Buradasınız
Deneme Süresi: Katmerli Sömürü Süresi

Patronlar sınıfının işçilerin haklarına dönük saldırıları özellikle kriz dönemlerinde artıyor. Zaten var olan haklar yetersizken kriz bahane edilerek bu kırıntılar da işçi sınıfının elinden alınıyor. Çoğu zaman da yasal bir kılıf bulmaya bile gerek görmüyorlar patronlar. Özellikle bu son krizde artan işsizliğe paralel olarak çalışma koşulları, sözleşme şartları ağırlaştırılmış durumda. Sendikalı işyerleri de dâhil olmak üzere patronlar önce işçi çıkartıyor, sonra da çıkartılan işçilerin yerine güvencesiz, kadrosuz işçiler alıyorlar. Bunu yaparken de kaç kere yenileneceği belli olmayan belirli süreli iş sözleşmeleri, ne anlama geldiği belirsiz “aday işçi sözleşmesi” veya “deneme süreli iş sözleşmesi” imzalatıyorlar işçilere. Bu sözleşmelere razı olmak zorunda kalan işçilerse yarın ne olacağını bilmeden, her an kapının önüne konulmaya hazır halde her türlü olumsuz şartları kabul etmeye mahkûm ediliyorlar.
Özellikle deneme süresi adı altında yapılan sömürünün haddi hesabı yok. Deneme süresi, 4857 sayılı İş Kanununda en çok 2 ay olarak belirtilmiş. Ancak hemen ardından da bu sürenin toplu iş sözleşmelerinde 4 aya kadar uzatılabileceği eklenmiş. Bunun anlamı şudur: 2 ya da 4 ay boyunca patron işçiyi istediği gibi kullanabilir, çünkü işçi çalışmaya devam edebilmek için her şeye razı olmak zorundadır. Bu sürenin sonunda yahut sürenin bitimini bile beklemeden patron işçiyi tazminatsız işten çıkartabilir. Görüldüğü gibi aslında İş Kanunu da bu konuda işçinin aleyhine olmasına rağmen patronlar bundan çok daha fazlasını yapıyorlar. Deneme süresi adı altında sigortasız işçi çalıştırıyorlar. Süreyi keyfi olarak uzatabiliyorlar. Kadrolu işçilerin yararlandığı haklardan deneme süresindeki işçiyi mahrum bırakıyorlar. Örneğin ikramiye, prim, yakacak, gıda vb. sosyal haklar, işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili koruyucu malzemeler vs. şayet çalışılan işyerinde varsa deneme süresindeki işçi de bu haklardan yararlanmalıdır. Aynı şekilde ücret, hafta sonu tatili, bayram tatili konularında da işçi, deneme süresi gerekçe gösterilerek farklı bir uygulamaya tâbi tutulamaz. Sigorta ise işçi işe girdiği andan yani deneme süresinin başlangıcından itibaren başlatılmak zorundadır. Buna rağmen sendikalı sendikasız pek çok işyerinde patronlar, kanunun işlerine gelen kısımlarını kullanmaktadırlar.
Yine İş Kanununa göre deneme süresi adı altında çalışma bir mecburiyet değil, işverenin talebi doğrultusunda yapılacak bir şeydir. Yani işveren şayet işçiyi deneme süresine tâbi tutmak istiyorsa bunu yazılı olarak beyan etmek zorundadır. Sözlü olarak yapılan, “seni 2 ay deneyeceğiz” beyanı yasalar karşısında geçerli değildir. Yazılı bir beyan olmadan çalıştırılan işçi aslında “kadrolu” olarak işe alınmış demektir. Deneme süresi sona erdikten sonra çalıştırılmaya devam edilen işçi yıllık izin, kıdem ve ihbar tazminatı haklarından yararlanacağı zaman, esas alınacak süre deneme süresi de dâhil edilerek hesaplanmalıdır. Yani diyelim ki işveren işçiyi 2 aylık deneme süresine tâbi tuttuktan sonra çalıştırmaya devam etti. Bu işçinin yıllık izin kullanması için gereken 1 yıl çalışmış olma zorunluluğu, deneme süresinin başlangıcı esas alınarak hesaplanır. İşten atılması durumunda esas çalışma süresi de bu şekilde hesaplanır.
Derneğimizin sitesinde yayınlanan okur mektuplarında deneme süresinin nasıl da katmerli sömürü süresi haline geldiğine dair pek çok örnek var. Örneğin Tuzla’dan gelen bir okur mektubunda, “Ben Tuzla deri sanayi bölgesinde on kişinin çalıştığı bir deri fabrikasında, iki buçuk aydır deneme süresi adı altında sigortasız ve asgari ücretle çalışıyorum… Vasıflı bir işçi olmama rağmen işe alınırken üç aylık bir deneme süresine tâbi tutulacağımı ve bu sürede asgari ücretle ve sigortasız çalışacağımı öğrendiğimde çalışma koşullarının geldiği bu akıl almaz noktayı bir kez daha gördüm” diyor işçi kardeşimiz. Yine Tuzla’dan deri işçileri, “Bizim çalıştığımız fabrikada birkaç hafta önce 17 işçi işe alınmıştı. Fakat alınan işçilerden 12’sini krizden dolayı çıkaracaklarını açıkladılar. Bu arkadaşların “deneme süresi” adı altında alınmış olunması patronun elini kolaylaştırdı” diye anlatmışlar yaşadıklarını. Uyguner Deri’de çalışan işçilerin mektubunda “deneme süresi adı altında çalıştırılan işçi arkadaşlarımıza iş ayakkabısı verilmiyor. Bu nedenle geçirdikleri iş kazalarında ayakları eziliyor. Gerekli önlemler alınmadığından benzer kazalar giderek artıyor” denmesi, deneme süresinin patronlar açısından nasıl da insanlık dışı bir sömürü aracı haline geldiğini gösteriyor.
Elbette varolan haklarımızı bilmek biz işçiler için önemli. Fakat sadece bilmek yetmiyor. Çünkü işçi sınıfının haklarının koruyucusu yasalar değil, işçi sınıfının bizzat kendisidir, onun örgütlü mücadelesidir. Bu nedenle bir yandan haklarımızı öğrenmeli, bir yandan da öğrendiklerimizi işçi arkadaşlarımızla paylaşmalı ve örgütlenerek bir araya gelmeliyiz. Unutmayalım ki “her koyun kendi bacağından asılır” masalı, patronlar sınıfının işçileri uyuturken kullandığı bir masaldır. Bizim masallara değil gerçeklere ihtiyacımız var. Gerçek ise “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” gerçeğidir.
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
Son Eklenenler
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...