Buradasınız
UİD-DER İşçi Sınıfının Disipliniyle 1 Mayıs Alanındaydı
Söğütlüçeşme’den bir işçi

Hepimizin heyecanla beklediği gündü 1 Mayıs ve o gün gelmişti. Bir yıldır hazırlanmış ve son aylarda çalışmalarımızı iyice hızlandırmıştık, 1 Mayıs alanında coşkulu ve kitlesel bir şekilde yerimizi almak için. Sabahın erken saatlerinde koyulduk yollara, kimimiz UİD-DER otobüslerinin kalkacağı yerlere, kimimiz de alanda bültenimizi işçilere ulaştırmak üzere diğer kollardan yürüyecek sendikaların geleceği yerlere doğru. Ben de 1 Mayıs’ta bültenimizi işçilere ulaştıracak ekibin içindeydim. Arkadaşlarla buluşacağımız noktaya doğru giderken kafamda birçok şey vardı. “Bizim kortejimiz UİD-DER alana nasıl girecek? Otobüsleri hangi marşlar ve şarkılar şenlendirecek?” gibi sorular da vardı. “Sloganlar atıldığında yumruklar havada olacak…” Saniyesi saniyesine yaşamak, orada olmak istiyordum. Bir taraftan da bültenimizi ulaştıracağım işçileri düşünerek gittiğim yol sanki hiç bitmiyordu. Yanımda bültenimiz vardı, çıkardım alanda “UİD-DER diyor ki” diye haykıracağım taleplerimizi tekrar tekrar okuyarak heyecanımı bastırmaya ve alana odaklanmaya çalıştım. Arkadaşlarla buluşma noktasına gelmiştim, kortejler de yavaş yavaş oluşmaya başlamıştı.
Bizler karıştık sendikalarla gelen işçilerin arasına. Ve haykırmaya başladık en gür ve coşkulu sesimizle:UİD-DER diyor ki: “İş Saatleri Düşürülsün, Herkese İş!”, “Tüm Sendikal ve Siyasal Yasaklar Kaldırılsın!”, “Sınırsız Örgütlenme, Toplantı, Gösteri, Basın ve Grev Özgürlüğü!”, “Asgari Ücret Vergi Dışı Bırakılsın, Vergiler Patronlardan Kesilsin!”, “Gerekli İş Güvenliği Önlemleri Alınsın, İş Kazalarına Son!”, “Emperyalist Savaşlara Hayır!”, “Ezilen Kürt Halkının Demokratik Talepleri Derhal Karşılansın!”.
Hiç yorulmadan defalarca aynı coşkuyla haykırdım bu talepleri. Bültenimizi okumak isteyen arkadaşlar elini uzatıyor, “ben de alabilir miyim” diyordu. Birçok işçiye bültenimizi verdim, ardından sohbet ettim. Bültenimizde çıkan yazıları gösterip içeriğini anlattım, derneğimizi tanıttım. Kendi sendikalarının da yer aldığını gören arkadaşlar “biz de eylem yapsak gelir misiniz” dediler. Ben de bültenimizin bunun için çıktığını, amacının işçilerin yaşadıklarını ve yaptıklarını gerçekliği ile yayınlamak ve diğer işçilere ulaştırmak olduğunu anlattım. Bültenimizin işçilerin yazılarından oluştuğunu, kendilerinin de yazabileceğini söyledim. Hangi temsilciliğimiz yakınsa gitmelerini, UİD-DER’in işçi derneği olduğunu ve tüm işçilere kapısının açık olduğunu söyledim. Bülten almayan, sadece sohbet ettiğim arkadaşlar da oldu. Alanda taşıyamayacaklarını, alıp ziyan etmek istemediklerini söylediler. Konuştuğum çoğu işçi sendikalıydı ve ilk defa 1 Mayıs’a geliyordu. Neden daha önce gelmedin dediğimde çoğunun cevabı aynıydı. Medyanın gösterdiklerinden kaynaklıydı. Sloganlar atılırken sloganlara katılıyor susunca da ben başlıyordum “UİD-DER diyor ki” diyerek taleplerimizi söylemeye. Konuştuğum herkeste daha önce gelmediği için pişmanlık, bugün geldiği içinse mutluluk vardı.
