Buradasınız
Tekel İşçilerinin 1 Nisan Eylemi
Ankara’dan bir işçi
Ancak sabahın erken saatlerinde Sakarya Caddesi’nde toplanmaya başlayan işçileri polis alan dışına çıkardı. Mithatpaşa Caddesine çıkarılan işçiler bir süre sonra yolu trafiğe kapayarak yürümeye başladılar. Bu sırada polis müdahale ederek işçileri anayoldan çıkarıp ara sokaklara yönlendirdi. Sakarya Caddesi’nin tam karşısında bulunan Tuna Sokak’ta toplanan işçiler diğer arkadaşlarının da kendilerine katılmalarını bekledi. Bu arada pek çok devrimci çevre de Tekel işçilerine destek vermek için sabahın erken saatlerinden itibaren alandaydı.
Tekel işçilerine destek olmak için Kurtuluş Parkı’nda yürüyüşe başlayan KESK üyelerine ise polis gaz ve copla saldırdı. Toplanan kitlenin KESK üyelerine desteğe gitmesi sonucunda kitlenin alana girmesine izin verildi. Toplanma sırasında polis sık sık işçilerin yaptığı eylemin yasadışı olduğunu ve dağılmaları gerektiğini anons etti. Sürekli olarak müdahale tehdidinde bulunan polise karşı bazı çevreler kaldırım taşlarını sökerek cevap vermek istedi. Ancak öncelikle Tekel işçileri, böyle bir durumun oluşmasını istemediklerini söylediler ve çatışma çıkmasına engel oldular. Kaldırım taşlarının söküldüğünü gören polisler tehditlerini daha da arttırdılar. Gerilen ortam işçilerin yatıştırmasıyla sakinleşti. Tuna Caddesi’ndeki işçilerin bekleyişi sürerken bir grup işçi de Sakarya Caddesi’ne tek tek girerek toplanmaya başladı. Kitlenin sayısı devrimci grupların da desteğiyle oldukça yüksekti. Tuna Caddesi’ndeki işçilerin de gelmesiyle kalabalık iyice arttı ve Türk-İş önüne doğru yürümeye başlandı. Ancak polis barikatı kitlenin ilerlemesine izin vermedi.
Uzun süren gerginliğin ardından oturma eylemine geçen kitleyi polis “aranızda molotof kokteyli taşıyan çok sayıda eylemci olduğuna dair ihbarlar var. Hemen dağılmazsanız müdahale edeceğiz” diyerek dağıtmaya çalıştı. Bu yalanlardan etkilenmeyen ve dağılmayan kitle daha sonra meydanda toplanan diğer işçi ve devrimci grupların yanına geçti. Bu arada DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, KESK Genel Başkanı Sami Evren ve Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel meydanda biriken kitleye hitaben birer konuşma yaptılar. Her üç başkan da, Valiliğin almış olduğu yoğun güvenlik önleminin yersiz olduğunu, kendilerinin sadece oturma eylemi ve basın açıklaması yapıp gideceklerini söylediler. Konuşmaların ardından 24 saatlik oturma eyleminin başladığı açıklandı. Sakarya Meydanı’nda oturmaya başlayan kitleye akşam 21.00 sularında polis tekrar müdahale anonsunda bulundu. Uzun süren anonsların ardından eylemciler alanı ertesi sabah tekrar toplanmak üzere terk ettiler.
2 Nisan sabahı tekrar Sakarya Caddesi’ne gelen işçileri polisler alana almak istemedi. Caddeye tek tek giren işçiler ve desteğe gelenler haricinde toplu olarak girmek isteyen kitleyi polis uzun süre caddeye almadı. İkiye bölünen kitlenin bir kısmı Sakarya Caddesi’nde, diğer kısmı ise Mithatpaşa Caddesi’nde dışarıda kalan arkadaşlarının da caddeye girmesini isteyip oturma eylemine başlayarak sloganlarla arkadaşlarına destek sundular. Uzun süren bu durumun ardından saat 11’e doğru polis dışarıda kalan kitlenin içeri girmesine izin verdi. İki grubun birleşmesiyle yaklaşık bin kişilik kitle Türk-İş binası önüne yöneldi. Ancak polis barikatı yürüyüşçülere izin vermedi. Polisle kitle arasında kısa süren gerginliğin ardından Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel basın açıklamasını bulundukları yerde yapacaklarını söyledi.
