Buradasınız
UİD-DER’le Tanışmam
Umur Matbaası’ndan bir işçi

Her ay bizim fabrikaya gelip bülten dağıtıyorlardı. Ben de sadece alıp okuyordum. Kendi kendime “bunların acaba bir faydası var mı işçilere” diye düşünüyordum. Hatta bazen “boş işler” diyordum. Ta ki ben de işyerinde sorun yaşayıp danışacak bir yer bulma ihtiyacı hissedene kadar. Yine bir bülten dağıtımında yaşadığım sorunla ilgili UİD-DER’li arkadaşlardan yardım istedim. Bir Pazar günü buluştuk ve yaşadığım sorunları anlattım. Beni dinlediler, haklarımızın neler olduğu, ne yapabileceğim konusunda bilgilendirdiler. Daha detaylı bilgi için beni derneğe davet ettiler. Doğrusu ilk başta gitmeye çekindim. Fakat sonra gittiğimde pek çok işçi arkadaşla tanıştım. Orada işçilerin AKP’li, CHP’li gibi ayrımlara girmediğini gördüm. Bunun yerine işçilerin dayanışmasına tanık oldum. Hayatımda ilk kez böyle bir ortama katılmıştım. İyi ki de katılmışım. Burada yardımlaşmayı, haklarımızı öğreniyoruz. Patronların baskılarına nasıl karşı çıkabileceğimizi, birlik olup nasıl mücadele edebileceğimizi görüyoruz.
Biz işçiler patronlardan korkmamalıyız. Asıl korkması gereken onlardır. Hep ezilecek miyiz arkadaşlar? Bizim de gücümüz var. Birlik ve dayanışma olduktan sonra her şeyi başarabiliriz. Nasıl ki Avrupa’da işçiler en küçük bir hak gaspında hemen haklarını savunuyorlarsa biz de savunabiliriz. Hakkımıza sahip çıkmadığımız sürece hep ezilen bir sınıf olacağız. Ben UİD-DER'de işçilerin geçmişten bugüne verdiği hak mücadelelerini öğrendim. Devletin ve patronların nasıl da sinsice, adım adım haklarımızı elimizden almaya çalıştıklarını öğrendim. Hayat sadece işe gidip gelmek değilmiş. Hayat tıpkı 1977 1 Mayıs'ında hakkını arayan işçiler gibi mücadele etmekmiş aslında.
Biraz da işyerinden bahsetmek istiyorum. Her fabrikada olduğu gibi bizim fabrikaya da kameralar takıldı. Artık bir makine yerine birden fazla makineyi aynı anda çalıştırmamızı istiyorlar. İdari bölümde klimalar varken bizler sıcakla boğuşmak zorunda kalıyoruz. Bütün bu baskıcı uygulamalara rağmen ne yazık ki boynumuz bükük duruyoruz. Birlik olmadığımız sürece daha çok ezileceğiz, daha çok baskıyla karşı karşıya kalacağız. Daha fazla ezilmemek için haklarımızı öğrenmek ve mücadele etmekten başka çaremiz yok. Onun için de diyorum ki “yaşasın sınıf dayanışması”.
Asgari Ücret Değil! 750 Lira
Bir Yurtiçi Kargo İşçisinden Mektup
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...