Buradasınız
Yeni Sefalet Ücretimiz Belirlendi
diğer yazarlar
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2008 Ocak ayından itibaren geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için, 3 Aralıkta toplanmaya başlamıştı. Komisyon, 5’i sermaye örgütü TİSK’ten, 5’i hükümetten, 5’i de Türk-İş’ten olmak üzere 15 kişiden oluşuyor. Dolayısıyla, 10 milyondan fazla işçiyi ilgilendiren bu ücret pazarlığında, yıllardır sermayenin istediği oluyor.
Hatırlanacağı gibi 2006 yılında asgari ücret 403 YTL’ye yükseltilmiş, 2007’de ise 16 YTL’lik bir artışla 419 YTL olmuştu. Tahmin edildiği gibi 2008 için yapılan artış da son iki yıldakinden farklı olmadı. 27 Aralıkta yapılan açıklamaya göre, Komisyon, asgari ücreti ilk altı ay için %4 artışla 435 YTL, ikinci altı ay için %5 artışla 457 YTL olarak tespit etti. Zaten Asgari Ücret Tespit Komisyonu daha bir araya gelmeden, Çalışma Bakanı Faruk Çelik, yapılacak zammın %6’yı geçmeyeceğinin sinyalini vermişti. 3 Aralıkta yapılan ilk toplantıdan sonra TİSK temsilcisi de, “işsizliğin ve kayıt dışı istihdamının önlenmesi için” zammın düşük tutulmasının zorunlu olduğu yönünde açıklamalar yapmıştı. Türk-İş temsilcilerinden ise asgari ücrete yapılması gereken zammın oranı hakkında hiçbir açıklama gelmemişti.
Türk-İş’in yaptığı son araştırmaya göre dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 2004 YTL, açlık sınırıysa 615 YTL’ye çıkmıştır. Buna göre, önümüzdeki altı ay boyunca geçerli olan asgari ücret, açlık sınırının bile 185 YTL altında kalıyor. Sendikalı işçilerin büyük bölümü bile asgari ücretten üç beş kuruş fazla ücret aldığına göre, Türkiye işçi sınıfının ezici bir çoğunluğunun yoksul ve aç olduğunu söyleyebiliriz.
Peki, asgari ücret neye göre belirleniyor? Komisyon, 4 kişilik bir ailenin gıda, giyim, barınma, ulaşım, sağlık, eğitim gibi temel giderlerini karşılayacak bir rakam tespit ediyor. Sözde, 4 kişilik bir ailenin bir öğünlük yemeğini evin dışında yiyebileceğini bile bu hesaba dâhil ediyor. O halde, TİSK ve hükümet 419 YTL’lik asgari ücrete dahi çok yüksek derken nasıl bir hesap yapıyor? İşte sermayenin cevabı: Bir ailede 4 kişi varsa 4’ü de çalışacak. Bu da, 419 x 4 = 1676 YTL eder. Ayrıca her işçi yılda yaklaşık 270 saat fazla mesaiye kaldığına göre, her ay en az 100 YTL’den 4 kişide eder 400 YTL. Toplam gelir oldu mu 2276 YTL. İşte bu parayla bir işçi ailesi rahatlıkla geçinir gider deniliyor.
Ancak burjuvazi ve onun devletinin yaptığı hiçbir hesap gerçeklikle bağdaşmıyor. Asıl gerçek olan, asgari ücretle çalışan milyonlarca işçinin yaşadıklarıdır. Birincisi, her aile 4 kişiden oluşmamaktadır. İkincisi, bir aile kaç kişiden oluşursa oluşsun, çalışabilir durumda olan kişi sayısı bir-ikiden fazla değildir. Bunun yanı sıra, bu bir ya da iki kişi, asgari ücretin bile altında çalışabilmekte, işsiz kalabilmekte, geçici veya mevsimlik işçi olabilmektedir. Yani aile kaç kişiden oluşursa oluşsun, çoğu eve giren para, ortalama 900 YTL’yi geçmemektedir. Bu 900 YTL’nin yaklaşık 500 YTL’si kiraya ve zorunlu faturalara gitmektedir. Geriye kalan 400 YTL’yle nasıl yaşanmadığınıysa milyonlarca işçi ve emekçi gayet yakından bilmektedir.
