Buradasınız
Türk-İş’ten Ankara Mitingi: “Zordayız, Geçinemiyoruz”

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından düzenlenen “Zordayız, Geçinemiyoruz” mitingi 20 Ekim Pazar günü Ankara’da yapıldı. Tandoğan Meydanı’nda yapılan mitinge Türkiye’nin dört bir yanından gelen yüz bini aşkın işçi katıldı. Mitinge katılan işçiler ekonomik krizin sonuçlarına, vergide adaletsizliğe, taşeron çalışma düzenine ve hak gasplarına karşı mücadele çağrısı yaptı.
Miting öncesi Kâzım Karabekir Caddesi’nde sendika şube yönetimlerinin de katılımıyla yürüyüş kolları oluşturuldu. Yürüyüş boyunca taleplerini sloganlarla haykıran çeşitli sektörlerden işçiler, yalnız ekonomik krizin ağır sonuçlarına değil vergi soygununa, kadın cinayetlerine, emperyalist savaşlara ve adaletsizliklere karşı da seslerini yükseltti. Mitinge Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü işçilerin yanı sıra emekten yana kurumlar ve bazı milletvekilleri destek verdi.
Mitingde ilk sözü taşeron işçiler adına Tuncay Tümoğlu aldı. Kendisi gibi pek çok işçinin kamuda taşeron olarak çalışmaya devam ettiğini söyleyen Tümoğlu, yetkililerin sorunu görmezden geldiğini vurguladı. “Aynı işyerinde yan yana çalışan iki işçi farklı maaşlar alıyor” diyen Tümoğlu, gerekli yasal düzenlemenin bir an önce yapılması çağrısıyla konuşmasını sonlandırdı.
Daha sonra sözü emekliler adına İbrahim Karaer aldı. Karaer emeklilerin yaşadığı sorunları ve taleplerini şöyle dile getirdi: “Bizler yeraltında, yüksekte, aşırı sıcakta, soğukta, en tehlikeli şartlarda çalışarak emekliliği hak ettik. Ama milyonlarca emekli ay sonunu getiremez hale gelmiştir. Her geçen gün 65 yaş üstü çalışanın iş kazası sebebiyle hayatını kaybettiğini öğreniyoruz. Emeklilerin maaşlarının yükseltilmesi gerekiyor. Emekliler sağlık hizmetlerine bile erişemiyor, bu kabul edilemez. Sağlık hizmetlerine erişim bir lütuf değil anayasal bir haktır.”
Asgari ücretliler adına yapılan konuşmada ise şunlar ifade edildi: “Artık dayanacak gücümüz kalmadı. 17 bin lira ile ev mi geçindirelim, kira mı ödeyelim, çocuk mu yetiştirelim. Asgari ücret artarsa enflasyon yükselir dendi. Temmuz ayında asgari ücret arttırılmadı ama iğneden ipliğe, tepeden tırnağa her şeye zam geldi. Artan enflasyonun, ekonomik krizin sebebi ücretler değil. O zaman bizden fedakârlık beklenmesin. Çığlığımızı duyun, geçinemiyoruz. Artık yeter diyoruz. Artık ailemizle birlikte insan onuruna yakışır bir yaşam istiyoruz.”
Vergi soygununa karşı yapılan konuşmada ise “biz sorumlusu olmadığımız politikaların mağduru olmak istemiyoruz” denildi. Gelir vergisi kesintileri yetmezmiş gibi artan vergiler nedeniyle ücretlerin eridiği belirtildi. Vergi politikasının düzeltilmesi çağrısı yapıldı.
Emekçi kadınlar adına yapılan konuşmada ise şunlar aktarıldı: “Mutfakta ailemize, çocuklarımıza bir sıcak yemek çıkartmak için büyük bir mücadele vermekteyiz. İnsan onuruna yakışır bir yaşam için temel ihtiyaçlarımızdan dahi yoksun olmak biz emekçiler için kabul edilemez. Bu ekonomik gidişatın sorumlusu biz değiliz, faturasını da biz ödemek istemiyoruz. Cinsiyet ayrımcılığına son verilmesini istiyoruz. Her alanda güven içinde yaşamak bizim hakkımız. Taciz, mobbing ve şiddete sessiz kalmayarak kadın cinayetlerinin durdurulmasını istiyoruz. Haklarımızı almak için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.”
Miting, Türk-İş Genel Başkanı Ergun Atalay’ın konuşmasıyla sona erdi. Atalay konuşmasında TÜİK’in açıkladığı sahte enflasyon verilerine, taşeronlaştırmaya, özelleştirmelere, iş cinayetlerine ve vergi adaletsizliğine vurgu yaptı. Aralık ayında başlayacak asgari ücret görüşmelerini hatırlatarak mevcut ücretlerle geçinilmediğini söyledi. Yaşanan sorunlar karşısında Meclise ve iktidara seslenerek çözüm istediklerini aktaran Atalay “bizi yönetenlere sesleniyoruz; bizi vicdansız işverenin eline bırakmayın” dedi.
Miting ve yürüyüş boyunca “Yaşasın Sınıf Dayanışması”, “İsyan, Grev, Direniş”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız”, “Vergide Adalet İstiyoruz”, “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek”, “Katil İsrail Ortadoğu’dan Defol”, “Direne Direne Kazanacağız”, “Hükümet Şaşırma Sabrımızı Taşırma”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” sloganları atıldı.
- Belediyelerde Grev Sesleri Yükseliyor
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- “Tutuklu Öğrencileri Serbest Bırakın” Eylemleri
- DİSK: “Emeğimiz, Haklarımız, Geleceğimiz ve Demokrasi İçin Ayaktayız”
- Manisa’da Mercan Makina’da Direniş Başladı
- Sağlık Çalışanları Tıp Bayramında İş Bıraktı
- Tersane ve Belediye İşçileri Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- Metal İşçisi “Grev”, Belediye İşçisi “Ücret Gaspına Hayır” Dedi
- İstanbul’da Enerji, İzmir’de Tütün, Ankara’da Maden İşçileri Mücadele Ediyor
- İzmir’de Sunel Tütün İşçileri Greve Çıktı
- Doktorların “Beyaz Yürüyüş”ü Devam Ediyor
- Belediye İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Sendikal Baskılara ve Hak Gasplarına Karşı Mücadele Sürüyor
- Başpınar İşçilerine Yönelik Baskılar ve BİRTEK-SEN Genel Başkanının Tutuklanması Protesto Edildi
- BİRTEK-SEN Genel Başkanının Tutuklanması Protesto Edildi
- Antep Başpınar İşçileriyle Dayanışma Eylemleri
- Ağız ve Diş Sağlığı Çalışanları İş Bıraktı
- Chinatool ve Green Transfo Grevlerinde Anlaşma Sağlandı
- Digel Tekstil İşçileri: Sendikalı Çalışmak İstiyoruz!
Son Eklenenler
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...