Buradasınız
Taşeron PTT İşçilerinden Mektup
Bir grup taşeron PTT işçisi
Merhaba arkadaşlar!
Biz PTT’de taşeron bir firma olan Asgün’de çalışan işçileriz. PTT bizi kısa süreli sözleşmelerle farklı firmalara ihale vererek çalıştırıyor. Aksam paydos saati işten çıkarılıp, sabah iş başı saatinde işe giriş yapılarak, yani gerçekte hiç işten çıkarılmadan, düzmece bir ihale ile, yıllardır senelik izin ve kıdem tazminatı hakkımız gasp edilerek çalışıyoruz. Tabii ki bu sırada ihalelere giren birkaç şirketten biri olan Asgün firmasıyla da tanışmış olduk. İki sözleşme önce maaşlarımızın geç ödenmesi ya da hiç ödenmemesi gibi sorunlar yaşadığımız bu firma nasıl oluyorsa tüm yöneticilerin ve biz postacıların memnun olmamasına rağmen tekrar ihaleyi aldı ve bizim geçici patronumuz oldu. Patronumuz olduğu ilk ayda da maaşımızı geciktirdi. Bizler kadrolu işçi arkadaşlarımızla aynı işi yapmamıza rağmen ancak onların yarısı kadar ücret alıyoruz ve faydalandıkları pek çok sosyal haktan da faydalanamıyoruz. Bu nedenle zaten zoru zoruna getirdiğimiz aybaşında, maaşımız da ödenmeyince, hepimiz çok öfkelendik. Geçmişte yaşadıklarımızdan öğrendiklerimizle hemen önlem almak için, iş bırakmaya karar verdik ve kapının önüne çıktık. Çünkü artık şunu biliyoruz: bir hakkımızı almak istiyorsak bunu ancak birlikte iş bırakarak alabiliriz. Öyle de oldu. Biz kapının önüne çıkınca o ana kadar bizi dikkate almayan yöneticiler orayı burayı aramaya başladılar ve bize “maaşlarınız yatırıldı ama bankadan daha hesaplarınıza düşmemiştir” dediler. Biz de bu açıklama üzerine kendi aramızda konuşarak ertesi gün yatmış olmazsa tekrar çalışmayız diye anlaşarak işimizin başına geçtik. Ama bu kadarı bile bize bir araya geldiğimizde ne kadar güçlü olduğumuzu göstermiş oldu.
Elbette yeterli değil. Biz PTT taşeron çalışanları, ne yapacağını bilen, ortak akılla hareket eden, daha güçlü bir birlik oluşturmalıyız. Önümüzde sendikalı olmak gibi bir hedef var. Sendikamızın daha güçlü olabilmesi, hakkımızı arama konusunda bize yardımcı olması için bu süreçte neler yapmamız gerektiğini öğrenmeli ve bu öğrendiklerimizi hayata geçirebilmek için birlik olmalıyız. Çünkü ancak birlik olursak güçlü oluruz. UİD-DER’e bu sıkıntılarımızı ve isteklerimizi postacı arkadaşlarımıza duyurma sansı verdiği için teşekkür ediyoruz. İŞÇİLERİN BİRLİK OLMA YOLUNDA attığı adımlar ve gösterdiği kılavuzluk için de ayrıca teşekkür ediyoruz. Hepimize iyi çalışmalar. Ama bu sefer kendimiz için çalışmak üzere kolay gelsin.
Birleşen İşçiler Yenilmezler!
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...