Buradasınız
UİD-DER Kadın Komitesi’nin Kampanyasını Büyütüyoruz
Bir grup eski Galsan işçisi kadın, UİD-DER Kadın Komitesi’nin “Emekçi Kadınlar Mücadeleye!” kampanyasını desteklediklerini ve kampanyanın büyütülmesi için el ele vermek gerektiğini şu sözlerle anlatıyorlar:
Birinci işçi: Kadına uygulanan şiddeti kınıyorum. Doğum izinleri yetersiz iş yerlerinde kreş olsa anneler işyerlerinde çocuklarıyla daha ilgilenirler. Biz annelerin gözü arkada kalmaz. Emekçi kadınlar mücadeleye kampanyasını destekliyorum.
İkinci işçi: İlk başta kadın olmanın zorluğunu yaşamak istemiyorum. Kapalı ve tesettürlü olduğum halde eşimin fabrika ortamlarına güveni yok. Bu sebepten gece vardiyasında çalışmamı istemiyor. Benim açımdan ne kadar iyi olsa da gece vardiyasında çalışmak (işlerimi yapmak, evime vakit ayırmam) eşimi çalışmaya ikna edemiyorum çocuğum olduktan sonra. Sürekli fabrikalarda gündüz çalışma ve kreş istiyorum. Erkeklerin hiçbir şekilde kadınları rahatsız edici davranışlarının olmaması konusunda ciddi bir şekilde uyarılmasını istiyorum. Kadınız, özgür olmak ve açık gezmek hakkımız. Kadına şiddete hayır!
Kadına şiddete hayır diyorum. İşyerlerinde kreşe evet diyorum. Çünkü çocuğum yanımda olursa daha huzurlu olurum. İşyerlerinde kadınlara karşı daha saygılı olunması gerekiyor. Doğum ve emzirme izinlerinin en az bir yıl olmasını istiyorum. Yöneticilerin çalışma sahalarında gezmeleri rahatsız ediyor.
Üçüncü İşçi: Her işyerinde kreş olmalı. Çünkü eşimin tek maaşı ile geçimimi sağlayamıyorum. Ben de çalışıp bütçeye destek vermek istiyorum ama kızıma bakabilecek kimse yok. Gece vardiyası olmasın çünkü sağlıklı işler çıkartılmaz. Gece uyuklayarak kendimizin sağlığını riske atıyoruz.
Dördüncü İşçi: Çalışmak istiyorum ama çocuğumu bırakabilecek bir yerim yok. Kreşlerin her işyerinde olmasını destekliyorum. Kadınların yıpranma payını da düşünerek, gece vardiyalarının kadınlara uygun olmadığını düşünüyorum.
Beşinci İşçi: Evet, kadına uygulanan şiddete karşı olduğumu belirtmek isterim. Her işyerinde kreş olmalı çünkü çocuklarımızın güvenliği ve sosyalleşmesi açısından en doğrusu. Ve gece vardiyalarında çocuklarımızla ilgilenmemizin zor olduğunu yaşadık biliyoruz. Daha fazla zaman geçirmek, ailemizle ilgilenmek için mücadeleye evet diyorum.
Altıncı İşçi:Ben işe başladığımda kızım altı aylıktı. Ve hiçbir güzel anında yanında olamadım. Kısa doğum izinlerinin ve gece vardiyalarının kadın üzerindeki olumsuzluklarını çok yaşadım. Gece vardiyalarının olmamasını çok isterdim. Çocuğumu, çok pahalı olduğundan kreşe gönderemedim. Keşke kreşimiz olsaydı fabrikalarda.
Yedinci İşçi: Gece vardiyalarında uykusuzluğa dayanmak gerçekten çok zor. Dalgınlığı dağıtabilmek için sabaha kadar kahve üstüne kahve içiyoruz. Ve sabah olduğunda hem mide yanmasından hem evdeki işlerden hem çocuk bakımından uyuyamıyoruz. Günden güne sağlığımızı yitiriyoruz. İşyerlerinde kreş olmadığından çocuklarımızdan uzak iki yabancı gibi yaşamak zorunda kalıyoruz. Ya işten ya da çocuklarımızdan vazgeçmek zorunda kalıyoruz. Ama bu hayat şartlarında kadınların da çalışmaması geçimi daha da zorlaştırıyor. Bu nedenle UİD-DER Kadın Komitesi’nin başlattığı “Emekçi Kadınlar Mücadeleye!” kampanyasını destekliyorum. Ayrıca bir yaşında kızım var ve o büyüdüğünde gece vardiyasında çalışmasını istemiyorum.
Haribo’da Direniş Var!
17 Yaşında Bir Genç Daha Kendini Astı
Son Eklenenler
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin üzerinden 44 yıl geçti. Darbeyle hesaplaşamayan Türkiye işçi sınıfı uğradığı hak kayıplarını telafi edemediği gibi yeni kayıplar yaşadı, yaşıyor. Sınıfsal hafızaya vurulan ağır darbe yüzünden 1980 sonrası işçi...
- 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle egemenler geçmişle gelecek arasındaki köprüleri yıkmak, işçilerin mücadele deneyimlerini unutturmak istediler. Toplumu baskı ve şiddetle susturdular, yıllarca sürecek bir karanlığa hapsettiler. Çekilen tüm...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 10 Eylülde Gebze Kent Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu, DİSK Birleşik Metal...
- Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustostan beri kayıp olan 8 yaşındaki Narin, 19 gün sonra yapılan bir ihbar sonucunda, öldürülmüş ve cansız bedeni bir torba içinde dere kenarına bırakılmış olarak bulundu. Narin’in...
- Polisin saldırılarına, Emniyet Müdürünün tehdidine boyun eğmeyen direnişçi Polonez işçileri halaylarla, türkülerle, sloganlarla, dayanışmayla direnişlerini sürdürüyorlar. Tüm emek dostlarını direnişleriyle dayanışmaya çağırıyorlar.
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi işçilerin yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Siyasi iktidarın ekonomik yıkımın faturasını işçi ve emekçilere kesen ekonomi programları ise sorunlarımızı katlanarak büyütüyor. Bu...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yaptı. Hem su sarfiyatını azaltacak hem de aile bütçesine katkı sağlayacak tasarruf önerilerini sıraladı. Aşırı kurak bir dönem...
- Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesinde bulunan, Selüloz-İş Sendikasının örgütlendiği MKB Rondo grevinin 11. gününde, UİD-DER coşkulu bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor” pankartı taşıyan UİD-DER’li işçiler, “...
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...