Türkel’in açıklaması şöyleydi: “Çadırlarımızı söktüğümüz gün, 1 Nisanda Ankara’ya geri geleceğiz demiştik ve geldik, bugün buradayız. Ancak iki gün boyunca yaşanan olaylar ülkemizdeki demokrasi açısından ibret vericidir, tarihe kara bir lekedir. Buradan Başbakana diyoruz ki; burası Tekel işçilerinindir, burası Sakarya Meydanıdır. Burada Tekel işçisinden, Tekel işçisine destek veren emek dostlarından başka kimse yoktur. Bugün burada eylem takvimimizi açıklayıp illerimize geri döneceğiz. Daha önce aldığımız, 2 Mayıs günü iki bin işçiyle 2 gün boyunca Ankara’da olacağız kararımızın yerine, 2 Mayısta bölgesel toplantılar yapma kararı aldık. Sonrası için, 3 Haziranda 3 gün, 4 Temmuzda 4 gün Ankara’da olacağız. Son yaşanan süreçte özellikle Danıştay’ın 4-C’nin iptalini istemesi olumlu bir gelişmedir. Danıştay 4-C’yi mezara gömmüştür, Tekel mücadelesi 4-C’yi mezara gömmüştür. Yargı yolu bundan sonrası için de oldukça önemlidir. Ayrıca DİSK, KESK, KAMU-SEN ve TÜRK-İŞ olarak 26 Mayısta yapacağımız eylemle hayatı durdurmaya hazırlanıyoruz. Eğer Ağustos başına kadar yasal süreç işlemezse, biz işsiz kalırsak, 19 bin 4-C’li işçi işsiz kalırsa, şeker işçisi, karayolları işçisi işsiz kalırsa, Ağustos başında bekle bizi Ankara. Ağustosta eşlerimizle, çocuklarımızla, dönmemek üzere Ankara’da olacağız. 78 gün boyunca bir çiçeği bile dalından koparmadık. Asla şiddete meyletmeyecek, şiddete boyun eğmeyeceğiz. Bugün Türk-İş’in önüne işçinin gelmesine engel olma kararını kim verdiyse onu kınıyoruz. Umuyoruz ki bu tablo bir daha yaşanmasın. Türkiye’nin demokrasisine, Türkiye’nin aydınlık yüzüne yakışmayan bu tablo üzücüdür. Başbakan, bakanlar ve milletvekilleri bilsinler ki Tekel işçisi her yerde mücadeleye devam edecektir. Bir gelişme yaşanmazsa protestolarımız devam edecektir. Basın açıklamamız bitmiştir, dağılıyoruz artık.” Türkel’in konuşması sık “Türkel Söz Dinle, Türk-İş’in Önüne”, “Satılmış Kumlu İstifa”, “Kahrolsun Sendika Ağaları” sloganlarıyla kesildi. Dağılıyoruz açıklamasını işçiler ve desteğe gelen eylemciler ıslıklarla ve sloganlarla protesto ettiler. Alandan çıkmak istemeyen kitle polis barikatını zorlamaya başladı. Türkel’in cevap vermemesi üzerine, Türkel’i sendika önüne çağıran eylemciler ile Türkel’i sahiplenen bazı Tekel işçileri arasında kısa bir arbede yaşandı. Sonrasında polis tarafından kitlenin içinden çıkarılan Türkel, bir binanın içinde korumaya alındı. Açıklamanın ardından pek çok Tekel işçisi geri çekildi. Polis barikatının önünde çok az sayıda Tekel işçisi vardı. Geriye kalan yaklaşık 200 kişilik kitlenin büyük çoğunluğu desteğe gelen devrimci çevrelerdendi. Sürekli müdahale anonsunda bulunan polis saat 12.00 civarında biber gazı ve copla göstericilere saldırdı. Ara sokaklara kadar uzanan çatışmanın ardından 1’i Tekel işçisi olmak üzere 11 eylemci gözaltına alındı. Yaklaşık yarım saat süren çatışmanın ardından eylem alanı boşaltıldı.