Buradasınız
Sömürücüler Bindikleri Dalı Bile Keserler
İzmir’den emekli bir işçi

Son haftalarda Rize, Van ve Artvin’in yanı sıra Almanya, Belçika, Hindistan ve Çin gibi ülkelerde de yoğun yağışlar sonucu seller, heyelanlar yaşandı. Sömürücüler bindikleri dalı kesercesine doğayı tahrip ettikleri için bu denli yıkıcı sonuçlar yaşanıyor. Sel, yaşandığı yerlerde önüne kattığı bina, araba ne varsa alıp götürdü. Sele kapılan yüzlerce insanın da canını aldı. Selin bu denli yıkıcı sonuçlara neden olmasının kabahatinin yoğun yağan yağmura yüklenemeyeceğini aklını yitirmemiş her insan anlayabilir. Fakat sadece rekabet ve sermayeyi büyütme dürtüsüyle hareket eden kapitalistler kâr için bindikleri dalı hatta ağacı bile kesebilirler ve buna “doğanın fıtratı” diyebilirler. Sel binlerce insanı perişan etmiş, insanlar ölmüş, evleri yerle bir olmuş, ne gam! Ölen ölmüş, kalan sağlar çay içsin. Dertlerini unutsun, yeni gelecek müjdeleri duymak için hazır ol’da beklesin istiyorlar.
Erdoğan Kıbrıs’ta vereceği müjdeyi Kıbrıs’a gitmeden çıtlatıp “beni izlemeye devam edin” deyivermişti. Erdoğan’ın Kıbrıs müjdesi sonradan anlaşıldı. Ağaç kesmek, yeşili yok etmek ve yerine beton binalar dikmek. Erdoğan ilk selin ardından Rize’de, “Ağaçlama çay arasında yok. Eskiden, dikey köklü ağaçlar vardı, şimdi o ağaçlar söküldü onların yerine çaylıklar yapıldı” demişti. O ağaçlar kesilmemiş olsaydı sel bu denli ağır bir tahribat vermeyecekti. Yani meselenin ağaçların bilinçli şekilde sökülmesi olduğunu da itiraf etmiş oluyor Erdoğan.
İşin en kötü yanı da Erdoğan’ın, TOKİ’nin tam da selden yıkılan evlerin yerine yeni evler yapacağını duyurmasıydı. Daha da beteri, zaten kendileri çay üreticisi olan Rizelilere otobüsün üzerinden çay paketleri attı. Çay üreticisi olan Rizeliler ürettikleri çayı yok fiyatına devlete veya özele satmak zorunda bırakılıyorlar. Yoksul insanların ürününü ölü parasına al, kendi ürettiği çayı bile doyasıya içemeyen Rizelilere tepeden çay fırlat. Koyu bir yoksulluk içinde bırakılan insanların çay kapmaya çalışmasını tepeden izliyorlar. Yoksul bırak ele baksın, baskı altında tut sesi çıkmasın yöntemini izliyorlar tepelerden. İsterler ki yoksullar üç kuruşu alırken ellerini öpsünler, karşılarında iki büklüm dursunlar. İçinde boğuldukları yokluğu sorgulamasınlar. Yoksulluklarına isyan edip asla sorgulamasınlar. Bir yandan tepeden bakıyorlar diğer yandansa yoksulların, kendilerinin neden saraylarda ihtişam içinde yaşadığını sorgulamasından ölesiye korkuyorlar. İşte bundandır selde evi barkı yıkılmış insanlara tepeden seslenirken “Arhavi hep böyle dimdik durdu, en ufak bir çılgınlık göstermediler” diye seslenmeleri. Bu sözlerle ne kadar korktuklarını dışa vurmuş oluyorlar. Selin vurduğu, depremin yıktığı, yangının yok ettiği bölgelere binlerce korumayla gidiyorlar. İtfaiyeden, ambulanstan önce polis, jandarma yığıyorlar.
Kriz Rizelileri de Artvinlileri de teğet geçmiyor. AKP’nin ve Erdoğan’ın müjdeleri bitip tükenmiyor. Artık yoksullar Erdoğan’ın “müjdelerinin” altından her zaman bir çapanoğlu çıktığını yaşayarak öğrendi. Dört kişilik bir aile için açlık sınırı asgari ücretin üstünde. Yoksulluk sınırı ise 11 binin üstünde. Yani yoksulluk sınırının dış duvarına bile yaklaşan yok. Domino etkisi gibi sellerden ekonomik krize, oradan orman yangınlarına ve koronavirüse aynı felaketler yaşanıyor. Bu yaşananların tamamının sebebi ve sorumlusu kapitalist sömürü düzenidir. İnsanlığı ve doğayı yok oluşa sürükleyen bu düzen dünyadan sökülüp atılmadan dünyaya müjdeli günler gelmeyecek.
Çaylar Kuyusu
- İşçiye Şükredin Diyen İktidar Patronlara Teşvik Paketleri Yağdırıyor
- İşyerlerinde Önlem Alınmıyor, İşçiler Ölmeye Devam Ediyor!
- Haksız Savaşlar Memleket Sormaz!
- DİSK-AR İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Mayıs 2022 Raporunu Yayımladı
- Emeklilikte Yaşa Takılanlar Büyük Maltepe Mitinginde Buluştu
- Soma Katliamının 8. Yılında Adaletsizliğe Öfke
- Soma: Acımız ve Öfkemiz Dinmedi, Unutmayacağız!