Gümüşsuyu’ndan başlayan ve saatlerce süren yürüyüşte davullar çalarak, halaylar çekerek, sloganlar atarak Taksim Meydanı’na girdik. Alan tıklım tıklım kalabalıktı, adım atamıyordum, yanımdaki arkadaşı kaybetmiştim, bulamıyordum. Sesten telefonlar duyulmuyor, bir arkadaş gelmiş UİD-DER kortejini bulamıyor bana soruyordu. Neyse ki yaklaşık bir saat sonra ikisiyle de buluştum. UİD-DER kortejine katılmak için gelen arkadaşı da alıp devam ettik bültenimizi dağıtmaya. Taksim Meydanı rengârenk çiçeklerin yetiştiği bir bahçe gibiydi. Yüz binlerce renge bezenmişti. Artık kortejimize gitme vakti gelmişti, bültenci arkadaşlarla toplandık, kendi kortejimize katıldık. Yüz binlerce renkten oluşan çiçek tarlasının içinde UİD-DER çatısı altında filizlenmiş yüzlerce kızıl gelincik vardı. Şarkı söyleyenler, halay çekenler, alkış tutanlar, oturmuş dinlenenler. Kendimi ailesini kaybedip sonra da bulan çocuklar gibi hissettim, heyecanım ve mutluluğum daha da arttı, hemen aralarına karıştım. Kısa da olsa halaylar çektim, sloganlarımızı haykırdım.
Artık geri dönme zamanı gelmişti, derneğimle birlikte geri dönüyordum. Ben UİD-DER’de öğrendim hayata dair birçok şeyi ve mücadele etmeyi. İşçi sınıfının disiplinine ve coşkusuna yakışır bir şekilde geriye doğru yürümeye başladık. Yol boyunca marşlar, türküler ve sloganlar haykırdık. Sesimiz yankılandı Şişli sokaklarında. Saatlerce alanda en coşkulu şekilde yerini alan UİD-DER aynı coşkuyla ayrılıyordu. Etrafımızdan geçenler bize bakıyordu, belki de içlerinden “ya bunlar yeni mi başlıyor” demişlerdir kim bilir. Evlerin camlarından alkışlar tutuluyor, etrafımızdakiler de sloganlarımıza ve ezgilerimize eşlik ediyordu. Eminim içlerinden “nereden alıyorlar bu enerjiyi” diyenler olmuştur. Otobüslerimizin olduğu yere gitmek için merdivenlerden indiğimiz bir yer vardı. Merdivenlerden aşağı doğru inerken çok güzel bir görüntü oluştu. Arkadaş megafondan “arkadaşlar daha inecekler var, onlara yer açalım” diyordu. Bir ara aşağıdan yukarıya baktım ve derneğimle bir kere daha gurur duydum. İnişimizde bile bir coşku ve disiplin vardı. UİD-DER olarak “Fabrikalardan alanlara, haydi 1 Mayıs’a” şiarı ile yürüttüğümüz çalışmalar meyvesini vermişti. Kol kola, omuz omuza işçi sınıfının birlik mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı yine UİD-DER’e yakışır şekilde kutlamış ve mücadelemize devam etmek üzere otobüslerimize binip dönüş yoluna koyulmuştuk.
Artık evdeydim ama bizim 1 Mayıs sohbetimiz günlerdir sürüyor, hâlâ konuşuyoruz. Ben alanda diğer olanları ve yaşadıklarımı anlatıyorum, evdekiler de UİD-DER kortejini anlatıyor. Biz UİD-DER’liler bir gün bile ara vermeden çalışmalarımıza başladık bile. Bu yıl 1 Mayıs’ı Pazar günü kutladık. Seneye ise 1 Mayıs Salı günü, hafta içine gelmesi bizim sayımızı düşürmemeli. Çünkü 1 Mayıs hem resmi tatil hem de bizim günümüz. UİD-DER’li bir işçi olarak ben şimdiden sesleniyorum, 2012 1 Mayıs’ında alanda yerimizi alalım. UİD-DER’in bu yılki 1 Mayıs’a katılmamış işçilere ulaşıp seneye onları da alana katacağından eminim. Çünkü UİD-DER yürüdükçe mücadele büyüyor. Yaşasın işçilerin uluslararası mücadele birliği! Yaşasın UİD-DER! Yaşasın 1 Mayıs!
Yürüyor UİD-DER’li İşçiler!
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...