Buradasınız
Tekel İşçilerinin Eylemleri Sürüyor
Tekel işçilerinin sürdürdüğü direniş ikinci ayını doldurdu. 15 Aralık günü işçilerin Ankara’da toplanmasıyla başlayan eylem süreci, ilk ayını polisin saldırısı, muhalefet partilerinin şovları ve hükümetin “asla taviz vermeyiz” tehditleriyle geçti. İşçilerse başlattıkları mücadelenin ilk ayını, eylemlerinin nedenlerini anlatarak, 4/C kölelik maddesini teşhir ederek ve baskılara direnerek geçirdiler. Tekel işçilerinin direnişlerinin ikinci ayı ise mitingler, grevler ve dayanışma eylemlerinin coşkusuyla geçti.
Hükümete kararlılıklarını göstermek isteyen işçiler 15 Ocaktan itibaren 3 günlük oturma eylemine başladılar. 17 Ocak günü Tekel işçilerinin baskısıyla Türk-İş yönetimi miting kararı aldı. Ankara’da Sıhhiye Meydanında düzenlenen mitinge 70 bini aşkın işçi katıldı. Miting boyunca genel grev kararı bekleyen işçiler, grevi ağzına almayan Kumlu’nun konuşmasının ardından bizzat kürsüye çıkarak genel grev çağrısında bulundular. İşçiler Türk-İş’in genel grev, genel direniş çağrısı yapmaması üzerine tepkilerini Türk-İş Genel Merkezi önünde “Kumlu İstifa” sloganlarıyla dile getirdiler.
Türk-İş yönetimi işçilerin artan tepkisi üzerine hükümete, 26 Ocak gününe kadar süre tanıyarak görüşme talebinde bulundu. Bir araya gelen sendika konfederasyonlarının ortak talebi, Tekel işçilerinin de istemi olan “4/C’nin kaldırılması” ve “işçilerin özlük hakları korunarak güvenceli çalışma hakkının” tanınmasıydı. AKP hükümeti, Türk-İş’le yaptığı görüşmede yeni tavizler verdi. Hükümet, 4/C statüsündeki işçilerin ücretlerini yükseltmek, çalışma süresini 10 aydan 11 aya çıkartmak, kıdem tazminatı ve senelik izin hakkını tanımak zorunda kaldı. Ancak 4/C statüsü ortadan kalkmadığı için işçiler bu tavizlere tav olmayarak direnişe devam ettiler.
Böylece işçiler bir yandan açlık grevine başlarken, diğer yandan 4 Şubat günü konfederasyonların aldığı 1 günlük genel iş bırakma eyleminin sonuçlarını beklemeye başladılar. Konfederasyonlar kamu ve özel kesimde grevi başarıyla hayata geçirecek özverili bir çalışmada bulunmadılar. Grev hayatı durdurma noktasında etkisiz oldu. Fakat sonuçta uzun yıllardan sonra yapılan dayanışma grevi, işçiler arasında güven ve dayanışma eyleminin önemini bir kez daha ortaya çıkardı.
Başbakan ve bakanlar direnişin iki ayı boyunca Tekel işçilerinin mücadelesini karalayacak saldırgan tutumlarından geri durmadılar. “Yan gelip yatıyorlar” ile başlayan düşmanca saldırganlık, “işçilerin eylemlerine şeytan bulaştı” demeye kadar vardırıldı. Tekel işçileri yürüttükleri eylemlerle AKP hükümetinin işçi düşmanı ve sermaye sevdalısı yüzünü teşhir ettiler.
Gelinen aşamada Tekel işçilerinin büyük bir kısmı yaptıkları açlık grevini sağlık nedenleriyle bitirmiş bulunuyorlar. Ankara sokaklarında yürüyüşler yapan Tekel işçilerinin mücadelesi sürerken, Türk-İş yönetimi hükümetle bir kez daha görüşmüş ve bu görüşmede de AKP hükümeti işçilerin taleplerini kabul etmeye yanaşmamıştır. 12 Şubatta toplanan Türk-İş, DİSK, KESK ve Kamu-Sen başkanları işçileri oyalamaktan öteye geçmeyecek bir karar aldılar. İşçi sınıfının üretimden gelen gücünü hükümet üzerinde basınca dönüştürecek, iyi örgütlenmiş, hazırlığa dayalı, kitlesel ve etkili eylemler yerine, bürokratlar adliye koridorlarının yolunu tutmuşlardır. Yıllardır uygulamada olmasına rağmen sendikaların 4/C hakkında Danıştay’a iptal davası açmamış olmalarıysa bir başka garabettir.
Her şeye rağmen Tekel işçilerinin direngen mücadelesi ve ortaya konan sınıf dayanışması şimdiden 4/C uygulamasında iyileştirmeler yapılmasına neden olmuş, kazanım bütün işçi sınıfının hanesine yazılmıştır. Bu mücadele bir kez daha göstermiştir ki işçiler mücadele etmeden hiçbir hakkı bedavadan kazanamazlar. Hükümete tam olarak geri adım attırmanın yolu, Tekel işçilerinin direnişini işçi sınıfının genel mücadelesinin bir parçası düzeyine yükseltmekten geçiyor.
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...