Öğle saatlerinde işçilerin büyük çoğunluğu otobüslerine binerek illerine geri döndüler. Ankara’da kalan yaklaşık yüz civarında işçi ise Türk-İş binası önüne “Türk-İş’i, Hükümeti Kınıyoruz - Tekel İşçileri” yazılı bir siyah çelenk bırakmak istedi. Ancak polis sadece temsili olarak iki işçinin çelengi bırakabileceğini söyledi. Çelengi bırakmaya giden arkadaşlarını sloganlarla gönderen Tekel işçileri iki gün boyunca Türk-İş’i ve hükümeti korudukları için polislere alkışlarıyla “teşekkür” ettiler! Bu eylemin ardından, Tekel işçileri gece saatlerinde evlerine geri döndüler.
İki gün boyunca Ankara’da yaşanan olaylar Tekel işçilerine karşı sermayenin ve onun hükümetinin nasıl pervasızlaşabildiğinin önemli bir göstergesiydi. Ancak bu eylem vesilesiyle görülen en önemli nokta, son bir aylık süreçte sendika bürokratlarının 1 Nisan eylemi için en ufak bir hazırlık dahi yapmamış olmasıydı. Tamamen kendi olanaklarıyla Ankara’ya gelen Tekel işçileri, örgütsüz olmalarının yansımasını iki gün boyunca bir kez daha gördüler. Bundan sonrası için Tekel işçisine büyük görevler düşmektedir. Her ilde dağınık olan Tekel işçilerini bir araya getirmek, bilinçli işçilere ve örgütlülüğün önemini kavrayan öncü Tekel işçilerine düşmektedir.
46. Yılında Kavel Destanı
Son Eklenenler
- İstanbul Eyüpsultan’da özel bir lisenin müdürü 74 yaşındaki emekli öğretmen İbrahim Oktugan öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürüldü. Öğretmenler “Can Güvenliğimiz Sağlansın, Gerekli Tedbirler alınsın!” talebiyle İzmir’den Bursa’ya, Mardin’...
- 21-28 Nisan Ebeler Haftası ve 12-18 Mayıs Dünya Hemşireler Haftası vesilesiyle 10 Mayısta İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hemşire ve ebeler basın açıklaması gerçekleştirdi.
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...
- 1 Mayıs’a gitmeden önce egemenlerin yarattığı algı yüzünden benim de endişelerim vardı. Fakat “Ben hakkımı savunmalıyım” diye düşünerek, arkadaşlarımın ısrarlı daveti sayesinde UİD-DER’le birlikte Bursa’da 1 Mayıs’a katıldım. İlk 1 Mayıs’ımdı, iyi...
- Ağır sorunlar altında bunalan işçi sınıfının bu sorunlar karşısında bir çıkış yolu bulabilmesi için sendikalarına sahip çıkması, sermayenin ve sendika bürokratlarının planlarını, niyetlerini boşa düşürmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle siyasi...
- Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden işletmesinde 14 Ekim 2022’de patlama meydana gelmiş, 43 maden işçisi yaşamını yitirmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Patlamaya ilişkin 7’si tutuklu 23 sanığın yargılanmasına 8...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen mitinglere yüzbinlerce sendikalı sendikasız işçi, işsiz, emekli, emekçi kadın, genç katıldı. İşçi ve...
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.