Buradasınız
Zalimin Zulmü Varsa İşçilerin de Hayır’ı Var!
Sancaktepe’den bir kadın işçi

AKP hükümetinin 15 yıllık iktidarı boyunca övündüğü, AKP’ye oy veren işçi arkadaşlarımızın da bunlarla avunduğu ve dilinden düşürmediği bazı icraatları var. Ne zaman iktidar partisine oy veren bir arkadaşımız ile sohbet etsek “ama adamlar yol yaptı, köprü yaptı, metro yaptı, hastanede sıra beklemiyoruz…” gibi şeylerden bahsederler. Evet, yaptılar ve yapmak zorundalar. İktidara gelen hükümetler zaten bunları yapmak zorunda değiller mi? Ayrıca tüm bunlar biz işçilerin ve emekçilerin parası ile yapılan hizmetlerdir. Dolaylı dolaysız ödediğimiz vergilerle oluşan devlet bütçesiyle yol, köprü ve metro yapılmıyor mu?
Yaptıkları başka şeyler de var elbette. Televizyonlarda “müjde, artık işsiz olan da hastaneye gidebilecek ve tedavi olacak!” dendi. Ama hangi koşulda, bunlara yer verilmedi. İşsiz olan bir işçi, gelir testi yaptırmadığı için GSS (Genel Sağlık Sigortası) adı altında ayda 200 liraya yakın borçlandırıldı. Ancak borçlar birikince ve kapıya borç mektupları gelince işçilerin haberi oldu durumdan. Taşeronluk sisteminin önünü olabildiğince açtılar, iş cinayetlerinin artmasının da sorumlusu oldular. Madenlerde yüzlerce işçi arkadaşımızı kaybettik. Emeklilik yaşını daha da yükselttiler. Çıkardıkları torba yasalarla, vergilerle, elektriğe, suya, doğalgaza yaptıkları zamlarla, cebimizdeki parayı kuşa çevirdiler.
Elimizde kalan haklarımızın son kırıntılarından olan kıdem tazminatımızı almak için de sürekli yoklama çekiyorlar. Bu saldırı yasası yakın vadedeki planları arasında, sırada beklemektedir. İşsizlik fonunda biriken, işçilerin işsiz kaldığında faydalanması gereken ama bir türlü faydalanamadığı işsizlik fonunu patronlara veriyorlar. Daha saymakla bitmez… Evet, işçi kardeşlerim, AKP hükümeti çok şey yaptı ama işçilerin yararına olan tek bir şey yok icraatları içinde. Üzerinden geçtiğin yol, bindiğin metro, parayla geçtiğin köprü… Patronlar hepsinden büyük kârlar elde etti. Ama ya işçiler? Bunların hiçbirisi ekmeğin arasına konulup yenilecek şeyler değil. Çıkartılan hiçbir yasa, biz işçilerin hayatını kolaylaştıran, geçim sıkıntısını azaltan, işsizliği ortadan kaldıran, parasız eğitim ve sağlık sunan yasalar değil.
AKP hükümeti sürekli sağlıkta büyük kolaylıklar sağlamakla övünüyor. Hastane köşelerinde artık sıra beklemiyoruz değil mi? Evet doğru. Çünkü hastaneye gidebilmek için, önce sıra almamız gerekiyor. Ama bu sırayı bir türlü alamıyoruz. Hastanede değil de artık evde bekliyoruz. Kanser tedavisi gören bir yakınım var. Onkoloji doktorunun kontrol için verdiği hiçbir tarihte gidemedik ve gidemiyoruz. Çünkü sıra yok. Verdiği tarihte gidemediğimiz gibi bir de doktordan fırça yiyoruz neden geç kaldınız diye. Hastane sonrası ilaç almaya gittiğimizde, bir de muayene parası ödüyoruz.
Örneğin geçtiğimiz günlerde bir yakınımızın başına gelenler hastanelerin işçiler için ne anlama geldiğini gözler önüne serdi. Hastamızın düzenli tıbbi malzeme kullanması gerekiyordu. Doktor kullanması gereken tıbbi malzeme raporunu verdiğinde bir medikale gittik. Malzemeler hazırlandı ve 500 lira dendi. Şaşırdık. “Nasıl yani? Biz SGK’lıyız” dedik. Medikal çalışanı: “Önce siz tutarı ödüyorsunuz, biz evrakları SGK’ya bildiriyoruz, 45 gün ya da 60 gün içinde bu para size geri ödeniyor” dedi. Düşündüm, “vay be!” dedim, herkes kendini garantiye alıyor önce. Parayı senden alıyor, senden aldığını 2 ay sonra ancak sana geri veriyor. O an cebimizde para yoktu elbette. Bu kadar para hangi işçinin cebinde olur ki? Kredi kartı ile ödedik. Ya kredi kartı olmasaydı? Bankalar şimdi herkese, tam da bu nedenlerden dolayı kart dağıtıyor. Cebinde olmayan parayı harca, banka da senin parasızlığından bile yararlansın, faizini alsın.
İşte “Güçlü Türkiye”’ den birkaç manzara. Hâlâ utanmadan, referandum için işçilerden destek bekliyorlar. 15 yıldır biz işçilere ne faydanız oldu? Bu gün yaşadıklarımızın daha da katmerlisi olacak tek adam diktatörlüğünde. Yalanlarınıza karnımız tok! İş cinayetlerinde yitirdiğimiz canlarımıza borcumuzdur HAYIR! Aç yatan, aç kalkan insanlığa borcumuzdur HAYIR! Sadece kanser ile değil, hastanelerdeki uygulamalarla da cebelleşen hastalarımıza borcumuzdur HAYIR! Diri diri yanan, cinsel istismara uğrayan çocuklarımıza borcumuzdur HAYIR!
Genç İşsizler Hayır Diyor
İşsiz İşçiler de Hayır Diyor!
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...