- Dünya Nüfusunun %99’u Kirli Hava Soluyor!
- 1 Mayıs’la Tanışan Gençler Duygularını Anlatıyor
- İlk Kez UİD-DER Kortejinde 1 Mayıs Coşkusunu Yaşayan Kadınlar
- Tuzla’da İşçi Katliamı
- 28 Nisan İçin Bizim Sözümüz: Yaşamak İstiyorsan Örgütlen!
- Ekmeksiz İftar
- Doro-Çiba’dan “Radyasyonlu Suyu Okyanusa Boşaltmayın” Kampanyası ve Destek Çağrısı
- DİSK-AR Açıkladı: “8 Milyon İşsiz!”
- Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır Diyoruz!
- Yeni Zamlar ve İktidar Medyasının Yalanları
- Nihayet Mango Yedim
- Asgari Ücrete Zam Tartışmaları
- Manda ve Yoksullara Şifa Tarifleri
Son Eklenenler
- Artan enflasyon karşısında eriyen ücretler, gittikçe büyüyen ve dayanılmaz bir hâl alan yoksullaşma, geçim sıkıntısı, artan kiralar ve işsizliğin geldiği boyut karşısında siyasi iktidar önce inkâr politikasına başvurdu. Yoksulluktan şikâyet edenlere...
- Merhabalar dostlar. 3 yaşında bir kızım var, ellerinizden öper. Kızım diye demiyorum ama çok akıllıdır. Anlata anlata bitiremediğim minik UİD-DER’li... Elimizden geldikçe ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz. Ama bazen yetemiyoruz. Hayat o kadar...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Neşe Plastik fabrikasında toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine işçiler, 18 Mayısta greve çıktılar. Petrol-İş Sendikası Kartal 2 No’lu şubede örgütlü olan Neşe Plastik işçileri, enflasyon artı 1300...
- Kapitalist sistem insanlar arasında dayanışma ve yardımlaşma duygularını köreltmeye, her koyunun kendi bacağından asılacağı fikrini zehir gibi insanların zihnine nakşetmeye çalışır. Başkasının sorunlarına duyarsızlaşmamızı, birbirimize yabancı gibi...
- Türkiye’de 11 milyon kadın ev içi bakım işleri nedeniyle yani çocuklarına, hastalarına, yaşlılarına baktıkları için çalışamıyor. Çalışan kadınlarsa kaliteli ve yeterli kreşler ve bakımevleri olmadığı için büyük zorluklar yaşıyorlar. Çocukları için...
- Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 1 Mayıs sadece sol partiler tarafından kutlanır. İşçiler ve sendikalar Eylül ayının ilk Pazartesi gününü “Emek Günü” olarak kutlar. Bunu yapmalarındaki kasıt Kuzey Amerikalı işçilerle dünyanın geri kalan...
- Geçen bayram, tatil olması ve ulaşımın ücretsiz olması vesilesiyle iki arkadaş Büyükada’ya gitme kararı aldık. Büyükada’yı görecek olmamızın sevinci ve heyecanının yanı sıra ulaşıma ücret ödemeyecek olmamızın rahatlığı da vardı. Bu duruma sevinenin...
- Dağlar deliniyor, nehirlerin yönü değiştirilip barajlar kuruluyor, ormanlar geri dönüşsüz bir biçimde yok ediliyor. Toprağın ve okyanusun derinliklerinden petrol ve madenler çıkartılıyor. Savaşlarla kentler tarumar ediliyor. Doğa kirleniyor,...
- Bizler bir grup metal işçisiyiz. Birleşik Metal-İş üyesiyiz. Bu sabah sendikamızın işyeri temsilcilerinden olan arkadaşımızın kardeşinin, Okan’ın, Antalya’da iş cinayetinde öldüğünü öğrendik. Henüz sadece 36 yaşındaki kardeşimiz, Okan Günay, bu...
- Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı işgal, Üçüncü Dünya Savaşının en önemli halkasını oluşturuyor. ABD ve İngiltere’nin başını çektiği emperyalist blok Ukrayna’ya silah yığarken, derinleşerek devam eden savaş tüm dünyayı etkiliyor. Emperyalist hegemonya...
- 24 Şubatta Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın emekçiler üzerindeki yıkıcı etkileri devam ediyor. Haksız ve emperyalist savaşların ölüm, yurtsuzluk, açlık, yoksulluk ve işsizlik demek olduğunu gördük bir kez daha! Tüm bunların yanında...
- İstanbul Ataşehir’de bulunan Emlak Konut GYO inşaatında çalışan işçiler 16 Nisanda direniş başlattılar. DİSK/Dev Yapı-İş ve İnşaat-İş Sendikalarının ortaklaşa örgütlediği eylemde, “Tüm Haklarımızı Alana Kadar Direneceğiz” pankartı açıldı.
- Ben bir buçuk aylık çocuğu olan bir anne ve hemşireyim. Bebeğimize iki aylıkken yaptırmamız gereken rotavirüs aşısı var. Bu aşıyı devlet karşılamıyor, aşının fiyatı da oldukça yüksek. Piyasada satılan iki farklı rota aşısı var. Bir aşı iki doz ve...