması Şenliği”ni sınıf kardeşlerimizle kutladık. Haftalar öncesinden başladığımız şenlik hazırlıkları yorucu olduğu kadar da heyecanlı geçmişti. UİD-DER olarak gerçekleştirdiğimiz bu etkinliğin çalışmalarını her zaman olduğu gibi disiplinli ve özverili şekilde yürüttük. “İşçi Dayanışması Şenliği” derneğimizin tüm temsilciliklerinin birlikte düzenledikleri merkezi bir organizasyondu. Tuzla temsilciliği olarak çalışmalarımızı Orhanlı, Konaşlı, Aydınlı ve Esenyalı semtlerinde yürüttük. Kadınından erkeğine tüm işçi-emekçileri katmaya çalıştık.
Şenliğimizin olacağı gün, dernek önünde, davet ettiğimiz arkadaşları beklemeye koyulduk. Tuzla bölgesinde ilk defa böyle bir organizasyon gerçekleştirdiğimizden dolayı heyecanlıydık. Şenliğimize katılım ne oranda olacak, nasıl olacak soruları da aklımızın bir köşesinden geçmiyor değildi. Ama şunu da biliyorduk: Emek verilmeden hiçbir şey olmuyor. Tüm temsilciliklerimiz dâhil herkes çalışmalara haftalar öncesinden başlamıştı. Okullar, kahvehaneler, işçi evleri uğrak yerlerimizdi. Etkinliğin başlamasına yakın bir zamanda, etkinliğin yapılacağı kültür merkezine vardık. Salon hınca hınç dolmuş ve salonun her tarafı işçi sınıfının mücadele sloganlarının yazıldığı pankartlarla donanmıştı. Kısacası her şey en ince ayrıntısına kadar hazırlanmıştı. Müzik, koro ve şiir grubumuzun okuduğu türküler ve şiirler ise salondaki herkesi sarıp sarmalamıştı. Belki de kimse beklemiyordu böyle bir performansı. Yaklaşık on dilden kavga türküleri söylendi. Bunlar, bir kısmının sözlerini anlayamasak da yüreğimizin en derininde hissettiğimiz ve hatta gözlerimizi nemlendiren türkülerdi. Peki ya şiirlere ne demeli. Hepsi birbirinden güzeldi, hepsinin özel bir anlamı vardı ve en önemlisi hepsinin üzerinde emek vardı.
İnanmak başarmanın yarısıdır. Biz devrimci fikirlerimizin doğruluğuna inanmakla beraber bizzat o fikirlerin yaşam bulması için mücadele ediyoruz. Düzenlemiş olduğumuz şenliğimizde de doğruluğuna inandığımız fikirleri insanlara taşıdık. Kapitalist toplumda ancak örgütlü durabildiğimiz oranda kazanabileceğimiz gerçekliğinden bahsettik. Şimdi önümüzde 1 Mayıs var. Alanlarda daha coşkulu, daha kitlesel durabilmek için tüm işçi ve emekçileri UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmaya davet ediyoruz.
Liseli Gençler Örgütlü Mücadeleye!
Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!
Son Eklenenler
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...