Buradasınız
“Ufak Tefek” Demeyin, Canlarımız Gidiyor!
Tuzla’dan bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
“Bizim fabrikada” diye başlayan birçok cümlemiz vardır. Öyle sahipleniriz ki çalıştığımız fabrikaları, oralarda çalışan ve üreten biz olduğumuz için fabrika da “bizimdir.” Ben de “bizim fabrikada” yaşanan bir “iş kazasını” anlatmak istiyorum. Aslında hem “iş kazasını” hem de diğer işçilerin yaptığı yorumları sizlerle paylaşmalıyım.
Gece vardiyasında olduğumuz hafta, çay molasına çıkarken birinin eline iğne battığını duyduk. İğne sol işaret parmağına girmiş ve çıkmış. İşyerindeki doktor duruma ilk müdahaleyi yapmış ve parmaktan ipi çıkarmış. Ardından işçi özel bir hastaneye götürülmüş. Herkes “a kim acaba?”, “nasıl olmuş?” vs. gibi merak içeren cümlelerle konuşurken “iş kazası” geçiren kişinin geçen hafta birlikte çalıştığım 19 yaşında gencecik bir kız olduğunu öğrendim. Hemen kazanın yaşandığı makinenin olduğu yere gittim. Yerde kan damlaları vardı. Ve makinede bir başka genç kız çalışmaya devam ediyordu.
Orada çalışanlara sordum: “Ne oldu, nasıl oldu?” “Biz de anlamadık, birden aşağı koştu gitti” dediler. Çalıştığım yere geri döndüm. Konuşmalar başladı. “O makineye nasıl kaptırır elini? Basması gereken düğme solda, nasıl sol eli sıkışır? Aklım almıyor nasıl yapmış?” O kadar acımasızca geldi ki sorular. Yahu kız parmağını kaybedebilirdi. İğne kemiğini kırmış olabilir. Ama konuşanlar “imkânsız” bir olay gerçekleşmişçesine konuştular. Sanki patron iş cinayetlerine kurban gitmeyelim diye her önlemi almış da “kaza” buna rağmen yaşanmış.
Gece vardiyasındayız. Herkes yorgun ve uykusuz. Üstelik 12 saat çalışıyoruz. Göz kapağımızın bir kere aşağı inmesi, bütün hayatımıza mal olabilir. Her şey zaten bir anda ve anlamadan oluyor. Normal değil mi bu? Bu, işçinin dikkatsizliği ya da ihmalkârlığı değil! Bu bize dayatılan uzun çalışma saatleri, uykusuzluk, aldığımız paranın hiç bir şeye yetememesi, stres, sıkıntı ve bunlar gibi birçok derdin, tasanın sonucunda yaşadığımız acılardır.
Neyse, ertesi gün birlikte çalıştığım bir başka işçinin bu konu hakkında konuştuğunu işittim ve dinlemeye başladım. Kazayı geçiren kız için “salaklık yaptı, işyerinden şikâyetçi olmayacaktı” dedi. Hemen yaklaştım ve sordum: “Şikâyetçi mi olmuş?” “Evet, şikâyetçi olmuş. Aradım ‘yapma, şikâyetçi olma’ dedim ama dinlemedi beni” dedi. İçimden iyi ki dinlememiş dedim. Başka bir işçi ağabey, “ama işyerinde yaşandı. İş kazası değil mi?” diye gerçekten tereddütlü ve sanki kendisi yanlış biliyormuş gibi sordu. Kız da “ya tamam öyle, ama işyerinin aleyhine sayılır sonuçta. Daha önce ben de elimi burada makineye kaptırdım. Etimi kopardı makine, benimki ufak bir şeydi zaten. Ama ben şikâyetçi olmadım. Evde oldu dedim” dedi ve “hem o daha kadroya alınmamıştı. Artık biraz zor alınır. Ben kadrolu olduğum halde şikâyetçi olmadım” diye de ekledi.
İşyerlerimizde “ufak tefek” diye adlandırdığımız kazaları her gün yaşıyoruz. İlle canımızdan mı olmamız gerekiyor? “Büyük” olması için ille canımızı mı kaybetmek zorundayız? Bu ufak tefekler bir gün öyle bir büyüyor ki, canımızı alıveriyor zaten. Buna izin vermeyelim. Bizlerin canı her şeyden kıymetli değil mi? Bazen bir sensör, bazen başka “ufak” bir önlem alınmadığı için bizler ölüyoruz. “İş Kazaları Kader Değildir! İşçi Ölümlerini Durduralım” kampanyasındaki taleplerimiz açık ve net. Daha iyi koşullarda ve daha iyi ücretlerle çalışırsak hiç birimiz işimizi kaybetmeyelim diye bu pisliklere göz yummayız. O yüzden bu talepler tüm işçilerin talepleri olmalıdır.
İş Kazaları Kader Değildir!
Son Eklenenler
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...