Türk-İş her yıl olduğu gibi bu yıl da asgari ücret tespitinde Türkiye İstatistik Kurumunun rakamlarının esas alınmasını istedi. “Bu asgari ücretle yaşamak mümkün değil” açıklamalarında bulunan Türk-İş, asgari ücret “sefalet ücreti” olmasın diyor. Peki Türk-İş, asgari ücret tespit edilirken, yılın son ayında masaya oturmanın ve çıkacak sonuca boyun eğmenin dışında ne yapıyor? Türk-İş’in, “en büyük toplu sözleşme” dediği asgari ücret görüşmelerinden, bu iş masada çözülmüyor diyerek kalktığını ve işçileri alanlara çağırdığını şimdiye dek görmedik.
Bugün başta Türk-İş olmak üzere tüm konfederasyonların tepesine sendika bürokrasisi yerleşmiş durumdadır. Bu bürokrasi, işçi sınıfının mücadelesinde en önemli engellerden birisidir. Kendi çıkarları ve koltukları tehlikeye girmediği sürece kılını bile kıpırdatmayan sendika bürokratları, örgütlü oldukları işyerlerinde dayatılan kölelik koşullarını dahi kabul ederek satış sözleşmelerine imza atmaktadırlar. Sendika bürokratlarından, iş güvencesi olmayan, kuralsız çalıştırılan, asgari ücrete talim eden milyonlarca işçi için bir şey yapmalarını beklemek hayalcilik olur. Telekom grevcisi bir işçinin söylediği şu sözler, sendika bürokratlarının işçilere olan uzaklığını çok iyi özetliyordu: “Bizim genel merkeze ilk kez gittim. Bizim genel başkanın odası kral odası gibiymiş. Başbakanın odası bile böyle ihtişamlı değildir. Bizim başkan en az 6-7 milyar maaş alıyor. Gittiği her yerde sendikadan harcırah alıyor.”
Sendikalarda militan sınıf sendikacılığı anlayışını hâkim kılmalı ve bürokratları bu örgütlerden defetmeliyiz. Ama sendika bürokratlarını defetmek yetmez. Çünkü işçileri açlığa, yoksulluğa mahkûm eden bizzat kapitalist sistemdir ve o yıkılmadan işçi sınıfının kurtuluşu mümkün değildir. Kapitalizmi yıkan işçi sınıfı, işte o zaman, asgari çalışıp azami yaşayacaktır!
Grevin Kepçesi
Biz Karşı Çıkarsak Yapamazlar!
- İşçiler, Emekçiler, Emekliler Eylemde
- Kamu Emekçileri ve Belediye İşçilerinden Eylemler
- Tez-Koop-İş’ten Çalışma Bakanlığı Önünde Eylem
- TPI Compozit’te Grev Başladı
- Emek Örgütlerinden Çalık Holding Önünde Eylem
- Emekçiler Baskılara ve Hak Kayıplarına Karşı Mücadele Ediyor
- TÜPRAŞ İşçileri Sefalet Zammını Kabul Etmiyor
- İzmir’den Kocaeli’ye İşçiler Grev Diyor
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Belediye İşçileri Sendikal Baskılara, İşten Atma Saldırısına, Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- Eğitim Sen: “Öğretmenler Sizin Projeniz Değil! Sürgüne Hayır!”
- Belediyelerde Grev Sesleri Yükseliyor
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- “Tutuklu Öğrencileri Serbest Bırakın” Eylemleri
- DİSK: “Emeğimiz, Haklarımız, Geleceğimiz ve Demokrasi İçin Ayaktayız”
- Manisa’da Mercan Makina’da Direniş Başladı
- Sağlık Çalışanları Tıp Bayramında İş Bıraktı
- Tersane ve Belediye İşçileri Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- Metal İşçisi “Grev”, Belediye İşçisi “Ücret Gaspına Hayır” Dedi
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...